İSLAM DİNİ VE KÜFÜR DİNİ 2

Ey küfre inananlar, inkar etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın.” Müşriklerin, Kabe de namazı çarpıtıp değiştirmeleri onların dinsiz olduğunu mu ortaya koyar, hayır, eğer inanmasalar Kabe de namaz kılmazlar. Onlar, değiştirmişler, Allah’ın dinine ilave ve eksiltme de yapmışlar ve müşrik olmuşlardır. 9/Tövbe 19, “Ey müşrikler, siz, hacılara su vermeyi ve Mescidi Haramı onarmayı, Allah’a ve ahret gününe iman edip de Allah yolunda cihat edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar, Allah katında eşit değillerdir. Allah, zalimler, topluluğunu hidayete, erdirmez.” İşte bu ayette de yine müşrikler Hac yapıyorlar, Kabe’yi tavaf ediyorlar, Kabe’nin yıkılan yerlerini tamir edip onarıyorlar, eğer dine ve Allah’a inanmasalar Kabe de ne yapacaklar ki, küfür/şirk dinine inandıklarından, Kabe’ye sahip çıkıyorlar ve peygamberimizle dinimizi değiştiriyor ve yanlış anlatıyor diye mücadele edip eziyet ediyorlar. Allah’ta, ilahi dine teslim olmayan, atalar küfür/şirk dininin yanlış olduğunu açıklıyor, 9/Tövbe 18, “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahret gününe iman eden, namazı dost doğru kılan, zekatı eksiksiz veren, Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte, doğru yola, ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır…” işte, yanlış bir inanca sahip olan bu insanlar son peygamber Hz. Muhammed’i ve O’na inananları ortadan kaldırmak için ellerinden gelen bütün çabayı ortaya koyuyorlardı, ne adına, küfür dini adına.
Peygamberlere ve son Peygamberimize, şöyle diyorlardı. Bu adam inancımızı, mukaddesatımızı ayaklar altına alıyor, mukaddes Kabe’mizi yok etmek istiyor, Allah’la aramızdaki aracıları, şefaatçileri, mabutlarımızı yakıp yıkıp yok etmek istiyor diye, İslam’a karşı savaş açıyorlardı. İşte bunlar ve bunun gibi zihniyetteki düşünceler, Allah’a ve İslam davetine isyana, İslam dinine karşı çıkmaya, yüzlerce aracı ilaha, yüzlerce kutba, şeyhe, efendiye yaratılan yüzlerce şefaatçiye, elleriyle yaptıkları, yonttukları şeylere kulluk yapan, her bir gurubun ilahı vardı. 37/Saffat 95, “Dedi ki: (İbrahim) yonttuğunuz şeylere mi ibadet edip tapıyorsunuz?” 37/Saffat 96, “Halbuki, sizi ve yapıp taptığınız o şeyleri Allah yaratmıştır.” Geçmişte elleriyle yaptıklarına tapıyorlardı, fakat şimdide kutsadıkları insan ve diğer varlıklara/kutup, şeyh, yatır, veli, evliya ve benzeri şeylere, aracı, şefaatçi, koruyucu, kurtarıcı olarak tapıyorlar. Bu, bugün ister Lat, Menat, Uzza, ister araba, sermaye, makam, mevki ve sınıf fark etmez, her dönemde bunlar Allah’a karşı birer tağut olarak kullanılmıştır.
İslam ve Peygamberleri bu haksız düzene karşı baş kaldırmış, zulme, çirkefliğe isyan edip, kula kulluğa savaş açmıştır. Neydi bu küfür/şirk dininin sürdürmek istediği, insan neslini tarih boyunca çeşitli sınıflara, soylu soysuz, misal dün ve bugün krallıklar, emirlikler, efendiler, köleler hisse alan, hisse veren, varlıklı, yoksul, özgür, esir yani bir tarafta üstün kişiliğe mensup bir sınıf, diğer yanda her şeyden mahrum millet topluluğu. Öyle aileler oluşturulmuş ki, ezelden ebede kadar, diğer aile ve topluluklardan her şeyiyle daha şerefli, bir eli yağda, diğer eli balda siyasi arkası ve desteği olan aileler. Bir şeyhe bakıyorsun, çalışmadan yazlık evi, arabası, hanımı ayrı, kışlık evi, arabası hanımı ayrı. Bir siyasiye bakıyorsunuz, kendisi, ailesi, çevresini devlet imkanlarını kullanarak her türlü korumadan faydalanırken, esas millet, topluluk açlığın, sefaletin, korumasızlığın, hukuki, ekonomik ve sosyal kaynaklardan mahrum bırakılmış insanlar. İşte, tam bu sırada, küfür/şirk dini, mevcut sistemi koruma görevini üstlenir, ne deseniz kar etmez, babamızı böyle bulduk derler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.