DİKKATE ALINMAYAN KUR’AN DA Kİ AYETLER 2

“İnsanlara Allah’ın indirdiği dine Kur’an’a uygun, denildiği zaman insanlar, hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız derler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış iseler demi.?” (2/Bakara 170), (5/Maide 104), (31/Lokman 21), (43/Zuhruf 22-23-24)
“Hidayet (Kur’an) çağrısına kulak vermeyen insan-ların durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzerler. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir…” (2/Bakara 171)
Eğer İslam’ı ana kaynağı Kur’an’dan anlamaya çalışmayıp yeryüzünde ki Müslüman’ım diyen insanlardan ve onların yaşayışlarından öğrenirlerse yanlışlıkların ortasına düşerler.
“Onların çoğu ancak ortak koşarak Allah’a iman ederler.” (12/Yusuf 106)
Allah’a yaklaşmak için, melekler Allah’ın kızları derken, Yahudiler Üzeyir (as)ı, Hıristiyanlarda İsa (as)yı Allah’ın oğlu diyerek şirke düştüler. Müslüman’ım diyenler kendilerini gözden geçirip sakınsınlar, birilerini Rabler edinmesinler.
“Resulüm deki: Ey ehli kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz. Allahtan başkasına tapmayalım, Allah’a hiçbir şeyi eş ortak tutmayalım ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer insanlar yinede yüz çevirirlerse, işte o zaman; şahit olunki biz Müslümanlarız deyiniz.” (3/Ali İmran 64)
Bu ayetlere göre din yani İslam dini tahkik (delile dayanan) tir farzdır. İnsanlar taklit edilirse suçtur ve sonucu ya şirke, ya da günaha götürür.
“Allah size işte böylece ayetlerini açıklar ki, düşünüp hakikati anlayasınız” (2/Bakara 242)
“Siz hiç düşünmez mi siniz?” (3/Ali İmran 65)
“Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açık-lamış bulunuyoruz.” (3/Ali İmran 118)
“Hiç düşünmez mi siniz?” (3/ Ali İmran 50)
“Hala aklınızı kullanmıyor mu sunuz?” (11/ Hud. 51)
“Size de, Allahı bırakıp tapmak ta olduğunuz şeylere de yuh olsun! siz akıllanmaz mısınız?” (21/ Enbiya 67)
“İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size ayetleri böyle açıklar.” (4/ Nisa 61)
“Ve şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi bu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık! diye ilave ederler.” (67/Mülk 10)
Bütün bu ayetler ve daha pek çok ayetler, insanın düşünerek doğru bir imana ulaşacağını açıklamaktadır. Akletmeyenleri, düşünmeyenleri, Allah kör, sağır ve dilsiz olarak nitelendirmektedir.
“Hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? zira dolaşsalar-
dı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz, lakin göğüs içindeki kalpler kör olur.” (22/Hac 46)
Her konuda olduğu gibi, insanların önce doğru düşünebilmesi ve sonrada doğru düşüncelerini hayatlarına geçirebilmeleri önemlidir. İşi ciddiye alarak, her şeyi yerli yerinde kullanmakla, hayata uygulamakla mümkündür.
Şuna dikkat etmek lazım. İnsanlık en çok şu mazereti söylüyor ve ileri sürüyorlar.
“Biz geçmiş de ki atalarımızdan böyle duymadık” (28/Kasas 36)
“Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola şeye uyarız.” (2/Bakara 170)
Şimdikilerin de dedikleri şu, sen falan âlimden iyi mi biliyorsun? şu hocadan derin misin? kafamızı karıştırma, her doğru her yerde söylenmez gibi, dibi olmayan ciddiyetten uzak laflarla itiraz ediliyor.
Peki atalarımız, hocalarımız, âlimlerimiz ve diğer mazeretler Kur’an’a ters düşüyor, Allah’ın emriyle bağdaşmıyor, hurafelerle buluşuyor, İslam dinine bazı yanlışlar, kültürler, yanlış inançlar karışmış, arı, duru, tertemiz İslam dini hurafe ve dışardan katma dinle bozulmuş ise? O zaman yine mi aynı diyeceğiz. Yoksa bize düşen görev, Kur’an’ı mı esas alacağız. Yapacağımız Kur’an’a uyup, Kur’anla yolumuzu temize kavuşturmak mı olmalıdır.
Belki Türk milleti, Müslüman olduğundan bu yana, İslam’ı bozan, Emevilerden ve Abbasilerden gördüklerini almışlar, hiç fedakârlıktan çekinmeden 12 asır boyunca bitmek, tükenmek bilmeyen gayretlerle, bu güne getirip ihanet etmeden, İslam’ı her şeylerinden çok sevdiklerini, fakat ilk alışlarındaki bozuk din anlayışını, aynen dini korumak zannederek, bu günlere geldiklerini biliyoruz. İslam’ı öylesine seven bu Türk milletinin, gerçeğini maalesef bilmedikleri, Emevilerden, Abbasilerden bozuk din anlayışını devraldıktan sonra, İslam dini için vermedikleri şeylerini bırakmayan….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.