PEYGAMBERİN GÖREV SINIRI NEDİR? (3)

Allah, sizi aydınlığa çıkartacağım diyor,
biz de düzlüğe ve aydınlığa çıkmamak
için ayaklaşıyoruz. 6/Enam 151, “De ki:
Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını
okuyayım. Allah’a hiç bir şeyi
ortak koşmayın, ana, babaya iyilik
edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı
öldürmeyin. SİZİNDE ONLARINDA
RIZKINI BİZ VERİRİZ, kötülüklerin
açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve
Allah’ın yasakladığı cana haksız yere
kıymayın. İşte, bunlar, Allah’ın size
emrettikleridir, umulur ki düşünüp
anlarsınız.” İnsanları, nura, aydınlığa
çıkartmakla, özü, sözü bir zulüm
yapmayan, cehaletten kurtulup bilgi
ve ilim sahibi olan, bildiğini insanlık
uğruna harcayan, Allah’ın ayetlerine
inanan, özgürlüklerine sahip ve kullanabilen,
manevi bunalımları olmayan,
birlik ve beraberlikte oluşan insanlardan
oluşan bir insan nesli yetiştirip,
dünyayı adalet yurdu yapmak hepimiz
için, bir kurtuluş olmalıdır.
Hz. PEYGAMBER’İN YETKİ-
SİNİN OLMADIĞI KONULAR
Peygamberin, Resullük/elçilik vazifesinin
temeli Kuran’a uyması ve tebliğ
etmesidir. Peygamberimiz, bizim için
örnek olduğunu, ama, peygamberimize
dair bilgiler için de tek geçerli ve
yeterli kaynağın Kuran olması gerektiğini
de yine Kuran’dan öğreniyoruz.
Onun için Kuran’a baş vurup, ayetlerle
peygamberimizin yetkileri nedir, ne
değildir onu Kuran’dan öğrenmeliyiz.
1) Peygamber bir beşer insan olduğu
için, Allah, peygambere kendini,
kimliğini tanıtmasını istiyor ve kutsallaştırılıp,
tanrılık payesi verilmemesi
için, olağanüstü güçlerle donatılmadığı,
diğer kullarla aynı kanuna, yaşam
tarzına tabi olduğu anlatılıyor. Yani
Allah’a ait hiçbir yetkinin, peygambere
verilerek ilahlaştırılamayacağı bilinci
veriliyor. Diğer insanlar gibi yer, içer,
gezer, uyur, hastalanır, savaşır kazanır
ve kaybeder, hicrete mecbur kalır,
kaygı bilmez, ölür yani insan olması
nedeniyle, peygamber de olsa ilah olamaz/
tanrılaştırılamaz. 18/Kehf 110, “De
ki: Ben yalnızca sizin gibi bir beşer/insanım,
şu var ki, bana, ilahınızın sadece
bir tek ilah olduğu vahiy olunuyor.
Artık her kim, Rabbine kavuşmayı
umuyorsa, iyi iş/amel yapsın ve Rabbine
ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”
2) Peygamberin
kul oluşu, beşer/insan oluşunun
yanında Allah’ın da kuludur. 27/Neml
91, “De ki: Ben ancak, bu şehrin/Mekke’nin
Rabbine KULLUK etmekle emir
olundum. Her şey de zaten Allah’a
aittir.” 27/Neml 92, “Bana Müslümanlardan
olmam ve Kuran okumam
emredildi. Artık kim doğru yola gelirse,
yalnız kendisi için gelmiş olur, kim
de saparsa onlara de ki: Ben sadece
uyarıcılardanım.” 3) Peygamber’in, sadece
Allah’ın, gönderdiği dine, uyması
isteniyor ve din koyamayacağı, sadece
Allah’ın dinine uyacağı emrediliyor.
39/Zümer 14, “De ki: Ben dinimde ihlas
ile ancak, Allah’a ibadet ederim.”
4) Peygamber, Vahye/Kuran’a uymak
zorundadır. Ne din koyma ve ne de
vahye müdahale etme yetkisine sahiptir.
10/Yunus 15, “Onlara ayetlerimiz
açık, açık okunduğu zaman öldükten
sonra bize kavuşmayı beklemeyenler,
ya bundan başka bir Kuran getir veya
bunu değiştir dediler. De ki: Onu,
kendi isteğimle değiştirmem, benim
için olacak şey değildir, ben, bana
vahiy olunandan başkasına uymam.
Çünkü, Rabbime isyan edersem, elbette
büyük günün/ ahretin azabından
korkarım.” Peygamberler de dahil olmak
üzere hiç kimsenin din koyma
yetkisi ve Kuran’ı değiştirmesi söz konusu
olamaz . Bu Allah’ın emri farz,
peygamberin uygulaması sünnettir,
sünnet arayanlara.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.