TEVHİD VE HZ. PEYGAMBer (2)
Buna şirk diyemeyenler, Allah’ın isminin
yanına, Peygamberin ismini koymayı
şirk görüyorlar, sapıklık budur.
Ayetlere göre tevhid budur ve kelimeyi
şahadet ve kelimeyi tevhid işte budur.
Ayette Allah’ın tekliği açıklanırken,
peygamberin de beşeriliği ortaya konulmaktadır.
Bu ve buna benzer işler kasıtlı yapılıyorsa,
o zaman işin arkasında kara bir
el ve zihniyet vardır, araştırmalar zaten
bunun ve diğer şirk görüşlerin arkasında
İslam düşmanlarının olduğu gerçeği
böylece ortaya çıkıyor. Ne demek?
Hz. Peygamberi Tevhid’e koymamak ve
dine ilaveler koymak? 6/ Enam 82. “
İnanıp ta imanlarına herhangi bir zulüm
(zulüm de bir şirktir) haksızlık bulaştırmayanlar
var ya, işte güven onlarındır
ve onlar doğru yolu bulanlardır.”
Dine ilave yapmak, birilerini Allah’ın
yanında veli, evliya, şeyh kabul edip
araya koyarak Allah’tan bir şeyler istemek
tevhid inancına şirk bulaştırmak
demektir. Bir yatırı veya kendine göre
önemli gördüğü bir kişiyi araya koyarak
onları vesile edinmek, onların yüzü
suyu hürmetine, Allah’tan istekte bulunmak
şirktir. 2/ Bakara 186. “ Kullarım
sana, beni sorduklarında söyle onlara,
Ben çok yakınım, Bana dua ettiği vakit
dua edenin dileğine karşılık veririm.
O halde kullarımda benim davetime
uysunlar ve bana inansınlar ki, doğru
yolu bulalar.” İşte aracılara gerek olmadığının
belgesi bu ayet ve diğer ayetlerdir.
Aklın yolu Allah’ın yoludur, Akıl
tek Allah’a kulluğu öne çıkartmaktadır.
PEYGAMBERLERİN İSMET GÜ-
NAHSIZ OLMASI DOĞRU MU?
İsmet, günahsız anlamındadır, bizlerin
düşüncesiyle bakıldığında peygamberlerin
ismet sıfatı hata yapmaz, günah
işlemez olarak biliniyor. Ancak Allah
tarafından bakılınca durum hiç de öyle
değildir. Çünkü peygamberler de yaratılan
varlıklardır, yaratılan varlıklar içinde
insan ise peygamber de olsa hata
yaparlar. Burada şu gerçeği iyi anlamak
gerekir, peygamberler, peygamberlik
boyutuyla hata yapamazlar, çünkü
Allahtan vahiy aldıkları için o görevi
eksiksiz yerine getirmek zorundadırlar,
5/ Maide 67. “Ey Resul, Rabbinden sana
indirileni tebliğ et, Eğer bunu yapmazsan
Allah’ın elçiliğini yapmamış olursun.
Allah seni insanlardan koruyacaktır,
doğrusu Allah, kafirler topluluğuna
rehberlik etmez.” Peygamberler peygamberlik
görevlerinden dolayı Allah’ın
korumasındadır Ama yaratılan bir varlık
olarak insani boyutlarıyla hata yapmak
zorundadırlar. 40/ Mümin 55. “ Şu
halde Resulüm şimdi sen sabret, çünkü
Allah’ın vadi gerçektir. Günahının bağışlanmasını
iste, akşam sabah Rabbini
hamd ile tesbih et.” ( Tesbih , Allah’ın
emrine teslim olmak)
47/ Muhammed 19. “ Bil ki, Allah’tan
başka ilah yoktur. Resulüm hem kendinin
hem de mümin erkeklerin ve
mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını
dile. Allah, gezip dolaştığınız
yeri de duracağınız yeri de bilir.” Ayette
geçen zenb kelimesi kasıtsız hata,
noksanlık, dikkatsizlik ve kusurları da
kapsar, zenb insanın hem Allah’a hem
insanlara karşı işlediği suçları da kapsar.
Onun için Peygamberimizden şöyle
bir hadis rivayet edilir, “Ara ara içimde
anlık bir gaflet hissettiğim için günde
yüz kere Allah’tan mağfiret dilerim.” (
Buhari ve Müslim ) Hadiste yüz kere
ifadesi çokluk anlamındadır, bizde de
kullanılır, bir şeyi yapmayana şöyle deriz.
Sana Elli defa dedim, yüz defa
dedim diye söyleriz, bunu derken elli
ve yüz defa sayı olarak değil, birden
çok defa dedim, burada da yüz defa
sayı olarak af diledim değil, birden çok,
birkaç defa anlamındadır.