KAYMEK SANA YAKIŞTI MI?
13 Mayıs 2016 tarihinde Hakkari Çukurca’da şehit olan Piyade Uzman Çavuş, Muammer Arı’nın eşi Hacer Hanım’ı gazetemize köşe yazarı Dilek Albayrak ile ziyaret ettik. Ve şehidimizin eşine ulaşmamızda yardımcı olan Şehit ve Gaziler Derneği Başkanı Ali Yavuz Beye de çok teşekkürlerimi iletiyorum. Bu gibi konularda bizlerden hiçbir şekilde yardım ve desteklerini esirgemiyor.
Şehidimizin eşinin gözlerine baktığımda gözlerindeki acıyı hissettim. Her zaman şehit ailelerine kendimi bu nedenle borçlu hissediyorum. O aileler bizler rahat uyuyalım diye canlarının parçalarını kara toprağa gömüyor. Ne hayaller yarıda kalıyor. O çocuklar kimin için babasız kalıyor? O eşler kimin için hayat arkadaşından ayrı kalıyor? O anne ve babalar evlat acısı yaşıyor? Bir Amerikalı için değil herhalde… Bu Türk milleti için yani bizler için. Ama Hacer Hanım, öyle şeyler anlattı ki şehit ailelerine yapılan saygısızlıkların haddi hesabı yok.
Akrabalarının eşi için verilen paradan borç istediğini söyledi. Eee insaf be… Kadın orada eşini kaybetmiş bir çocukla kalmış insanların yaptığına bak. Kocasının ölüm parasından borç istiyor. Ya sizler nasıl insanlarsınız? Acılı bir kadına sizlerin destek olması gerekirken yapılan şu terbiyesizliğe bakın! Bir de kadına sende para çoktur. Devlet sana o kadar para veriyor diye de laf sokuyorlarmış.
İkinci olarak ise belediye ve halk otobüslerine bindiklerinde serbest basmaları bazı otobüs şoförleri ve yolcuların zoruna gidiyormuş. Hacer Hanım, bir gün aynı şekilde otobüse bindiği bir kişinin kendisine size de her şey bedava lafının şahsını çok üzdüğünü söyledi. Yani şehit ailelerine bedava olmasında kime olsun? Laf açılınca hepiniz vatanseversiniz. Şehitlerin emanetleri emanetiniz. Böyle mi vatanseversiniz böyle mi emanete sahip çıkıyorsunuz? Kadının evine para getiren evinin direği yıkılmış. Bir çocuk babasız kalmış. Akıl fukarası, para delisi insanların söyledikleri şeye bak. Allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın.
Hacer Hanım, acımı yaşayamadım. Eşim şehit olalı aylar oldu kendi kendime bir acımı yaşamadım dedi. Ve özellikle ev ararken birçok ev sahibinin kendisine dul diye ev vermediğini söyledi. Ben bunları duydukça inanın o insanların saçını yolmak istedim. Allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın. Ve bu dönem eşini çok özlediğini, yalnız kaldıkça çok ağladığını söylüyor. Ve bizimle konuşurken de gözyaşlarına hakim olamıyordu. El işleri konusunda becerikli olduğunu ve bunun için KAYMEK’in takı kursuna yazılmak için KAYMEK’e gittiğini ama başvuru zamanının geçtiğini ve kontenjanın dolduğunu söylemişler. Yani bu kadın az acısını unutmak, kafasını dağıtmak için sizin kapınızı çalmış. Keyfi gelenlerin yanına bu kadını da er ya da geç yerleştirseniz ne olurdu yani? Bir kişi ile KAYMEK dolup taşar mıydı? Yani KAYMEK, ister yurt dışında ister yurt içinde çalışmalar yap ama bu tavrınla sınıfta kaldın.
Kurumların bu şekildeki pervasız davranışlarını inanın kınıyorum. Ve köşemi okuyan yetkililer varsa şehit eşlerine ailelerine yönelik bu gibi yerlerde tolerans sağlanmasını rica ediyorum. Sizlerin kocaları evinize para getirip gün yapmanızı sağlıyor. Siz o günlerde onun bunun dedikodusunu yaparken o insanlar acılarıyla mücadele ediyor. Boşuna dememişler aynı acıyı paylaşanlar aynı dili konuşur. Siz hiç sevdiğiniz birini kaybettiniz mi? Siz hiç rüyama girsin de görsem diye ALLah’a yalvardınız mı? Siz hiç kıyafetleri koklayarak özlem gidermeye çalıştınız mı? Hayır. Bunu ancak ölüm acısı yaşanlar bilir.
Bazı kurum ve kuruluşlar, kamera karşılarında çok vatansever. OSKARLIKSINIZ.
Çoğu şehit ailelerinin yüzüne bakmıyorsunuz iş başında.
Özellikle özel okullarda şehit çocuklarının kayıt zamanlarında yapılan muamelelinizde gözlerimi yaşartıyor. Karşınızda şehit çocuğu değil Sabancı’nın torunu var gibi ücretler sayıyorsunuz. Ve işinize gelirse diyorsunuz. Ve bu tavırlar bir ilçe kaymakamının eşinin yanında yapılıyor. Yani okullarımızdaki idarecilere buradan şöyle sesleniyorum. Parayla şeref kazanma. Bir gün paranı kaybettiğinde şerefin kalsın.