SESSİZ KALMAYIN
Bir derneğin yetim birimindeyim ve sırayla yetimlerle görüşüyorum. İsimler farklı ama kaderleri aynı “babasızlık” . Yüzler farklı ama ifadeler aynı. Hepsinin bakışlarında hayatın ağır yükü gizli. Onlar konuşurken bazen utancımdan yerlere bakıyorum. Karşımda küçücük bir yürek ama sözcükleri bir ömrü tüketmiş insan kadar etkili ve derin…
Belki herkes için aynı ama benim için çok özel yine o gündeyim. Yetimlerle buluşma günü…. Orta okul 5 .sınıfa giden bir çocuk. Annesi şikayetçi , çok hareketli yerinde duramıyor , okuldan sürekli şikayet alıyorum, ödevlerini yapmıyor…
Çocuğa döndüğümde , sen bu durumu bir anlatır mısın dediğimde soğuktan çatlamış dudaklarından şu sözcükler dökülüyor:
Ben parmak kaldırıyorum fakat öğretmenim bana söz hakkı vermiyor, başkaları konuşuyor bana kızıyor, beni sınıf başkanı yapmıyor.
Cümlelerini irdelediğimizde çocuk sadece şunu diyor: Öğretmenim beni görmüyor , beni anlamaya çalışmıyor….
Değerli öğretmenimizi dinlemedik muhakkak onun da anlatacağı şeyler vardır. Çünkü anneden dinlediğim sınıf çok hareketli ve öğretmen çaresiz…
Buraya kadar her şey çok da anormal değil. Çocuk konuşmaya devam ediyor:
Ödevini yapmıyormuşsun bu konu hakkında ne diyeceksin? Diyorum. “Öğretmen ödev kontrolü yapmıyor niye yapacakmışım ki!” diyor.
Çocuk haklı düşünsenize siz emek verip bir çalışma yapıyorsunuz ve amiriniz denetlemiyor bakmıyor yorum yapmıyor “çok güzel olmuş o zaman maaşında bir güzellik yapalım” demiyor. Ne hissedersiniz?
Ve ne yaparsınız?
Çocuğu motive edecek hiçbir unsur yok…
En can alıcı noktaya geliyorum. Derslerin neden bu kadar kötü diyorum. Öğretmen tahtaya matematik sorusu yazıyor 2 tane tüm ders o iki soruyu çözüyoruz. Daha doğrusu kimse çözmüyor oturuyoruz. Peki hoca ne yapıyor dediğim zaman
O beni uyutmayan cevabı alıyorum!
Hoca telefonu ile oynuyo!….
Çocuğa güvenemedim ve anneye sordum. “Evet Dilek hanım diğer veliler de söylüyorlar öyleymiş” dedi. Yine inanamadım fakat gerçek olduğunu gün boyu gelen diğer velilerden yani yetim annelerinden öğrendim.Başka okul başka öğretmen ve aynı şikayet!…
Öğretmen şu iki sayfayı çalışın deyip masasına oturuyor ve telefonundan sosyal medyaya giriyor. Hatta ve hatta bilgisayarını açıp girenler bile var deniliyor.
Her hangi bir iş yaparken bu sorumluluğu belki hissetmeyebilirsiniz. İşinizi güzel yapmazsınız en kötü makinenin üretimi 1 2 gün aksar. Ama sen nesil yetiştiriyorsun öğretmenim, bu işler veballi işler.
En enteresan olan , çocuğun karnesine bakıyorum sağ taraftaki davranış bölümü HEPSİ “GELİŞTİRİLMELİ”. Acaba o notu kendine verdiğinin farkında değil mi sevgili öğretmenim. Çocuğun hiçbir hareketini geliştiremedim mi demek istiyorsun bari birini ikisin geliştirseydin de diğerlerini de biz geliştirseydik. Orada geliştirilmeli yazıyorsun peki niye geliştirmiyorsun. Ve çocuk eline aldığında bu karneyi sahiplenmek zorunda kalıyor. Aslında o karne senin başarısızlığın acaba bunu göremeyecek kadar kör müsün? Çocuğu aşağılar gibi “ geliştirilmeli”. Evet siz geliştirilmelisiniz. Hem de ahlaken imanen. Yoksa bu veballe yatacak yeriniz yok!
Buradan tüm akıllı telefonu olan çocuklarıma duyuruyorum öğretmeninizin o halini gördüğünüz anda kayıt yapın ve medyayla paylaşın. Geleceğinizi bu kadar vahşice satın alan insana karşı sessiz kalmayın. Sizin geleceğiniz Türkiye’nin geleceği bunu unutmayın!…
ADİL KALIN….
DİLEK ALBAYRAK
SOSYOLOG AİLE DANIŞMANI