Kadınların hayatını kabusa çeviren ağrı
Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kıvanç Şahin, Kadınların hayatını kabusa çeviren ağırının doğru tedavisi için altta yatan nedenin doğru olarak ortaya konması gerektiğini vurguluyor.
Kadınlarda alt kadran (göbeğin altındaki sağlı ve sollu bölge), bel, pelvis (leğen kemiği) ve kalça bölgesinde yaygın olarak görülen ağrılar pelvik ağrı olarak ifade ediliyor. Sorun altı aydan uzun sürmüşse de kronik olarak tanımlanıyor. Çok sayıda organ sistemini tutan ağrı kadının yaşam kalitesini ciddi oranda düşürebiliyor. Üstelik jinekolojik ve jinekolojik olmayan pek çok faktör söz konusu olduğu için tanı ve tedavisi de zor oluyor. Doğurganlık çağındaki kadınlarda yüzde 4-15 oranında gözlenen bu soruna genellikle üreme çağındaki genç erişkinlerde rastlanıyor. Ağrı, kadının günlük yaşantısında hem fiziksel iş gücü kaybına hem de psikososyal olarak olumsuz ruh haline neden olabiliyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kıvanç Şahin, bu durumun tek başına bir hastalık olmasının yanında kanser gibi çok daha ciddi sorunların belirtilerinden biri olabileceğine dikkat çekti. Dolayısıyla 6 aydan uzun süren ağrılarda çok detaylı inceleme yapılması ve ağrıya eşlik eden diğer bulguların ayrıntılı değerlendirilmesi önem taşıyor.
Yüzlerce nedeni bulunuyor
Kronik pelvik ağrı, jinekolojik problemlerin yanı sıra, gastrointestinal sistemden ürolojik sorunlara, nörolojik problemlerden psikolojik hastalıklara kadar yüzlerce nedenden kaynaklanabiliyor. Ağrı devamlı olabileceği gibi siklus denilen her ayın belli dönemlerinde (özellikle adet dönemlerinde) tekrarlayıcı olabiliyor. Dr. Kıvanç Şahin, “Bu nedenle tanı araştırılması yaparken, önceden tanısı konulmamış kanserler, orak hücreli anemi, paratiroid bezinin fazla çalışması, idrar yolları iltihabı, kurşun ve civa zehirlenmesi, laktoz intoleransı, kronik kabızlık, kronik apandisit ve kronik yorgunluk sendromu gibi pek çok neden göz önünde bulundurulmalı. Hastadan dikkatli bir tıbbi ve psikososyal hikaye alınmalı” diye konuşuyor. Aynı zamanda ağrıya eşlik eden diğer sistem bulgularının da kanser açısından incelenmesi gerekiyor.
Ağrı yanındaki ek semptomların da kronik pelvik ağrının sebebine yönelik bilgi verdiğini söyleyen Dr. Kıvanç Şahin, “Örneğin sık tuvalete çıkma, üretral sendromu düşündürülebilir, kronik idrar yolu enfeksiyonu ve intestisyel sistiti de olabilir” dedi.
Doğru tanı için birçok faktör değerlendiriliyor
Nedenlerinin çok fazla olmasından dolayı ayırıcı tanı için birçok değerlendirmenin bir arada yapılması gerekiyor. Ayrıntılı jinekolojik muayene ile rahim ağzı ve vajen dokular inceleniyor. Bununla birlikte, nörolojik ve skolyoz muayenesi, fibromiyalji açısından tetik noktaların saptanması ve psikiyatrik değerlendirme ile genel muayene tamamlanıyor. Hastanın ihtiyacına göre de görüntüleme yöntemleri ve laboratuvar testlerinden yararlanılıyor.
Tedavi multidisipliner yaklaşım gerektiriyor
Şikayetlerden kurtulabilmek için öncelikle altta yatan nedenin doğru tespit edilmesi ve buna yönelik tedavinin uygulanması gerekiyor. Herhangi bir sorunun tespit edilmediği durumlarda ise ağrının giderilerek hastanın yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçlanıyor. Sonuç olarak kronik pelvik ağrı çok detaylı değerlendirme gerektirdiği için hastalar doğru hekime ulaşmak konusunda zaman kaybedebiliyor. Bu nedenle hem tanı, hem de tedavinin multidisipliner olarak yapılması gerektiğine işaret eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kıvanç Şahin, sözlerine şöyle devam ediyor: “Süreç zor ve uzun olmakla birlikte hastalara uygun tıbbi yardımın mutlaka yapılabildiği unutulmamalıdır. Ağrı kesiciler, hormonal tedavi antidepresanlar ve kas gevşeticilerin yanı sıra, karın içi yapışıklıkların tedavisi, sinir cerrahisi, rahim alınması gibi cerrahi yöntemlerden de yararlanıyor. Gelişen teknoloji ve tıbbın tanı ve tedavi yöntemleri ile artık hastalar daha kolay tedavi edilebiliyor.”