Kızım İçe Kapanık….

İyi günler Dilek hanım… Benim 13 yaşında bir kızım var. Çok içine kapanık.  4 sene evvel babası vefat etti. Ondan sonra konuşmaz oldu. Kızımın başka hiçbir problemi yok. Titizdir, temizdir, dürüsttür, yalanı sevmez , dediklerimi harfi harfine yapar. Ama  gelen misafirle ilgilenmez. Bu da etrafta laf söz oluyor. Ne biçim kız yetiştirmişin diyorlar. Moralim çok bozuluyor. Lütfen yardım edin. İyi çalışmalar…

İyi günler değerli okurum… İçe kapanıklık durumunun bir çok nedeni vardır. Bazılarında  sadece genetikle alakalı bir durumken yani çocuğun kişisel özellikleri ile alakalıdır, yapısı böyledir diyebiliriz. Fakat bazı durumlarda ise bireyin yaşanmışlıkları , özellikle travma yaşamış ise yani kötü bir olayla karşı karşıya kalmış ise böyle bir davranış  gözlemleyebiliyoruz.Bu durumun tahlili için muhakkak bir uzmana kızınızı götürmelisiniz. Çünkü altında yatan sebep ortadan kaldırılmadıkça bu durum devam edip , kızınızın bütün yaşamını etkileyecektir.

Genel olarak  baktığımızda içe kapanıklık durumunun çeşitli  sebepleri vardır:

*Çocuğun yapması gereken bütün işleri anne baba olarak bizim yapmamız. Çocuğa hiçbir sorumluluk verilmemesi. Odasını onun adına yerleştiren , tam çocuk bir iş yaparken sabırsızlanıp “bırak ben yaparım” diyerek çocuğun elinden alan anneler … Genelde hiperaktif ve becerikli anneler çocuklarını yetiştirirken bu yanlışa düşüyor. Çocuğuna o işi başarma kapısını açmıyor ve bilinçaltı olarak farkında olmadan ‘sen yapamazsın, sen becerikli değilsin’ mesajı gidiyor. Ve çocuk artık becerikli anne ile savaşmaktan vazgeçip kendi küçük hayatına dönüyor. Özellikle anne-baba mükemmelliyetçi bir kişilik özelliğine sahipse çocuk pes edip kendi dünyasına dönüyor.

* Sürekli çocuğunu suçlayan anne- baba da çocuğuna karşı aynı hatayı yapıyor. Suçlama güvensizlik duygusunu ön plana çıkarır ve çocuğa şu mesajı vermiş oluruz.” Biz sana güvenmiyoruz”. Bu durum da çocuğun içe kapanması için büyük bir etmendir. Anne ve çocuk evde otururlarken deprem oluyor ve çocuk odasından bağırıyor:

– Valla anne ben yapmadım!?

Diye,  ne acı!

*Topluluk içinde çocuğu küçük düşürmek de aynı şekilde zararlı bir durum. Bazen çok hoşumuza gittiği için üzerinde konuşuyoruz, gülüyoruz çocuğumuza fakat çocuk orda o hareketi aşağılama olarak alıyor. Ben 12-13 yaşlarında iken aile büyüklerimizle oturuyoruz. Cuma vakti sela verildi. Ben de “esselevatokunuyo!” diye seslendim. Bütün odadaki herkes gülmeye başladı. Sanki filmlerdeki gibi yüzleri kahkaha atarken gelip gelip gidiyordu yüzüme. Yani kabus gibiydi o an. Ona sela denir dediler ama ben çok bozulmuştum. 40 yaşındayım ve unutamadım. Şimdi bakıyorum aslında çok anormal bir tepki vermemişler ama çocuğun küçük dünyası bu durumu çok ciddiye alıyor. O yüzden çocuklarımıza tepki verirken biraz daha hassas olmamız gerekiyor.

Peki toparlarsak ne yapmak gerekiyor….

Çocuğunuza sorumluluk verin ve sonuna kadar o sorumluluğu yerine getirebilmesi için sabırla bekleyin. Beklerken eleştirmeyin. Yüreklendirin. Önemli olan sonuç değil, süreçtir. O işi yapmakla alakalı verdiği emektir. Unutmayın hiçbir beceri bir anda gerçekleşmez. Bunun  için sabır gerekir.

Çocuğu yavaş yavaş sosyalleştirmek gerekir. Çocuğu yüreklendirerek sosyal ortam hazırlanmalı. İlgi alanı tespit edilip bu alanlarla ilgili kurumlara yönlendirilmeli….

Baskı ve zorlama ile bireyi sosyal ortama itemezsiniz. Aynı çocuğun yürüme serüveni gibi…. Önce emekleyecek sonra destekle ayağa kalkacak, sonra yine destekle yürütülecek , sonra kendi desteksiz yürümeye başlayacak, sonra koşacak.

Eğer kardeş varsa kıyaslama yapılmamalı. “Bak o ne kadar  güzel konuşuyor, yabancılarla iletişim kuruyor. Sen ne yapıyorsun?, anca bilgisayar ve odan başka hiçbir şeyin yok. “ gibi gibi….

Bu tarz konuşma çocuğunuzu  ilerletmez aksine geriletir ve daha çok problemlerin ortaya çıkmasına sebep olur

Tüm bunların yanı sıra çok önemli bir bilgi veriyorsunuz. Baba kaybından söz ediyorsunuz. Bu durum diğer anlattıklarımdan çok daha önemli ve üzerinde durulması gereken bir durum. Bu yüzden sevgili okurum en yakın zamanda bir uzmanla iletişime girin.

Allah’a emanet olun…..

DİLEK ALBAYRAK

SOSYOLOG AİLE DANIŞMANI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.