YAW HE HE (İNANDIK) EŞİTÇİSİNİZ
Ülkemizin anaları sadece 15 Temmuz’da değil 15 Temmuz öncesinde evlatlarını topraklara verdi. Bir yanda yüreği evlat acısıyla yanarken bir yanda da şehit annesi olmanın gururunu taşıdılar. Babalar, “Vatan sağolsun” diyerek evlatlarının üzerine toprağı attı. Anneler Günü’nde şehitlikler gelemeyen evlatlarına giden annelerle dolup taştı. Objektiflere yansıyan kareler anaların sözleri benim yüreğimi dağladı. Ama idrak edemediğim bir şey var. 15 Temmuz şehitleri her platformda dile getirilirken Suriye’de, Bitlis’te, Hakkari’de, Şırnak’ta, Dağlıca’da, Kayseri’de İstanbul’da, Ankara’da hain saldırılarda şehit olan evlatlar nedense her platformda dile getirilmiyor. 15 Temmuz’da tankların önüne yatanlarda, vatan hainlerinin gözü dönmüşlerin şerefsizce bombaladığı, mermi ve bomba yağdırdığı saldırıda şehit olan Ömer Halis Demir’in ailesi de bizim ailemiz, Mustafa Cambaz’da bizim şehidimiz, Halil Kantarcı’da bizim şehidimiz, Ayşe Aykaç’ta, Oruç Kardeşlerde, Demet Sezen, Cennet Yiğit’te, Kübra Doğanay’da bizim şehidimiz. Ve onlardan geriye kalanlar bizim ailemiz, emanetimiz.
Ama Dağlıca’ca şehit olanlarda bizim şehidimiz.Kayseri’de çarşı iznine gittikleri sırada otobüse yapılan hain bombalı saldırıda şehit olanlarda, İstanbul’da maçta polis aracına düzenlenen saldırıda şehit olanlarda, Ankara’da şehit olanlarda bizim şehidimiz. Daha iki gün önce memleketim Balıkesir’de Hatay’da şehit olan Niyazi Elçin’i son yolculuğuna uğurladık. Elçin’de bizim şehidimiz. Hepsi bu vatan için şehit oldu.
Eğer bu ülkede birilerine cici görünmek için böyle çirkin bir ayrımın içine gidenleri kalben kınıyorum. Peki, bu konu nereden aklıma geldi derseniz? 0
Memur-sen Konfederasyonu Kadınlar Komisyonu, Anneler Günü vesilesiyle düzenlediği programda 15 Temmuz şehitleri annelerini yılın annesi seçmiş. Bu yalakalıktan başka bir şey değildir. Yanlış anlaşılmasın ama bu ülkede 15 Temmuz öncesinde de Doğu’da, Güneydoğu’da şehitler verdik. Bir günde 30 askeri, polisi toprağa verdik. Ben sadece acıları aynı olan bu insanların üzerinden prim elde etmek isteyen zihniyeti dar, amaçları şehit aileleri olmayan makam ve koltuk olan insanların bu ayrımcı zihniyetine karşıyım. Şehitlik mertebesinde bile ayrımcılık yapıyorsanız, özellikle kadın komisyonu olarak belki bu sözlerden daha fazlasını hakkediyorsunuz.
Ben olsaydım, Anneler Gününde Şehit ve Gaziler Derneği’ni ziyaret eder, sonrasında gidebildiğim tüm şehit ailelerinin yanına o gün ziyarete giderdim. Şehitlikte gelemeyen evlatlarına giden anaların yanında olur acılarını paylaşırdım. Benim gibi, Doğu ve Güneydoğu’da,Kayseri’de, Dağlıca’da evlatlarını vatanın istikbali için şehit veren ailelerde bu ayrımcılıktan rahatsız.
Demokrasi şehitlerimizde, Doğu ve Güneydoğu’da,Kayseri’de, Dağlıca vb. şehitlerimizde bizim şehidimiz. Hepsi bu ülke için can verdi. Hayatları yarıda kaldı. Ve bu ayrımcılık şehit ailelerini üzüyor. Bu düşünce tarzı biran önce terk edilmelidir. Hepsi yürekli insanlardı. Yürekli olmasalardı, kalplerinde vatan aşkı olmasaydı, elinde sopayla tanka, jete karşı ülkesini savunmazdı. Yürekli olmasalardı bedellisini yatırır askere gitmezdi. Vatan borcu namus borcudur boşuna dememişler.
Kayseri’de Ülkü Ocakları İl Başkanı Aytaç Gezici Bey ve ülküdaşları şehit annelerinin kapısını tek tek çalarak ellerini öpüp hayır dualarını aldı. Bir annemizde sizsiniz diyerek onları özel günde yalnız bırakmadılar. Bu güzel ve örnek davranışından dolayı kendisini kutluyorum. Toplumda bu şekilde güzel rol modellerin olması beni sevindiriyor.
Son olarak şehit anneleri gibi özel olan annelerde var. Belki unutuldu ama engelli anneleri. Çocuğunun doğumundan ölümüne kadar tüm bakımını üstelenen insanlar. Savaştığı yüzlerce şey varken, aklında hep aynı soru işaretiyle yaşar; ‘Ben ölünce bu çocuğa kim bakacak?‘ diyen annelerimiz. Anne olmak tek başına yeterince büyük bir sorumlulukken bir de engelli bir çocuğu olduğu için omzundaki yük çok daha fazla olan anne. Fiziksel yük bir dereceye kadar kabul edilebilir ve taşınabilir bir şey olsa da asıl sorun annenin her gün maruz kaldığı, kimselerle paylaşamadığı duygusal yüktür. Önce reddediş vardır, sorun yok sayılır ama içten içe kendini kemirir anne, eşi de dahil olmak üzere herkese yabancılaşır. Arkasından utanç gelir, derdini anlatamamanın, çözümsüzlüğün, yalnızlığın, çaresizliğin utancı. Özellikle Türkiye gibi sadece okumamışların değil okumuşların da zır cahil oldukları bir ülkede bir annenin yaşayabileceği en ağır durumlardan biridir bu. Sizinde anneler gününüz kutlu olsun.
Şehit annelerimiz, evlat acısı yaşayan annelerimiz, engelli annelerimiz hepiniz ÇOK ÖZELSİNİZ benim için…
#güldençoktan