MEZHEP VE MEZHEPLER(11)
Siz ancak Allah’a döneceksiniz.” (28/Kasas 88)
“O halde, sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun.” (26/Şuara 213)
“Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar.” (25/Furkan 68)
Ben bunları imanlı gönüllere arz ediyorum. İşte deliller işte ayetler ve sünnet olan hadisler. Başta Allah olmak üzere Peygamber, Kur’an’da bunları açıklayacak yasaklayacak şirk olduğunu beyan edecek, sonra da başkaları bunlar şirk değil diyerek mavra (boş) atacaklar. Takdir inananlarındır. İsteyen Allah’ın emri Kur’an ayetlerine, Hz. Peygamber’in Kur’an’a uygun sünneti ve hadisine tabi olur. İsteyen de, zübür, mişna, hurafe ve boş olan mavralara teslim olurlar. Bu bizim için bir iman borcudur, bunları açıklayacağız, Allah ömür verdiği sürece. Hz. Aişe validemiz Hz. Peygamber’i tanıyacaksanız Kur’an okuyun çünkü onun ahlakı Kur’an’dadır diyor. Mehmet Akif’in dediği gibi
Nebi’ye aitmiş gibi binlerce yalan uydurdun.
Yıktın da dini mübini yeni bir din uydurdun.
Şimdi bunların biri yanlıştır. Allah’ın, Peygamber’in bu uyarıları mı yanlış? Yoksa mişnalarını, zübürlerini, hurafelerini, örf, adet, geleneklerini din edinen, Allah’ın Kitabı Kur’an’a uymayanlar mı yanlış? Son sözü Allah, Peygamber mi söylesin? Yoksa senedi olmayan, delili çürük olan hurafeler mi, rivayetler mi söylesin? Biz önceliği Allah’a ve Peygamber’e veriyoruz. İsteyenler de istediklerine önceliği versinler.
“Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Hâlbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilerin kanunundan başkamı bekliyor-lar? Allah’ın kanununda asla bir değişme bulamazsın. Allah’ın kanununda kesinlikle sapma bulamazsın.” (35/Fatır 43)
“De ki Allah’ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana? Onlar yerdeki hangi şeyi yarattılar? Yoksa onların göklerde mi ortakları var? Yahut biz onlara bir kitap mı verdik de onlar o kitaptaki bir delile mi dayanıyorlar? Hayır! O zâlimler birbirle-rine, aldatmadan başka bir şey vaat etmiyorlar.” (35/Fatır 40)
“Allah’dan başka tanrılar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların (putların) şefaati bana hiçbir fayda vermez beni kurtaramazlar.” (36/Yasin 23)
“De ki: Ey cahiller! Bana Allah’dan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?” (39/Zümer 64)
Allah’ın tevhid dinini bırakıp, kuzu postuna bürün-müş, tasavvuftan tarikata, cemaatlerden misyonerlere varıncaya kadar, ılımlı İslam’dan dinler arası diyaloga ve benzeri görüş ve düşüncelere inanıyorum diyen insanların bunlardan uzaklaşmaları lazım ki kurtuluşa ersinler.
Elbette Allah dinini korumaktadır. Allah’ın koruması-na aldığı, dininin kitabı olan Kur’an’dır. Müslüman’ım diyen bizlere düşen ise iman ve amellerimizi, inanç sistemimizi, kitabımız Kur’an’daki Allah’ın emrettiği ve hidayet olarak belirttiği doğru yola uymaktır. Biz Kur’an’a uymakla kendimizi koruyacağız. Allah Kur’an’ı korumaya almıştır, bizlerin davranış ve görüşlerini korumaya almamış, onu bizlere bırakmıştır, yani düşünce ve davranışlarımızı bizler koruyacağız.
Çünkü, Kur’an; İslam ayrı bir din, diğerleri ayrı bir dindir diyor. Onların ayrı, kendilerine has bir tanrısı, peygamber modeli, ahiret özlemi, gayb anlayışı vesair var. İslam’ın ise, Kur’an kaynaklı tek Allah’ı, peygamber sıfatına uygun Peygamber’i, gayb ve ahiret inancı vardır.
İslam’ın kaynağı Allah’ın emri olan Kur’an iken, diğerlerinin ata-dededen, örf-adetlerden, gelenek ve şeyhlerinden, tarikat ve cemaatlerin yabancı kültürlerden beslenen fikirlerine kadar pek çok kaynağı var. Çünkü yazdıkları kitap ve eserlerden, konuştukları sözlerden şunu anlıyoruz; yeni din projeleri üretenler, İslam’ın arı duru, tertemiz tevhid inancını zedelemektedir. Bozulmuş, zedelenmiş, tahrif ve tahrip edilmiş bir din Allah’ın gönderdiği din değildir. Kur’an buna şu benzetmeyi yapıyor: Su üstündeki çerçöp ve köpük, işe yaramayan avuntu, diyor. Hak ile batılı böyle misallendiriyor. 13/Rad 17. ayette bakılırsa, çer, çöp, köpük atılır işe yaramaz diyor.
“Allah bize yollarımızı (inancımızı) göstermiş olduğu halde ne diye biz, Allah’a güvenip teslim olmayalım?” (14/İbrahim 12)
“Şüphesiz ki bunda aklı olan, doğru sözü işitip de kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” (50/Kaf 37)