On parmağında on marifet engelli engelsiz bireylere örnek oluyor
On parmağında on marifeti olan engelli kadın, azmi ve mücadele gücüyle engelsiz bireylere örnek oluyor. İşitme engelli Aslı Azman, mimarlık, eczane işletmeciliği, çiftçilik, snowboard ve bisiklet sporunun ardından şimdi de engelli bireyler için sebze ve meyve kurutma tesisi açmak için kolları sıvadı.
Doğuştan yüzde 90 işitme engelli olan Aslı Azman Kayseri’nin Develi ilçesinde yaşıyor. 4 yıl önce, iç kulağın hasarlı parçalarının işini yapan elektronik bir tıbbi cihazın kulağa yerleştirilmesi suretiyle yapılan koklear implant ameliyatını geçiren Azman, eskiye göre yüzde 10 oranında daha fazla duysa da hala bir işitme engelli; telefondan gelen sesleri algılayamıyor, sesleri net olarak ayırt edemediği için insanlarla konuşurken dudak okuma yöntemini de kullanmak durumunda kalıyor.
Türkiye’nin tek engelli kadın snowboardcusu
Azman’ın hayat hikayesi işitme engelliler kadar engelsiz bireylere de örnek olacak türden. Engeli yapmak istediklerinin önüne geçemeyen Azman, ailesinin, ilkokul öğretmeninin ve içindeki savaşçı ruhun desteğiyle önce İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesini bitirdi ve 8 yıl sekreterinin yardımıyla mimarlık yaptıktan sonra, eczacı olan annesine yardım etmek için eczane işletmeciliği yapmaya başladı. Mesleğin stresinden dolayı, spor yapmaya karar veren genç kadın, Develi ilçesinin hemen yanı başındaki Erciyes’te snowboard yapmayı düşündü. 1999 yılında snowboarda başlayan Azman, Kayseri’de bölge birinciliği, Bursa’da Türkiye üçüncülüğü gibi bazı dereceler aldı. Türkiye’nin tek engelli kadın snowboardcusu olan Azman, bu başarısını dünya olimpiyatlarında taçlandırarak engellilere rol model olmak istediyse de, mevzuatta engelli sporculara dair politikaların bulunmayışından dolayı isteğine ulaşamadı. Azman, şunları söyledi:
Prosedürlerden dolayı Dünya Olimpiyatlarına katılamadı
“Biliyorsunuz, Türkiye’de Paralimpik Olimpiyatları var. Ama bu olimpiyatlara sadece zihinsel ve bedensel engelliler katılabiliyor. İşitme engellileri bu kategoride saymıyorlar. Bizim olimpiyatlarımız farklı. Ben de neden olmasın diye düşündüm. Arkadaşımın sayesinde işitme engelliler olimpiyatına katılmak için önce lisansımı işitme engelliye çevirdim. Kayseri’deki bölge yarışlarında büyük slalomda, üstelik de engeli olmayanlar arasında bölge birincisi oldum, ertesi gün de küçük slalom yarışmalarında bölge birincisi oldum. Bunun üzerine ikinci etap yarışmaları için Erzurum’a gönderildim ama bana lisansımda işitme engelli yazdığı için yarışamayacağımı söylediler. Kayseri’de yarıştığımı söyleyince de yanlışlık olmuş dediler. Ankara’da İşitme Engelliler Federasyonuna yurt dışında yarışmak için başvurdum. Babam benim uçak biletimi ve diğer masraflarımı karşılamayı kabul etmesine rağmen olimpiyatlara gidemedim. Çünkü Türkiye’de engellilere yönelik bir politika gerçek anlamda yok. engellilere bakış açısı yardım etmek üzerine kurulu. Biz yardım istemiyoruz. Biz istiyoruz ki, engelliler olarak bize alt yapı sağlansın, biz her şeyi yapabiliriz.”
Kayseri’de bisiklet festivali düzenlenmesinde öncü oldu
Halen snowboard sporuna devam eden Azman, 4 yıl önce de yaşadığı ilçede Develi Bisiklet ve Doğa Sporları Kulübü Derneğini kurdu. Azman, bu alanda aktifliği bilindiği için Kayseri’de ilk kez düzenlenecek olan Festa 2200 Bisiklet Festivalinin altı kişilik komitesine çağrıldı ve Kayseri tarihinde ilk kez bir bisiklet festivali düzenlenmesinde öncü oldu.
İş dünyasına engelli girişimciler kazandıracak
Genç kadının başarıları bununla da sınırlı değil. Eczane işletmeciliği işinden sonra babasının yardımıyla badem ve armut yetiştirdiği 52 dönümlük bir çiftlik kuran Azman, Kayseri Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘Engelli Kadınları Tarıma Kazandırma Projesi’ kapsamında, Örnek Uygulamalarla Kırsalda Fark Oluşturan Kadınlar Kategorisinde, engelliler için kuracağı meyve ve sebze kurutma tesisi projesi ile Girişimci Kadın Çiftçiler Yarışmasında ödüle layık görüldü. Bu proje ile iş dünyasına engelli girişimciler kazandırmak istediğini söyleyen Azman, “Kayseri’de İl Tarım Müdürlüğü ‘Tarım Engel Tanımaz’ adında bir proje yazdı. Buradaki amaçları engelli kadınları topluma kazandırmaktı. Biliyorsunuz, iş dünyasında engelli girişimci hiç yok. Neden olmasın diye düşünerek bu projeye dahil oldum. Amacım engellilere iyi bir rol model olmak. Zaten çiftlikten dolayı alt yapım vardı. Proje meyve kurutma tesisi. Bu tesis çok büyük bir fiziksel çaba gerektirmiyor. Burada bizim amacımız çekirdek kadroyu engellilerden oluşturmak. Web sitesi tasarlayabilirler, pazarlama yapabilir, çalışanlar engelli olmayanlar olabilir. Burada önemli olan iş dünyasında engelli patron olmak” dedi.
“Engel kelimesini ‘fırsat’ olarak değerlendiriyorum”
Hayatı boyunca ‘engel’ kelimesini ‘fırsat’ olarak değerlendirdiğini dile getiren Aslı Azman, “Hayatın kendisi de engellerden ibaret. Engelli olmayan insanların da hayatında zorluklar yok mu? Onlar da bunalım yaşıyor, onlar da boşanıyor, onların da sorunları var. görünürde bir engelleri yok ama aslında bu bakış açısıyla ilgili. Bizde görünür olduğu için göze batıyor ve engel kelimesini kullanıyoruz. O insanlarda göze görünmeyen kompleksler, egolar da bir engel aslında. Fakat onları engel olarak tanımlamıyorlar. Burada önemli olan bakış açısı. Bakış açısını değiştirirsen dönüşürsün. Engel aslında onları aşmak için vardır. Dolayısıyla ‘engel’ kelimesini ben fırsat olarak değerlendiriyorum. Bu fırsatı değerlendirirsek önümüze yepyeni bir dünya açılır” ifadelerini kullandı. (İHA)