ALLAH’IN PEYGAMBER’E VE MÜMİNLERE SALATI.
Dinin direği olan salat ne yazıktır ki,
içi boşaltılmış, bir takım zorlamalarla,
yorumlarla işin özü örtbas edilmiştir.
Allah, Kuran’da peygambere ve müminlere
salat ettiğini açıklıyor, salatı namaz
olarak ele alanlar, bu ayetteki Allah’ın,
peygambere ve müminlere nasıl namaz
kıldığını maalesef yanlış çözümlemişlerdir.
Önce ayete bir bakalım ne diyor, 33/
Ahzab 56,” Allah ve Melekleri (doğadaki
güçleri) indirdiği Kuran ayetleri, peygambere
çok salavat getirirler.( desteklerler/
yardım ederler/arka çıkarlar) Ey müminler
sizde peygambere tam bir teslimiyetle
selam verin,( destek olun/yardım edin,
arka çıkın).” Ayette Rabbimiz elçisine ve
müminlere salat etmektedir, Salat eğer
burada namaz olarak kabul edilirse, bu
ayetten Allah’ın peygambere ve müminlere
namaz kıldığı anlaşılacaktır. Halbuki,
salat buradaki anlamı desteklemek,
yardım etmek, arka çıkmak anlamında
ele almak gerekir. İşte o zaman Allah’ın,
peygamberi ve müminleri desteklediği,
yardım ettiği, arka çıktığı anlaşılacaktır.
9/ Tövbe 25, “ Ant olsun ki Allah, birçok
yerde,(savaş alanlarında) ve Huneyn
savaşında size yardım etmişti. Hani çokluğunuz
size güven vermişti de onun
size bir faydası olmamış,fakat sizi hezimete
uğramaktan da kurtaramamıştı ve
yeryüzü bütün genişliğine rağmen size
dar gelmişti. Sonunda bozularak arkanızı
dönüp kaçmıştınız.” 9/Tövbe 26, “ Sonra
Allah, Resulü ile müminler üzerine sükünetini
/kalbi teskin eden güven, morel
indirdi ve sizi görmediğiniz ordular/Melekler
indirdi de kafirlere azaba uğrattı.
İşte bu o kafirlerin cezasıdır.” 33/ Ahzab
9, “ Ey iman edenler, Allah’ın size olan
nimetini hatırlayın, hani size ordular
saldırmıştı da, Biz onlara karşı bir rüzgar
ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik.
Allah ne yaptığınızı çok iyi görendir.
33/ Ahzab 10,” Düşmanlar, yukarınızdan
hem aşağı tarafınızdan (vadinin üst ve
altından) üzerinize yürüdükleri zaman,
gözler yığıldığı, yürekler gırtlağa geldiği
ve siz Allah hakkında türlü, türlü şeyler
düşündüğünüz zaman.”
Genel inanış ve kabul, Allah’ın ayetteki
açıkladığı gibi değildir. Zihni ve mali
destek olması yerine, salavat getirerek bu
iş kurtarılmaya çalışılmış ama taşa çarpmıştır.
Hatta salaten tünciye, salaten nariye,
salaten terficiye gibi çeşitli salavatları
okumak farz ibadetlerin önüne geçmiştir.
Eğer okumazsanız ayıplanır kınanırsınız,
esası okunmamalıdır, Allah’ın ayetleri
yetmiyor mu? Haşa Allah ve Melekleri bir
salavat korosu mu kurun diyor, yapılan
o değil mi?
Salavat getirmek, ilmihal kitaplarıyla, bazı
dini anlatan kitaplarda Allahümme salli
ala seyyidina Muhammed’in ve ala ali
seyyidina Muhammed gibi bazı sözler
okunmalıdır diye yazılmaktadır. Salavat
getirmekle ilgili çokça hadis uydurulmuş
ve hatta şefaat de buna bağlanmıştır.
Allah, peygamberi ve kulları için kime,
niçin, nasıl salavat getirecektir, Allah’ın
salavat getirmesinin mantığı nedir. Bu
gün peygamber aramızda değil ölmüştür,
peygamberin tebliğ ettiği ve bize emanet
olarak bıraktığı Kuran’ı destekleyip, hayatımızda
yaşamamız, doğru anlayıp etrafımıza
da duyurmak bizim için salattır salavattır
Salavat getirmekle yani Allahümme
salli ala seyyidina Muhammed’in ve ala
ali seyyidina Muhammed diyerek adeta,
Ey Allah’ım Muhammed’e Sen yardım et,
gerekli desteği sen yap deniliyor ki, ne
büyük çelişkidir. O zamanın mümin ve
Müslümanları peygamberin güvenliğini
sağlayarak peygamberine salat ve salavat
ediyorlardı. Peygambere salat ve salavatı
sahabe bir köşeye çekilip, şimdi yapılan
gibi gerek ferdi, gerekse koro halinde Allahümme
salli okumamışlardır. Varlarıyla,
yoklarıyla, kıt imkanlarıyla mali destek,
canlarıyla harekete geçip, Allah’ın emrine
uygun, Allah için peygamberimize destek
olmuşlardır. 24/Nur 41, “ Göklerde ve
yerde bulunanlarla dizi, dizi kuşların/
arıların/ bulutların, Allah’ı tesbih (her türlü
noksanlıktan arındırdıklarını) ettiklerini
görmez misin? Hepsi kendi tesbihlerini (
arındırmalarını desteğini doğaya yapacağı
katkıyı) bilmektedirler. Allah, onların
yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.”
Ayette geçen salat ve tesbih, Allah’ı
Allah’a yakışmayan şeylerden ve Allah’ın
sıfatlarını, Allah dışında başkalarına vermemektir.