YETİMİN IRKI , MİLLETİ OLUR MU?
Hepinizin de bildiği gibi ülkemize 2 milyon 523 bin Suriyeli göç etti. Kayseri’de geçici koruma kapsamında 49 bin 21 Suriyeli ikamet etmekte.
Türkiye genelinde Suriyeli yetim sayısı 600 binden fazla . Ve çoğunun babaları savaşta şehit düşen insanlar. Yani hem yetim hem de şehit çocuğu ve size sığınmış , misafir gelmiş.
Ülke vatandaşımızın genelinde şöyle bir düşünce var: Biz kendi fakirimize , yetimimize bakalım ilk önce.
Bir pencereden bakarsanız doğru , ama sadece bir pencereden. Değerli okurlarım Allah birine bir iyilik yapmayı kısmet ediyorsa , o onun zihnine gelmiş ise bu boşuna değildir. Demek ki onun vakti o zaman ve o kişi. Her ne olursa olsun. Allah ihtiyaç sahibini bilir, verecek kişiyi de tespit eder bir yerde karşılaştırır. Orada tercih mekanizması devreye girer. Ya ilgilenirsiniz ya da ilgilenmezsiniz. İlgilenirseniz ALLAH’ın size ne kapılar açacağı bilinmez. İlgilenmezseniz de ne gibi mükafatları kaybettiğiniz bilinmez. Ayrıca bu yorumları yapanlar kendi yetimi ile kendi yoksulu ile zaten ilgilenmeyen insanlardır. Yani değerli okurlarım iş icraata geldi mi biz ne yetimimize ne yoksulumuza dönüp bakıyoruz. Biz konuşmayı yorum yapmayı daha çok seviyoruz.
Evet, yetimin ne ırkı vardır ne de milleti! Yetim yetimdir. Babasını kaybetmiş , üstüne vatanından evinden olmuş yokluk çeken insandır.
Mahallenin birinde 2 yaşındaki Suriyeli yetim çocuğu alıyorlar , ellerini tutuyorlar ve 4 yaşındaki Türk çocuğa dövdürüyorlar. Bunu yapan Türk çocuklar!
Bu çocuklara kızmıyorum, bu çocuklara bu nefreti aşılayan ebeveynlerine kızıyorum. Bu ırkçılık değildir de nedir?
Ki biz misafirperver bir toplumuz ne ara bu kadar dejenere olduk. Aklıma hemen Çin’deki Müslüman çocuklara yapılan şiddet geldi. Onlar Allah , kitap nedir bilmeyen insanlar … Ya biz!?…
Biz neyiz?… Şanlı geçmişimize, kültürümüze, ALLAH korkumuza , kitabımıza rağmen bunları yapabiliyorsak biraz kendimizi sorgulamalıyız diye düşünüyorum.
Her toplumda olduğu gibi Suriyelilerin içinde de eğitimlisi , cahili, tembeli, ahlaklısı ahlaksızı var. Bireyler farklıdır ve toplum bireylerden oluşur. O yüzden her toplum heterojen bir yapı sergiler. Bunu Suriyeliler tembeldir, çalışmaz, sorumsuzdur gibi genelleyemeyiz. Muhakkak toplumun karakteristik özellikleri vardır ama genellememiz yanlıştır. Ben bizzat Suriyeli evleri geziyorum. Çok temiz ,düzenli , inançlı , çalışkan aileler var. Onları da aynı kalıba koymak ve o zihniyetle müdahele etmek bence kul hakkına giriyor.
Ayrıca dikkatimi çeken bizim toplum olarak , kültür olarak bir 30 sene gerimizdeler. Yani bizim kaybettiğimiz geleneklerimiz onlarda hala var. Mesela en çok dikkatimi çeken 13 yaşına gelmiş bir kız çocuğu evde annesine yarı yardımcı. Misafir geldiği zaman hemen kahve , çay ikram ediliyor ve bunu evin 13 yaşındaki kızı yapıyor. Şimdi yaptırın bakalım 13 yaşındaki kızlarınıza yapıyorlar mı?
Sizin düşündüğünüz gibi çekinmeden istemiyorlar. Çok çekiniyorlar. Çoğu memleketinde güzel yaşam şartları altındayken bu durumda…
Çoğunun evi arabası ve güzel bir işi varken burdalar. Yani gördüklerinden geri kalmışlar.
Ramazanda iftar yapmak için iki aile bir Suriyeli eve gittik. Önceden haber verdik biz yemeklerimizle geleceğiz diye…
Gittiğimizde şok olduk! Aile bütün imkanlarını seferber etmiş belki de borç almış ve çok güzel masa hazırlamışlar. Niye böyle yaptınız dediğimizde “sen misafir” dedi.
Ayrıca devlet sağlık hizmeti veriyor fakat sanıldığı gibi para yardımı yok.
Buradan ALLAH’ın yardım davetine el uzatan dil , din , ırk gözetmeyen tüm yardımseverlere minnetlerimi sunuyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun…
DİLEK ALBAYRAK
SOSYOLOG AİLE DANIŞMANI