Kendinize dur deyin

Yemek yeme insanların en temel ihtiyacıdır sadece insanların değil bütün canlıların yemeğe ve gıdaya ihtiyacı vardır. Yeme alışkanlığı aile,sosyal çevre ve bölgesel olarak bir çok farklılık göstermekle birlikte yemek çeşit olarakta çok zengindir.Bizlerin ise asıl sorunu yemekte değil nasıl yediğimiz ile ilgilidir ki ihtiyacımız kadar değil nefsimizin istediği kadar yiyoruz ve içinden çıkılamaz sorunlara doğru sürükleniyoruz,bazen kendimizi kontrol edemiyoruz,adeta krize giriyoruz,beynimiz dur,yeter artık dese de kontrolden çıkıyoruz ve durdurulamıyoruz.

Aşırı kilo çağımızın en zor hastalıklarından, birçok kötü sonuçlar doğurmakta ve insanları fiziksel görünüm olarakta rahatsız etmektedir, kişi kendisini beğenmemeye başlıyor,bu görüntü fiziksel olarak rahatsız ettiği gibi duygusal ve ruhsal açıdan da olumsuz birçok sıkıntılara yol açabiliyor.Özellikle kadınlar bu konuda daha da hassaslar ve anlık kilo alışlarda moralleri bir anda azalabilmekte,kendilerini kötü hissedip beğenilmeme duygusuna da kapılabilmektedirler.Tedbir olarak biran önce spora ve diyete başlayıp kilo vermeye çalışıyorlar,bazıları danışarak bazıları ise kulak dolgusu bilgiler ile hareket ediyorlar.Spor ve diyet uzun soluklu ve sabır gerektiren alışkanlıklar olduğu için birçok kişi bu sabrı uzun süre gösteremeyip,bıkmaya ve eski alışkanlıklara geri dönmeye başlıyorlar ki bunun sonucunda tekrar eski kilolu günler geri başlıyor.Sağlık beslenme ve spor bedenimizi fit görünüme kavuşturduğu gibi,duygusal olarakta bizi zinde tutuyor çünkü halimizden ve görüntümüzden memnunuz bu da bizi mutlu ediyor ancak bunu başarabilen insan sayısı çok az.

Kilo problemlerinin en başında ise yeme krizi geliyor, bizler diyet yapsak da,spor yapsak da yemek yerken kendimizi kontrol edemiyor,adeta saldırırcasına yeme alışkanlığı oluşmuşsa asıl sorunlar burada başlıyor.Yeme krizi genellikle stresli,öfkeli ve duygusal problemlerin yoğun olduğu dönemlerde kendini göstermekte çünkü hırsımızı ve öfkemizi yemekten çıkartıyoruz,çok yiyince rahatladığımızı ve sorunlardan kurtulduğumuzu zannediyoruz ki asıl sorunlar kontrolden çıktığımızda başlıyor.

Peki neden duygusal sıkıntılar yeme krizine yol açıyor?                                                                    Çocuklarımıza yemek yedirirken yaptığımız en büyük yanlışlardan birisi, çocuğa zorla yedirmeye çalışıyoruz ve “çocuk yemeğini yediğinde onu alkışlıyoruz,tebrik ediyoruz,ödül veriyoruz adeta ve mutluluk hissi veriyoruz.”Bak yemeğini yedin başardın,yemeğini yedin mutlusun algısını bilinçdışına yerleştiriyoruz,artık bilinçdışı  bu çocuk büyüdüğünde şunları söyleyecek; streslisin ye rahatla,üzüntülüsün ye mutlu ol,öfkelisin ye dinginleş gibi her olumsuz anda ihtiyacı olsa da olmasa da sürekli yemek yedirecek,sürekli abur cubur yedirecek ve kendini kontrol edemez hale gelecek adeta yeme krizine girecek.Yemek yiyecek, uyuyacak kalkıp pasta,börek,çöreğe saldıracak,nefsini kontrol edemeyecek ve gelsin kilolar.

Yeme krizinden kurtulmak için öncelikle bilinçaltımızda ki bu yanlış algıları temizlememiz gerekiyor, özellikle duygusal ve ruhsal sorunlarımız oluşmuş ise o dönemde daha da dikkatli olmalıyız,  yemek yiyerek problemlerden kurtulamayacağımızı hepimiz biliyoruz ancak bilinçaltında bunlar yerleşmişse kendimizi asla kontrol edemeyiz. Yemek yeme konusunda ki   bildiğimiz doğruları uygulayabilmemiz için, önce duygularımızı kontrol etmeyi sonrada davranışlarımızı ve alışkanlıklarımızı kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Güzel yemek elbette bizlere keyif verir, mutlu hissettirir ama kesinlikle kendimize dur dediğimizde durabilmeliyiz, nefsimize sahip çıkabilmeliyiz.Ayrıca çocuklarımıza yemek yedirirken kesinlikle bu şekilde hareket etmemeliyiz ki onlar birer yetişkin olduklarında bu sorunları yaşamasınlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.