MÜCADELE BİTMEDİ! GELECEK YÜZ YIL MÜSLÜMAN TÜRK’ÜN OLACAKTIR!
Kayseri demokrasi sınavında önemli bir sınav atlattı. Darbe söylentilerinin ayyuka çıkmasının ardından vatanına ve devletine sahip çıkan Yüce Türk Milleti, bir destan daha yazdı.
Kalkışmanın ilk anlarından itibaren avucunu ovuşturanlar milletin kadife eldiven içerisinde sakladığı çelik yumruktan kurtulamadı.
Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim üzere Ergenokon, Balyoz, casusluk derken Türk Silahlı Kuvvetlerinin içini boşaltan hainler, bu süreçte oldukça güçlendi. Üzüntüm o dur ki; TSK’ya bu operasyonlar yapılırken mevcut siyasi iktidar maalesef bunlara sessiz kaldı, göz yumdu.
Vatanını milletini seven TSK’nın şerefli askerleri vatan haini suçlamasıyla kelepçelenerek görevlerinden uzaklaştırılırken, malum medya bunu halka bugünkü FETÖ’cülerin istediği gibi aktarmaktan imtina etmedi. İnşallah bu süreçten yeterince ders alınmıştır. Öyle olduğunu görüyorum,
Belli başlı insanlar dışında kimse bunlara karşı çıkmadı, direnmedi. Suçlu suçsuz demeden yüzlerce vatan evladı hapislere tıkıldı. Hal böyle olunca hainlerin planı çok güzel işlemeye devam etti.
Biz o günlerde de bunların yanlış olduğunu suçlu ile suçsuzun ayırt edilmeden içeri tıkıldığını haykırdık. Gün geldi bu hainler kendilerine bırakılan makamlarda ihanet planlarına devam ettiler.
Ve sonunda işin ucu mevcut Cumhurbaşkanımız’a kadar uzanınca iş herkes bunun farkına geçte olsa vardı. Çünkü mesele artık cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet meselesi olmaktan çıktı ve vatan meselesi millet meselesi olduğu anlaşıldı.
Hamdolsun, yine bugünleri iyi atlattık. Şimdi önümüzde ciddi bir süreç var. Artık daha dikkatli ve uyanık olmalıyız. İşi ehline vermeli vatan sevdalılarının önünü açmalıyız.
İhanet şebekelerine karşı çok ama çok dikkatli olmalıyız. Çünkü onlar büyük bir projenin ürünü. Bu mesele sadece 3-5 yıllık bir mesele değil, 100 yıllık bir mesele.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekası için bunu yapmak bu hanileri ilelebet bu makamlardan uzak tutmak zorundayız. Çünkü gelecek yüz yıl Müslüman Türk’ün olacaktır.
Bu hainler o kadar uyanık ki; hala kendini deşifre etmeyenlerin belli makamlarda kalmış olabilme ihtimali bile ürkütücü.
Düşünsenize 3 yıldır FETÖ ile etkin bir şekilde mücadele ediliyor fakat hala en önemli görevdeki isimlerin başucundaki insanlar hain çıkıyor, FETÖ’cü çıkıyor.
Demek ki; mücadeleyi daha kararlı yapmalıyız. Bu mücadele amansız bir şekilde devam etmeli. Suça bulaşmamış olmaları onların kurtarır yanı olmamalı. Ama artık taban dediğimiz kesiminde herhangi bir rehabiliteye ihtiyaç duymadan doğruyu görmeli, yanlıştan dönmelidir.
Ne böldürecek vatanımız ne de devletimiz var.
Devlet ebed müddettir. Yegane mücadelemiz Devletin baki kalmasıdır. Şahısların görünürde bir önemi yoktur.
HALKIN DARBESİ,
DARBELERİN KUBBESİ
Son yaşanan darbeden sonra milletin darbesi artık tarih boyunca darbelerin kubbesi olarak anılacaktır. Öyle ki; ondan üste bir darbenin olması herhalde mümkün değil.
Darbeye karşı mücadele de Kayseri’de başta Vali Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik olmak üzere, Mustafa Elitaş’ı, Ahmet Çolakbayrakdar’ı, Memduh Büyükkılıç’ı, Mahmut Hiçyılmaz’ı, Hüseyin Akay’ı, tebrik etmek istiyorum. Vali Süleyman Kamçı’nın da duruşunu da birkez daha tebrik ediyoruz.
Bununla birlikte En büyük başarı tabi ki; Emniyet müdürü İbrahim Kulular’ın ve vatan sevdalısı komutanlarımızındır.
Özellikle sokacağa çıkmaktan imtina etmeyen Yüce Türk Milleti, bir kez daha “Bütün Türkler bir ordu” deyişinin içini doldurmuş, “Millet eğilmez” anlayışını perçinlemiştir.
Son söz olarak Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in ifade ettiği üzere; “En kötü demokrasi bile en iyi diktatörlükten daha iyidir” deyişinin bizlere en anlamlı miras olduğunu bir kez daha anlamış olduk.
Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.
Allah Müslüman Türk’ü korusun ve yüceltsin.