ORDA BİR İLÇE VAR UZAKTA
Sevgili okurlar, kısa bir süre ara verdikten sonra bu hafta ki köşe yazımla tekrar herkese merhaba demek istiyorum…Geçen haftayı memleketim olan Pınarbaşı’da geçirdim. Güzel görüntüler ve güzel insanlar … Gitmemiş olanlar, bilmeyenler için ilçe tarihimiz hakkında kısa özet geçmek isterim: Aslında ayrıntılı bir açıklama yapmak için milat öncesi tarihlere bakmak gerekir. M.Ö 570’li yıllar Lidyalıların yerleşim yeri olması sebebiyle derin tarihe sahip olan ilçem, daha sonra birçok medeniyete sahiplik etmiş. İlk tarih sahnesine çıkışı 19. Asrın ilk yarısı Sultan Aziz döneminde olmuş ve Aziziye adıyla kurulmuş.1861 yılında ise adı Pınarbaşı olarak değiştirilmiş ve resmi kayıtlara bu isimle geçmiştir. Öncesinde Sivas’a bağlı iken bu tarihle birlikte Kayseri’ye bağlanmıştır. İlk belediye başkanı ise Lozade Mahmut Efendi’dir. Dip bilgi olarak ise Şirvan dağı eteklerinde kurulmuş olan ilçemiz dağ eteklerinden kaynayan pınar sebebiyle Pınarbaşı ismini almıştır.
Memleket diyince herkesin kafasında bir model yer, mekan gelir elbette dünyaya ilk gözlerimizi açtığımız o yer! Ekmeğini yiyip,suyunu içtiğimiz, çocukluğumuz, gençliğimiz,ilk dostluklarımız, ilk toplumsal ilişkilerimiz karakterimize ve yaşantımızın devamına tesir edecek olan ince nüanslar, hala hatrımızdan silinmeyen hatıralarla işte memleket kavramı bu duyguları ve ilkleri barındırır.Peki ya Pınarbaşı! Geçen hafta öyle güzel bir organizasyonla memleketten ayrılmış olan, uzun süredir şehir dışında yaşayanlar ve hala memlekette bulunan hemşeriler Pınarbaşı’da bir araya geldi ki. Dışarıdan bakıldığında anlaşılması güç bir duygu seli yaşandı. Ben bu duyguların neresindeydim peki? Kendime ilginç sorular yönelttim. Yaş olarak benden epeyce büyük ağabeylerim, ablalarım öyle güzel anlatıyorlardı ki hatıralarını hayranlıkla izledim. Çarşı ortasında bulunan bir çatal çeşme etrafında yapılan muhabbet oldukça ilginç, neredeyse herkes aynı duyguları hissediyor. Bu grup tan ise şu şekilde bahsedilebilinir; Şu anda Pınarbaşı’nda yaşayan kuşağın neredeyse 3. Üst kuşağı sayılabilir buluşan ve hasret gideren grup, diğer üst gruptakiler zaten yaşça epey ileri oldukları için katılma ihtimali düşük olmuştu diye düşünüyorum. Benim çocukluğumda Pınarbaşı için küçük Paris derlerdi. Bende içimden hadi ordan, neresi Paris buranın İç Anadolu’nun en ortasında köhne bir ilçe olarak görmüşümdür hep Pınarbaşı’yı yalana gerek yok. Taki bu yaşlarıma gelene kadar ama gerçekten öyleymiş küçük Paris’miş bizim memleket meğer ,dışarıya göç etmiş bir çok kişi aslında arkalarında kültür miraslarını bırakarak gitmiş, ölmüş olanlarda aynı şekilde ve bilinçdışı davranışlarla tuhaf bir ortak davranış ve tavır geliştirmiş bizim Pınarbaşılılar. Bunların benim kafamda tezahür etmesi epey zaman aldı. Olsun anlamış olmakta güzel.
Pınarbaşı hakkında ilgi çekici olan anlatmaya değer gördüğüm diğer güzellikleri ise etnik olarak harmonik bir yapıda olması; 1861-1864 Yılları arasında Kafkas çerkesleri ilçenin Uzunyayla bölgesine yerleşmiş ve kendi kültürleriyle toplumda yer edinmiştir. Çerkeslerin Türkiye’de ilk yerleşim yeri ve yine Türkiye’de yoğun yaşadıkları yer Pınarbaşı’dır. Çerkeslerin gelenek görenekleri ve yaşam tarzlarıyla çok güzel bir renk ve toplumsal bir güzellik oluşturmuştur. Pınarbaşı’da. Avşarlar ise Zamantı ırmağı etrafına Dadaloğulları adıyla padişah fermanıyla yerleşmişlerdir.
Rus harbi (93 harbi)sonrasında ise Kars ve Ardahan’dan gelen göçmenler ilçeye yerleştirilmiştir. Avşarlarında yoğun yaşadığı ilçemizde güzel, farklı bir harmonik güzellik olduğu uzaktan bakıldığında da anlaşılıyor ve ilgi çekiyordur eminim. Karslılar ise ayrı telden çalmalarıyla meşhur ilçemizde. Onlarında kendilerine has gelenek-görenekleri şive ve yöresel ağızları toplumsal olarak inanılmaz güzel bir renktir bana göre. Ben ise Avşar, Çerkes, Kürt, Karslı bir çok arkadaşla birlikte yetiştim ilçemde bana göre çok eğlenceli ve güzel yıllardı. Birbirimize hep bir renk bir güzellik kattık. Arkadaşlarımın hepsini çok severim tek tek ve hepsinin yeri ayrıdır benim için …
İlçemizin birde doğal güzellikleri var bahsetmemişim şimdi fark ettim. Oysa en önemlisi doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor Pınarbaşı. Yukarıda belirttiğim gibi Şirvan dağı eteklerinde bulunan ve yeşil mekan bolluğuyla meşhur bizim ilçe. Alabalık çiftlikleri doğal kaynak suyu mesire alanları vs. gidip görmenizi şiddetle önererek yazımı bitiyor ve haftanızın mutlu geçmesini diliyorum…
Psikolojik Danışman
#sebihaergün #kayseridengepsikolojikdanışmanlık