FİL ( ELEMTERE ) SURESİ.
Habeş hükümdarı Ebrehe, Yemen diyarını zapt eder ve Payitahtını korumak için Kabe’ye karşı bir Kilise yaptırır. Bu, maksadına, ulaşmak için de, Kabe’yi, yıkmak üzere Mekke’ye doğru yürür. Hz. Peygamberimizin, doğduğu yıldır bu yıl. Ebrehe’nin büyük bir fil ordusu vardı. Savaşta, bu filleri kullanıyordu ve fillerin büyüğü olan MAMUT adını taşıyanına ise Ebrehe çok güveniyordu. Mekke’yi, zapt edip, Kabe’yi, yıkmak için, filleriyle gelince, fil bir türlü Kabe üzerine yürümüyor ve yere diz çöküyordu. Başka taraflara koşarak, gidiyordu. Tam, bu esnada, bir çok EBABİL kuşu denen kuşlar, gökyüzünden, ağızlarında ki, ayaklarında ki taşları Ebrehe’nin askerleri üzerine atıyorlardı. Bu taşlar, askerleri ya öldürüyor, veya bir tür hastalığa sebep oluyordu. Bazı askerler de, Yemene kaçtılar. Ebrehe de, hasta bir halde, Yemen den Sana’ya kaçtı orada hastalıktan dolayı öldü.
Ebrehe ordusu, Mekke’yi kuşattığı zaman kentin idaresi, Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalip’in idaresindeydi. Mekke’ye, yaklaşan Ebrehe’yi durdurmak ve aldığı mal ve develeri tekrar istemek için, Abdülmuttalip, Ebrehe’den, askerlerin el koyduğu deve sürülerini geri vermesini talep eder. Bu isteğe, Ebrehe güler ve sen ne biçim adamsın, ben koca Kabe’yi yıkmaya gelmişim, sen Kabe’yi yıktırmayacağın yerde, gelmiş benden develeri istiyorsun der. Abdülmuttalip de şöyle söyler. Ben, sahip olduğum develeri, korumakla görevliyim. Kabe’ye, gelince, o’nu, sahibi olan, kudret koruyacaktır der.
Hakikaten, Kabe’nin, sahibi olan Allah, Kabe’yi korumuş ve Ebre’he ordusu hezimete uğrayarak perişan olmuştur. Ebre’he ordusunu helak eden, Ebabil kuşlarının attığı taşların esas mahiyeti neydi? İbn İshak ölümü 151/768. Şöyle bir nakil yapar. Arap topraklarında, kızamık ve çiçek hastalığının ilk defa, Ebre’he ordusunun baskını sırasında görüldüğünü söylüyor. Mısırlı müfessir Muhammed Abduh ölümü 1905, İse Ebabil kuşlarının attığı taşlar, çeşitli mikropları sembolize etmektedir der. Sure, yine bizlere şu bilgileri de hatırlatıyor. Ahlaksız ve egemen gücün, her çağda, ben güçlüyüm o zaman ben kaklıyım mantığının doğru olamayacağını, en büyük olan filin, büyük ama haksızlığı, Ebabil kuşunun da küçük ama haklı olmayı temsil ettiğini açıklar ve güce güvenmenin, her ahlaksızlığın er veya geç yıkılacağını, zalimliğe, güce güvenilmemesini bize hatırlatıyor.
Yani, adalete, haklıya, kamuya ki, kamu hakkı Allah hakkıdır, karşı olmanın sonucu, çeşitli, akla gelmeyen ve bilinmeyen Allah’ın çeşitli askerleriyle yenilip, kırılarak ve ufalanan ekin parçalarına döneceğini hatırlatıyor.
Sure’de, alınacak başka dersler olduğu anlatılıyor. Bunu, Müslümanlar, anlayamamış ama, ne yazıktır ki, Müslüman olmayan milletler anlayarak çözmeye çalışmışlar, ama icatlarını insanlığın öldürülmesine kullanmışlardır. Halbuki, bu sureden, anladıkları kuşlardan, uçak, attıkları taşlardan bomba ve diğer aletleri icat etmişler, iyi de hayırlı yolda mesela insanların yolcu olarak taşınması, koruyucu ve caydırıcı yollar gibi, bunlar iyi de maalesef insanlığın bombalarla öldürülmesi de uygun değildir.
Bu caydırıcılık, sadece, askerler için kullanılır, savaşta, esir alınan esirler, kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar, hayvanlar öldürülmez, bitkiler ve ağaçlara, tabiatın dengesini bozacak tahribatın, yakılıp, yıkılmamasını emreder. İmal edilen, zirai ilaçların, ya insan bünyesine zararsız, veya biyolojik mücadele yöntemiyle olması için çaba harcanması, daha uygun olması yönünde çaba harcanmalıdır. Ne acıdır ki, anlaşılan ve icat edilen malzemeler, koruyucu, korkutucu ve caydırıcılık yerine, öldürücü yönde kullanılmaktadır.
Allah, kullarına, güce, kalabalıklara, baskılara, boyun, eğmeyin, doğruluktan, ayrılmayın diyerek, bizleri uyarmaktadır. Göklerin, Yerin bütün orduları Allah’ındır buyuruyor. 48/ Fetih 4. “ İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye Mü’min’ler’ in kalplerine güven indirip veren Allah’tır. Göklerin ve Yerin orduları Allah’ındır, Allah, bilendir ve yapandır.”
Yine 74/ Müddessir 31. “ Rabbinin ordularını, kendisinden başkası bilmez. Bu ise, insanlık için ancak bir öğüttür.” İşte, kimsenin akıl fikir edemeyeceği, Allah’ın ordularından birisi, kimsenin aklına gelmeyeceği ebabil kuşları olmuştur ve, güçlü gibi görünenleri, küçükmüş gibi görünen çeşitli güçlerle yenilebileceğini ortaya koymuştur.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
FİL SURESİ
- “ Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi? 2) “ Onların kötü düşünce ve planlarını boşa çıkarmadı mı? 3) “ Onların üzerlerine, Ebabil kuşlarını gönderdi.” 4) “ O kuşlar, onların üzerine taş kesilmiş, pişkin tanımlanamayan şeyler atıyorlardı.” 5) “Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş, kırılmış ekin veya çer, çöpe çevirdi.”
8/ Enfal 18.” İşte bu böyledir. Şüphesiz, Allah, kafirlerin tuzağını bozar.” 11/ Hud 82. “ Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.” 7/ Araf 133. “ Biz de ayrı, ayrı mucizeler olarak onların üzerlerine tufan, çekirge, haşere, kurbağalar ve kan gönderdik, yine de büyüklük tasladılar ve günahkar bir kavim oldular.” 51/ Zariyat 33.” Üzerlerine çamurdan taş yağdırdık.” 51/ Zariyat 34. “ Bu taşlar aşırı gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş taşlardır.”
Allah’a, her yönüyle, samimiyetle, yani Allah’ın istediği şekilde inanıp, elinde ki imkanları sonuna kadar ve doğru şekilde kullananı Allah, koruyup kollayacağını, yardım edeceğini bu ve benzeri ayet ve surelerde ki misalle bize açıklama yapıyor. KEMAL YAVUZ