AYETLERİN ANLAMINA UYMAMAK.
Onlar
yalnız kendilerini aldatırlar ama
farkında olmazlar.” Kendini yenileyemeyen,
çürümeye yüz tutan toplumların
elbette ki, çürüyen liderleri de olur,
bu liderler kendilerini aldattıkları gibi
idare ettikleri toplumları da aldatırlar,
avuturlar, pıstırırlar, sustururlar. Etrafında
ki, şakşakçıları da yaptıkları kötülüğü
gürültüyle bastırırlar, yağcılık
yaparlar onların bu halini gören yöneticiler
iyi yaptım zannederler. Ayette,
neden, Allah fesat yapanları lider konumuna
getir. Ülkenin önde gelenleri
hile ve entrika peşinde koştukları için
suçlu durumuna düşerler, nasıl yaşarlarsa
öylede yöneticileri olur, çünkü
yöneticiler bu gurup içinden çıkarlar,
bu guruplar da düzgün değillerdir. İnsan
şeytanları elbette kendine yakın
kimselere telkinde bulunurlar, Allah’ta
çürüyen, iyilerin ortada olmadığı, kötülüğün
toplumu sardığı ortamlarda
günah işleyen suçlular çoğalırlar. Allah’ın
sünneti ( Kanunu ) budur, nasıl
ki, madde çürür ve kurtçuklar oluşur
ise, çürüyen, hak, hukuk, adalet bilmeyen
toplumlar da öyle kurtçuklanır,
balık baştan kokar denir ya aynen
onun gibidir.
Sosyal bünye çürümeye terk edilince,
toplum da suç üreten öncüler oluşur
ve kendilerine rant bulabilmek için
içlerinden kendi bünyelerine uygun
idareci ve yönetici bulurlar, sonrada
onun etrafını sararak, zulüm, haksızlık,
hukuksuzluk, adaletsizlik yaptırmaya
başlarlar ve şak şaklayarak ta onun
iyi iş yaptığını zannettirerek görmez,
duymaz hale getirirler. 17/ İsra 16. “
Bir ülkeyi helak etmek istediğimizde,
o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış
ele başlarına iyilikleri emrederiz, buna
rağmen onlar orada kötülük işlerler.
Böylece o ülke, helake müstahak
olur, biz de orayı darmadağın ederiz.”
Şöyle dene bilir, Allah’ın bir toplumu
helak etmesi o topluma zulüm olmaz
mı? Ayete iyice anlayarak bakarsak,
topluma “iyilikleri emrederiz, buna
rağmen onlar orada kötülük işlerler…
böylece helake müstahak olurlar…”
buyruluyor. Yani toplum ve ileri gelenler,
Allah’ın emrine uymayıp, kulak
tıkayarak yolunu şaşırınca devreye
Allah’ın ilahi kanunu, sünnetullah
girer ve helak ve cezalandırma girer,
bütün toplumlar da durum budur. Beşeri
kurum olan toplum kendini hür
iradesiyle, Allah’ın uyarılarına rağmen,
zulmün, adaletsizliğin, yanlışlığın içine
düşerler, kokuşurlar, kokuşan madde
de elbette ki, çürüyerek yıkılır ve yok
olur, kaybolur gider.