HIRSIZLIK VE EL KESME CEZASI(3)
Halife Ömer 800 altını Hatib den alıp kölelere verdi ve Hatib’e eğer bir daha aç bırakırsa Htib’e hırsızlık cezası vereceğini söyledi.” ( Muvatta ) M. İslamoğlu yanlış uygulamalar ve yanlış anlamalar, yetişkinlerin ve çocukların ufak bir şey çalmalarında ellerin kesilmesi ve ömür boyu iş yapamaz hale getirilerek, topluma ve devlete yaşamları boyunca bakıma muhtaç hale getirilmeleri ayetlerin iyi anlaşılmasıyla ortadan kaldırılır ümidindeyim. Elma çalan, simit çalan, baklva çalan ve açlıktan karnını doyurmak için çalan cezalandırılıyor veya eli kesiliyor, siyasi olarak vurgunlar yapılıyor, ihalelerde kamu hakları gasp ediliyor, adaletli kanunlar çıkartılmıyor, milletin veya insanlığın büyük bir kısmı açlıktan feryat edip gökleri titretirken, sömürücülerin daldıkları feryattan bu ses duyulmuyor ve aç kalıp sonrada sus payı alarak ses çıkartmayıp zalimlere, sömürücülere destek olanların ahret’teki yerleri Allah bilir ama kötü olacaktır. Eğer zenginler fakirlerin hakkını verirse, siyasiler adaletli davranır devlet imkanlarını adaletli dağıtırsa, kanunları adaletli çıkartıp torpil yapmadan uygularlarsa, işlerinde çalıştıranlar alın terlerini çalıştırdıklarına adaletle verirlerse işte o zaman çalmaktan eller kesilecek, yani ihtiyaç kalmayacak Allah’ın emrettiği adalet yerini bulacaktır.
El kesme, bir sakındırma ve utandırma mı yoksa, elin herhangi bir yerinin kanatılması veya parmağın az bir parçasının kesilmesi mi yoksa elin tümünün kesilip atılması mıdır? Kuran yine Kuran’la tefsir edilecek olursak el kesmenin 5/ Maide 38. Ayetle, anlamı aynı manaya gelen 12/ Yusuf 31. Ayetten öğreniyoruz. El kesmenin elin herhangi bir yerinin kanatılması olarak açıklanıyor. ( Bu konuyla ilgili Hatemi, İslam Hukuku 98,99: Prof dr. Y. N. Öztürk, Kuran’ın temel Kavramları. Prof Dr. B. Bayraklı. Kuran sız Müslümanlık.)
Kuran açısından hırsız, hukuku ihlal yoluyla çalan kişi olduğu kadar, sistemi ve düzeni hukuka uydurarak, yahut hukuku istediği sisteme uydurarak çalan kişi de hırsızdır yani Kuran’ın cezalandıracağı hırsız sadece cepten, evden, işyerinden, vitrinden, tarladan, bağdan, bahçeden çalan değil, aynı zamanda, kanunları adaletli çıkartmayan siyasiler, uygulamayan hukukçular, çalışanların, üreten alın terinin karşılığını vermeyen emek ve gayretten çalan kurum ve iş sahipleri ve kişilerdir. İnsan insanın hayatını çalıyor, zamanını emeğini, sıhhatini, enerjisini, mutluluğunu, hakkını çalıyor, öyle yöneticiler çıkıyor ki, toplumların kaderini çalıyor dünyalarını zindana çeviriyor, bunlara el kesme gibi bir ceza yeter mi? acaba Birisinin elini kestiniz aradan zaman geçti suçsuz oluğu anlaşıldı o kesilen eli geri yerine kim takacaktır. Zamanımızda hukukun nasıl işletildiğini görüyoruz. Yanlış kararlar verdiriliyor sonrada suçsuz olduğu ortaya çıkıyor, kumpas kuruldu deniyor, ölenler, hakkı yenenler, itibarı kaybolanlar, işini, makam ve mevkiini kaybedenler gözlerimiz önünde yaşanıyor. 5/ Maide 39. “ Kim bu haksız davranışından ( hırsızlıktan ) sonra tövbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tövbesini kabul eder, Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” Allah pişman olanı affedeceğini ve bağışlayacağını açıklıyor Allah’ın affettiğini kim cezalandırabilir. El kesme cezası tövbe etmeyen, hiç bir ihtiyacı yokken kasti çalan kişi için uygulanır. Tövbe edip etmediği de belli bir zaman gözetim altında tutularak sadakatine bakılarak ceza verilir. Düzeldiyse eli kesilmez, İslam’ın amacı insanların elini kesmek değil toplumun düzenini sağlamak içindir. Hırsız suçuna pişmanda olsa da tamamen cezasız bırakılmaz durumuna göre hapsedilir,