DİN VE İSLAM NEDİR(5)
“Sor onlara: Bu iddiayı onların hangisi savuna-cak?” (68/Kalem 40)
“Yoksa ortakları mı var onların? Eğer sözlerinde doğru iseler haydi getirsinler ortaklarını?” (68/Kalem 41)
Bu ayetler insanları adeta yakasından tutup silkeleye-rek, siz ne yapıyorsunuz, kendinize gelin, deliliniz mi var? Başka kitaplar mı var? Neyi nasıl savunacaksınız diye şiddetle uyarmaktadır. Sözü Allah’a bırakıp sorduğu şu soruları da açıklayalım. Allah soruyor:
“Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı tutunuyorlar.” (43/Zuhruf 21)
“Hayır! Sadece biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz derler.” (43/ Zuhruf 23)
“Ben size atalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem yine mi bana uymazsınız deyince dediler ki: Doğrusu biz seninle gönderilen şeyi
(dini) tanımıyoruz.” (43/Zuhruf 24)
Allah’ın gönderdiği Kur’an ayetlerinden anlıyoruz ki, çoğunluğa veya toplumun kabullendiği görüşe uymak Allah’ın emrettiği dine uymak değildir. Ama bugün insanların adeta atalarından, mezheplerinden kökenini araştırmadan önlerine konan her şeyi hadis diye kabullenip, dinin bir parçası gibi sanıp, şu kitapta var, falan mezhep imamı söylemiş, şeyhimiz böyle diyor, falanca müftü, hoca söyledi yalan mı diyerek, din adına ortaya atılan görüşler ne yazıktır ki, Allah’ın emri olan Kur’anla çatışıyor, çelişiyor. Kur’an’ın devre dışı kalmasını sağlıyor. Bu ayetleri iyice düşünerek okuyup, anlayıp, varsa peşin kabullerimizi, geleneklerimizi atalardan ve diğer hadis, mezhep, tarikat, ilmihallerden öğrendiğimiz dini sorgulamamız ve bunlar üzerine değil de, Allah’ın dinini şaşmayan, yanılmayan rehberimiz Kur’an üzerine uygularsak, hayatımızı şekillendirip ancak böylelikle kendimize iyilik yapmış oluruz.
“And olsun, sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hala akıllanmaz mısınız?” (21/Enbiya, 10)
“De ki: Ben sadece vahy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat sağırlar ikaz edildikleri bu çağrıyı duymazlar.” (21/Enbiya 45)
“İşte bu Kur’an’da bizim indirdiğimiz hayırlı ve faydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz.” (21/Enbiya 50)
“Eğer yüz çevirirlerse de ki: Bana emir olunanı hepinize açıkladım…” (21/Enbiya 109)
Allah’ın gönderdiği, Peygamberimizin tebliğ ettiği
Kur’an’ı okuyup, inceleyip, düşünüyorum. Kendi aklıma ve vicdanıma soruyorum. Kur’an’daki anlatılan din nasıl? Bize diğer kaynaklardan anlatılan din nasıl? Arada pek çok fark var. Birileri de bu soruları sorar mı? Bilmiyorum, ama gerçek budur.
“…Yine de insanlar içinde bilgisi, rehberi, aydınlatıcı bir kitabı yokken Allah hakkında tartışan kimseler vardır.” (31/Lokman 20)
“Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsinden sorumludur.” (17/İsra 36)
Ayetler, ellerinde delil, belge olmadan Allah hakkında konuşan, mücadele eden kişilerin geçmişteki tavırları anlatılıyor. Onlara Peygamber gelince bizim de delilimiz, geçmişimiz, geleceğimiz, atadan, dededen öğrendiğimiz yolumuz var, diyerek savunuyorlar. Allah’ta bunların delil, belge olmayacağını, eğer bu boş şeylere uyarsanız…
sonunda insanın bunlardan sorumlu olacağını, duyduklarınız ya Kur’an, ya da Kur’an’a uygun olsun diyor. Her duyduğumuz doğru olamaz. Gözünüz görmüyor mu? Geçmiş milletler elleriyle yazdıkları kitapları dinin parçası saydılar. Allah’ta böyle yapanların delillerini kabul etmedi ve onları müşrik olarak insanlığa açıkladı.
“Resulüm, sana bu mübarek kitabı ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye indirdik.” (38/Sad 29)
Kur’an’a baktığımızda her iman sahibi düşünmeli, sorup sorgulamalıdır. Allah Kur’an’da dinin tek sahibi, yetkilisi benim diyor. Ama karşımıza konan görüşe göre, hayır, dinin dört delili var deniliyor. Bazıları daha çoğaltıyor. Bu gerçekten doğru mu? Elbette doğru değil.
Kur’an’a karşı delil getirmek çabasında olanlar Allah ve Resul’üne itaat edin ayetini söylerler.
“Herkim Allah’a ve Resulü’ne itaat eder, Allah’a saygı duyar ve Ondan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.” (24/Nur 52)
“Allah’a ve Resulü’ne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız.” (3/Ali İmran 12)
“Kim Resule itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.” (4/Nisa 80)