ALLAH’A NASIL ORTAK KOŞULUYOR
Biz cehennemi kafirlere bir konak olarak hazırladık.” 18/Kehf 110, “De ki: Ben yalnızca sizin gibi bir insanım/beşerim, şu var ki bana, İlahınızın sadece bir ilah olduğu vahiy olunuyor.Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa iyi amel yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.” Onun için Allah, bizleri uyarıyor ve şöyle diyor, 18/Kehf 104, “ Bu kişiler iyi iş/amel yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.” Peygamberimize, müşrikler şöyle diyorlar, tanrılarımızı/putlarımızı kötüleme, sonra onlar seni çarpar, peygamberimizde Halit bin Velid’i Uzza adında ki velilerini/putlarını, ortadan kaldırmak için gönderince putların bekçileri Halit’e, bak bu çok öfkelidir sakın başına bir şey gelmesin diye korkutmuşlar, Halit de gidip putun burnunu kırıp sonrada hepsini ortadan kaldırmıştır, Halit’e hiç bir şey olmamıştır. Şimdide, yatırları, veli, evliya dedikleri, şeyhleri yani kutsadıkları şeyleri, sakın bir şey demeyin, kötü düşünmeyin, bir yerlerine zarar vermeyin, sonra sizi çarpar ha, diyerek aynı müşriklerin kalplerindeki mazeret gibi, insanları korkutuyorlar. Kalbinizdekini bilir, rüyanıza girer, sizi çarpar gibi, aslı esası olmayan hurafeler uydurarak, falan yerde şöyle olmuş, şöyle korkutulmuş, çarpılmış gibi efsanelerle insanlar korkutuluyorlar. Peygamberimizin şöyle dediği rivayet ediliyor. “Benim ümmetim içinde şirk, karıncanın yürüyüşünden daha sessiz ve gizlidir.” (Ahmet bin Hanbel, Müsned 40/403) Müslüman dikkatli olmalıdır.
Allah, vahyini gönderirken emri ve onu tebliğ eden, hayata uyarlayan peygamberlerin ana uğraşları, birinci derecede Allah’a doğru bir inanç, şirkten ve ortak koşmadan insanlığı uzak tutmak öğretisi olmuştur. Eğer insanlar Allah’a doğru bir şekilde, tam anlamıyla inansalardı, peygamberleri, melekleri, cinleri, veli, evliyaları, yatırları, şeyhleri, kutupları, mezhepleri, tarikatları v. b. Gibileri tanrılaştırmayacaklardı, mezarlardan, türbelerden, ölülerden ve kutsadıkları sağ olanlardan yardım dileyip, onları aracı, şefaatçi sanıp ve dualarının onlar aracılığı ile kabul olacağına inanmazlardı. 25/Furkan 55, “Yinede onlar, Allah’ın yanında kendilerine ne fayda ne de zarar verebilen şeylere kulluk ediyorlar. İnkarcılar da Rabbine karşı uğraşıp durmaktadırlar.” 40/Mümin 73, “ Ve onlara sorulacak, hani nerede ilahlık ortaklık yakıştırdığınız varlıklar. 40/Mümin 74, “İlahlık sıralamasında Allah’ın astlarından saydığınız/kutsadığınız varlıklar, onlar şöyle cevap verecekler, bizi terk ettiler. İşin doğrusu, daha önceden biz sanki hiçbir şeye yalvarıp yakarmamışız. İşte Allah gerçeği inkar edenleri böyle şaşırtır.” Yine bakın, 7/Araf 194, “Allah’ın yanında taptığınız şeyler sizler gibi kullardır. Onların kutsallığı ve faydası varsa, iddianızda doğru iseniz, onları çağırın da size cevap versinler.” 12/Yusuf 40, “Allah’ın yanında, kutsayıp taptığınız şeyler, başka değil, yalnızca sizin ve atalarınızın, Allah’a ait yetkileri kendilerine yakıştırdığınız isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm sadece Allah’a aittir, Allah size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bundan habersizdir.” 53/Necm 23, “Bunlar/kutsadıklarınız sadece sizin ve atalarınızın uydurduğu isimlerden başka bir şey değildir. Allah bunlara hiçbir yetkisini ve otoritesini devretmemiştir. Onlar ancak sadece zanna ve nefislerinin arzularına uyuyorlar, halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.” 13/Rad 33,
#kemalyavuz