ŞİMDİ AFFET
Hayatta yenemediğimiz duygular var. Bir türlü içimizden atamadığımız, yeter artık diyip uğurlayamadığımız duygular .. Kin gibi, nefret gibi, gurur gibi, sevgi gibi …
Çok şahit oldum içindeki acıyla yıllarca yaşayanlara. Yarasını yıllarca yüreğinde bir emanet gibi taşıyanlara. Affedemeyenlere .. Evet affedememek. Asıl sorunumuz buydu belki de. Belki affedebilsek kurtulacağız, özgür olacağız. Fakat yapamıyoruz. Gurur çelikten bir set gibi çekilmiş zihnimize, bırakmıyor. Bilmek gerek; affedememek insana ağır bir yük getirir, tüketir. Şayet birine kin tutuyorsanız eğer o durumu haddinden fazla önemsiyorsunuz demektir. Üzüldüğünüz konularda karşınızdaki insan sizden içten bir şekilde özür diliyorsa onu affedin. Dilemiyorsa da iletişiminizi kesin lakin kin tutmayın. Zira kin yaşam enerjinizden çalacak. Çevrenizdeki kimselerle ya da yeni tanıştığınız insanlarla sağlıklı iletişim kurmanızı olumsuz yönde etkileyecek.
Kini insan davranışları olarak ele aldığımızda kin tutmanın insan davranışlarındaki uyumu bozması gibi olumsuz yönünü gözlemliyoruz. Çünkü kin duygusu o kimsenin karşısındaki insana sürekli hor bakmasına ve kıskanmasına sebebiyet verir. Hatta birçok konuda onu adalet duygusundan ayırır. Adalet duygusu da sosyal hayatın en önemli denge unsuru ve teminatıdır. Nitekim bir ayette şöyle buyurulur: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan bir davranıştır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.” [2]
İnsanoğlu yaradılışından itibaren sosyal bir varlık olmakla beraber yaşamını tek başına idame ettiremez. Çevresindeki insanlara ihtiyaç duyar. Bir şekilde başka insanlarla ilişki içinde bulunmak zorundadır. Konuyu islâm açısından değerlendirecek olursak islâm bizlere bu ilişki esnasında uyulması gereken bir takım kurallar getirmiştir. Bu kurallar hayatı yaşanılır hale getiren ve insana insan olduğunu hatırlatan kurallardır. Örneğin, bu kurallardan bir kaçını Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şu şekilde sırlamıştır: “Birbirinizle alâkayı kesmeyin! Birbirinize sırt dönmeyin! Birbirinize kin tutmayın! Haset etmeyin! Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!” [4]
Kin tutmanın zararlarını en çok kişinin kendisine olumsuz olarak yansıdığında görmekteyiz. Çevremizde ve kendi yaşantımızda bu konu ile ilgili birçok örnek gösterebiliriz. Kin tutmak hem kişinin psikolojik sağlığı, hem de sosyal ve yakın çevresine olumsuz tepkimelere yol açmaktadır. Ve saklanamaz bir gerçeklik var ki tüm kötü alışkanlıklar ve kötü duygular beraberinde yaşantımıza kötü zaman dilimleri işlerler. Kötü zaman dilimi mutsuz hayattır. Şimdi affet mutlu yaşa!
#selmakösedağ