ANLAMA KABİLİYETİNİ YİTİRMEK

Allah, anlama kabiliyetinin gönülde olduğunu, gönülle bir şeyin anlaşılacağını hatırlatıyor. Gönlü kirli olanın doğruyu bulamayacağını gündeme getiriyor. 6/ Enam 91. “ Allah’ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi dediler. De ki: öyle ise Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği Kitabı kim indirdi? Siz onu kağıtlara yazıp istediğinizi açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilemediği şeyler size de öğretilmiştir. Resulüm sen Allah de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar.” Anlama kabiliyetini yitiren Yahudiler gönüllerini kirlettikleri için, anlama kabiliyetini yitiriyorlar, üstelik Peygamberleri Musa ( a.s.) a ve getirdiği Tevrat’a da inanmayıp, kitaplarını tahrip ve tahrif ettiler, Allah’tan gelen Tevrat’ı değiştirip yerine kendi yazdıkları fikirlerini yani Zübürlerini koydular. Allah’ı gereği gibi tanıyamadıkları için, Allah’a teslim olacakları yerde kendi hevalarına uydular. Onlar öyle yaptılar yanlışa düştüler,
peki Allah’ın yasakladığı ve bizleri de bunları yaparsanız sizde aynı yanlışlığa düşersiniz diye uyarmasına rağmen, Kuran dışında ki, pek çok kitap ve görüşe uyarsak bizim onlardan farkımız nedir acaba?
7/ Araf 179. “ Ant olsun, Biz cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışız. Onların, kalpleri vardır kalpleriyle anlamazlar, gözleri vardır gözleriyle görmezler, kulakları vardır kulaklarıyla işitmezler, işte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar ve aşağıdırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” Allah, ayette cinlerin ve insanların bir çoğunun cehennem için yaratıldığını açıklarken, onların kendi istek ve iradeleriyle cehennemi hak ettiklerini, kalplerini, gözlerini kulaklarını kullanmayarak, onların işlevleri yerine getirmeyerek, fıtratlarına dönmeyerek, yanlışa düşerek cehennemi istediklerini bunun sonucunda, Allah’ta istedikleri cehennemi onlara verdiğini açıklıyor. Anlayış kapasitesini yitiren kalbin, gözün, kulağın mühürlenmesi doğrulara yönelmemekten dolayı olur. Çünkü Allah nefsini tanrı, ilah edenlerin kalplerinin mühürleneceğini Açıklıyor ve uyarıyor. 45/Casiye 23. “ Heva ve hevesini tanrı edinen ve Allah’ın kendi katında ki bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir. Hala ibret almayacak mısınız?”
YANLIŞ NİYET.
Bir şeyi veya bir ibadeti yapmadan önce niyet etmemiz gerekiyor. Nasıl niyet edersek o doğru niyet olur, nasıl niyet edersek yanlış niyet olur, yani hangi amaçla, hangi şey için amelinizi yaptığınızı belirtmek gerekiyor. Mesela: Namazı kimin için kılacaksın, orucunu, zekatını, haccını, infakını, kurbanını hangi varlık için yerine getiriyorsun? Bunu yapmadan önce niyet edilmelidir. 2/ Bakara 272. “ Ey Muhammed, onları doğru yola iletmek sana ait değildir. Lakin Allah dileyip isteyeni doğru yola iletir. Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.”
Allah, ayette yapacağınız şeyleri veya ibadetleri sadece Allah için ve Allah rızası için yapın diyor. Bakın bizlere öğretilen yanlış öğretide ne yapıyoruz.

#kemalyavuz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.