MEZHEP VE MEZHEPLER(2)
“Leş, kan, domuz eti, Allahtan başkası adına boğaz-lanan (kesilen) hayvan, vurulup öldürülmüş, bir yerden yuvarlanmış ölmüş, boynuzlanarak ölmüş hayvanlar ile canavarların yediği hayvanlar, ölmeden yetişip kesilen-ler müstesna, dikili taşlar (putlar) için boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.” (5/Maide 3) kesilmeden veya ölen hayvan doğal özelliğini kaybeder, yenirse hastalık yapar o yüzden haram kılınmıştır.
“Üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvan-lardan yemeyin, bu büyük günahtır.” (6/Enam 121)
“Deki: bana vahy olunanda Kur’an’da, leş veya akıltılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah’dan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış bir şey bulamıyorum.” (6/Enam 145)
İnsanlar çaresiz kalıp açlıktan ölüm tehlikesi gibi bir durumla karşı karşıya gelirse bu haram etlerden ölmeyecek şekilde yiyebilirler. Ayetlerin sonunda yiyebilirler diye açıklanıyor.
“Bilgisizce insanları saptırmak için Allah’a karşı yalan uydurandan kim daha zâlimdir?” (6/Enam 144)
Ayetlerde; 1.) ölü hayvanların etleri leş 2.) kan 3.) domuzun eti 4.) Allah’dan başkaları adına kesilen hayvanların etleri 5.) boğulmuş hayvanların etleri 6.) vurularak öldürülmüş hayvanların etleri (avlanan hayvanlar yenir) 7.) diğer hayvanlar tarafından süsülerek öldürülen hayvanların etleri 8.) yırtıcı hayvanlar tarafından öldürülen ve parçalanan hayvanların etleri 9.) fal taşları üzerinde kesilen hayvanların etleri haramdır. Diğer organları için Kur’an her hangi bir yasak getirmemiştir. Kalkıp, Hz. Peygamber’e haram olan şeyleri söyledi, demenin zulüm ve günah olduğunu bilmek lazım. Hz. Peygamber Kur’an’a zıt bir söz söylemez, Peygamber’lik görevi olarak söylemez.
Erkeklere altın takmanın haram olmadığı da yine ayette açıklanıyor. İpek giymek veya çeşitli renkte elbise ve giyecekler de helaldir. “Onların mükâfatı içine girecekleri Adn cennetleridir. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir.” (35/Fatır, 33), (18/Kehf 31), (22/Hacc, 23)
“Kendileri için nelerin helal kılındığını sana soruyorlar: De ki; bütün iyi ve temiz şeyler size helal kılınmıştır.” (5/Maide 4)
“De ki: Allah’ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı?” (7/Araf 32)
Abdestsiz Kur’an okunmaz diyenler şu ayetlere ne diyecek ve şu hadisi ne yapacaklar?
“Ey iman edenler; NAMAZA KALKACAĞINIZ ZAMAN yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başınızı mesh edip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise boy abdesti alın, hasta yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, ya da kadınlarla birleşti iseniz, bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve ellerinizi dirseklere kadar onunla mesh edin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.” (5/Maide 6)Ayette abdest yalnız namaz kılmak için isteniyor, başka şeyler için istenmiyor.
Vakıa 79 uncu ayette, 77-78 inci ayetlerle okunursa ne dediği açıklanıyor. O Allah katında korunan saklı bir kitaptır. Ona ancak temiz olanlar dokunabilir deniyor. Olay şöyle; Peygamber Efendimiz’e, müşrikler itiraz ediyorlar. Sen Kur’an’ı kâhinlerden, cinlilerden veya şeytanlardan alıp bize getiriyorsun diyorlardı. Bu iddialara karşı Allah, Kur’an Rabb’in tarafından indirildi, Kur’an benim yanımda saklı, korunan bir kitaptır. O, iddia edildiği gibi, kâhin, cin, şeytan, deli sözü değil, Allah’ın sözü, ona ancak temiz olan meleklerim dokunur, el sürer alır ve Peygamber’ime vahy olarak indirir. Yoksa kâhinler, şeytanlar, cinler, deliler Allah katında muhafaza edilen bu Kur’ana el süremezler, alıp getirip Peygamber’e veremezler.
Elimizde mevcut olan bu Kur’an, hiç kimseden saklı ve gizli olmayan Kur’andır saklı olan Levhi Mahfuz’da olan Kur’andır. Elimizde mevcut olan Kur’ana Müslüman da, putperestte, kâfirde dokunuyor, elliyor, okuyor. Çünkü Kur’an okunmak, bakılmak, dokunmak için indi ve sadece Euzu besmeleyi çekip Şeytan’dan Allah’a sığınılması isteniyor. Kur’an-ı açtığımız zaman besmele ile başlanıyor. Okuyan kim olursa olsun, kâfiri, putperesti açınca zaten yazan besmele ile başlıyor. Diz bükmek, kıbleye dönmek, abdest almak gibi şartları yoktur.