PEYGAMBERİN GÖREV SINIRI NEDİR? (2)

Müşriklerin derleyip toparlasaydın ya
dedikleri gibi, birileri de Peygamberimizin
Kuran dışında hadisleri din
dersek, peygamberimiz din koyar dersek
o zaman iftira etmiş oluruz ve
derlemiş toplamış anlamına gelir haşa.
Çünkü peygamberimiz kendiliğinden
bir şey söyleyemiyor. 53/Necm 3,
“Peygamber arzusuna göre de konuşmaz.”
Ayetin burasını çok söylerler de
arkadan gelen cevap veren ayeti okuyan
çok az olur. Cevap ayeti şudur,
53/Necm 4, “O bildirdikleri vahiy edilenden
başkası değildir.” Çığırtkanlar,
yine ayete, çarptılar ve yalanları ortaya,
Allah tarafından ayetle açıklanmıştır.
Peygamberimizin Resullük/elçilik
vazifesinin temeli Kuran’ı Allah’tan
aldığı gibi tebliğ etmesidir. Eğer peygamberimiz
bu tebliğ görevini yapmasaydı
veya ekleme ve çıkartma yapsa
idi ayetlere, o zaman da elçilik görevini
peygamberimiz yapmamış olacaktı
ve Allah bunu şöyle açıklıyor. 5/Maide
67, “Ey Resul, Rabbinden sana indirileni
tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan,
Allah’ın Resullüğünü/elçiliğini yapmamış
olursun…” Yine 10/Yunus 15 gibi.
69/Hakka 43, “Kuran, alemlerin Rabbi
tarafından indirilmiştir.” 69/Hakka 44,
“Eğer peygamber bize atfen bazı sözler
uydurmuş olsaydı.” 69/Hakka 45,
“Elbette onu kıskıvrak yakalardık.” 69/
Hakka 46, “Sonra onun can damarını
koparırdık ve onu yaşatmazdık.” 69/
Hakka 47, “Hiçbiriniz buna mani de
olamazdınız.” Bu ayetlere göre peygamberimizin
uyduğu Kuran’dır değişmesini
isteyenler de müşriklerdir.
Eğer Kuran dışında dini başka kaynaklar
olsa idi, mesela Kitap, Sünnet,
İcma, Kıyas dedikleri gibi peygamberimiz
ona uyardı. Böyle diyenler,
yine ayetlere çarparak yanıldılar, Din
düşmanları, sünnet, icma kıyasında değişmesini
isterlerdi.İstedikleri Kurandı
Dini Allah koyar, dinin tatbikatını
da peygamber yapar, alimler ve Müslümanlar
da dinin kültürünü dine
uygun olarak oluştururlar. İnsanları
karanlıklardan aydınlığa sadece Allah
çıkartır, bu görevi sadece Allah yerine
getirir. 5/Maide 16, “Allah, rızasını
arayanı o kitapla/Kuranla kurtuluş
yollarına götürür ve onları kendi iradesiyle
karanlıklardan aydınlığa çıkartıp,
dost doğru bir yola iletir.” 5/Maide
66, “Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i, ve
Rablerinden onlara indirileni/Kuran’ı
doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz
hem üstlerinden, hem de ayaklarının
altından/yerden yerlerdi. (yeraltı ve yerüstü
servetlerinden istifade ederek
refah ve mutluluk içinde yaşarlardı).
Onlardan aşırılığa kaçmayan, mutedil/
iktisatlı bir zümre/gurup vardır, fakat
çoğunun yaptıkları ne kötüdür.” Allah’ın
hükümranlığına uyulmuş olsa
idi yeryüzünde hiçbir kimse zerrece
zulme uğramayacak, herkes hakkını
alacak, zenginlik, bolluk ve refahı
meşru yollarda arayacak, kimse, kimseyi
kandırıp aldatmayacak, Allah’ın
herkese indirdiği rızkı helal yoldan
yiyecek, herkes hakkına razı olacak ki,
işte o zaman gökten nimetler yağacak,
bolluk ve bereket olacak, yerden
de zenginlikler fışkıracak ki, herkese
huzur olsun. Dünyamızda, yapılan
gibi, Allah’ın indirdiği rızkı, güç kullanarak
gasp edip, diğer insanların aç
kalmasına ve dengenin bozulmasına
sebep olup, normaldeki rızkı, adaletli
paylaşımla paylaşmayan, paylaşılsa,
yeteceği ile yetinmeyip, daha fazla almak
için, bitkilerin doğal dengelerini/
DNA bozup başa bela edenler, herkes
hakkını alamayınca dengesizlik ve huzursuzluk
olmasına sebep olmaktadırlar.
Şimdi, elimizi vicdanımıza koyup,
aklıselim bir düşünelim, hakkı gasp
eden de, hakkı gasp edilende huzursuz
ve endişelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.