EĞİTİM!.. EĞİTİM!.. EĞİTİM!… (M. 29)

‘’Anneler babalar bırakın, izin verin, ÖĞRETMENLER  öğretmenliğini yapsınlar.’’

Ziya SELÇUK ( Milli Eğitim Bakanı)

Değ-erli okurlarım,

El ele vererek, gönül gönüle diyerek  ülkemizi öyle bir hale getirdik ki hangi konuyu ele alsak,  hangi derde çare arasak bulamıyoruz .. Çünkü  her şey lime lime dökülüyor. Bunların başında    elbette   EĞİTİM  geliyor.  Milli Eğitim Bakanımızın velilere seslendiği bir sırada ne acı ki  şu karne tatilinde bir çok okulda öğretmen nakilleri, yaşanıyor. Öğretmenler velilerin davranışlarından şikayetçi,  bazı velilerde çocuğunun  öğretmeninden kaygılı. Kısaca  Öğretmen rahatsız, veliler tedirgin, idareciler şaşkın..Sene içinde  başka bir okula nakleden öğretmene sorduğumda bir  veliden   huzursuzluğunu anlattı..Şahsen üzüldüm.. Ben bu okulda  on beş yıla yakın idarecilik  6-7 yıl da emekli olduktan sonra okul aile birliği başkanlığı yaptım…  Öğretmenin üzüntüsünü   detaylarıyla öğrenince buna benzer vakaları da duyduğum için    öğrenci velilerine  seslenmek istedim..

Değerli veliler,

Şunu unutmayınız ki   sizin bir  yada birkaç çocuğunuz olduğu gibi öğretmenin her yıl en az 25-30 çocuğu olur..Anne babanın çocukları üzerinde istemeden  yanlış yaptığı gibi öğretmende bir insandır  yanılgıya düşebilir.Öğretmen ergeç  onun telafisini de yapmasını bilir.Ne yazık  okullarımızda  velilerimiz öyle bir    komplekse kapılmışlar ki, ÖĞRETMEN  sanki onların uşağı, kölesi, emir eri.. Öğretmenin hiç savunma hakkı yok, öğretmenin hiç kızma hakkı yok, öğretmenin öğrencisiyle hiç şakalaşma hakkı yok, öğretmenin öğrencisini sevme  hakkı yok…Yok Yok Yokk… O zaman öğretmen çocuğa eğitim vermeyecek, öğretmen çocuğa terbiye, tertip düzen öğretmeyecek, özgür düşünce hakkı vermeyecek,öğretmen öğrenciyi her yönüyle geleceğe hazırlamayacak, Öğretmen sadece ve sadece öğrencilerine bir ROBOT gibi ders  verecek, öğrenen öğrensin öğrenmeyen de kendisi bilir diyecek. Ondan sonrada anne baba olarak yıllar sonra  dizlerimizi döveceğiz…Eyvah!.. Biz ne yaptık diye…

Olmaz değerli veliler olmaz..Öğretmen öğretmenliğini  yapacak velide  veli olduğunu bilecek, Bu tür olaylarda  birçok okul idarecilerinin de   tam görevlerini yapamadıklarını,  siyasi baskıdan dolayı sessiz kaldıklarını, velilere fazla tavizler verildiğini zannediyorum… Ne demek   okullarda onlarca  veli,  dersin ortasında  sınıfın kapısını açıp zingonun ahırına giriyor gibi içeriye girecek.olur olmaz yerde öğretmeni üzecek…olmaz öyle şey…On beş yıl idarecilik yaptım, hiçbir gün  sınıfın kapısını çalıp öğretmenden izin almadan sınıfa girmedim.. Sizlere bu hakkı kim veriyor sayın veliler…Hiçbir yetkili, hiçbir makam böyle bir hakkı sizlere bizlere, öğretmen ve yöneticilere veremez…

Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK’un dediği gibi  İzin verin ÖĞRETMENLERİMİZ öğretmenliklerini yapsın sizlerde veliler olarak evinizde  görevinizi yapınız..

Eğitim eğitim deyince biraz da   asıl meseleler üzerinde durmak istiyorum…

Sayın BAKANIM;

Eğitimci olduğunuzu,  eğitime önem verdiğinizi,  büyük  bir çaba içinde olduğunuzu biliyorum.. Ancak   bu işe yıllarını vermiş biri olarak birkaç önerim olacak..

-Eğitim sisteminde alacağınız bütün kararlar  yeniden teşekkül edeceğiniz  Eğitim Şurası yada Talim Terbiye Kurulundan geçmelidir.,  Bu gün çekilen sıkıntılar 20-25  senedir her gelen bakanın kendine göre  Milli Eğitime şekil vermeye kalkışından kaynaklanmaktadır.

– Üniversitelerimizde  öğretmen yetiştiren bölümler  yeniden tüm sorunlar  tartışılarak   kesin  kurallara bağlanmalıdır. Öğretmen olacakların öğretmenlik  olabilir raporları   göreve başlarken değil, okullara alınırken  eskiden olduğu gibi   alınmalı,  mezuniyette  mülakat kaldırılmalı, adalet sağlanmalıdır.

-Sözleşmeli öğretmen,  ücretli öğretmen, vekil öğretmen, görevlendirilmiş öğretmen olmamalı. Tüm öğretmenler kadrolu ve yaz tatillerinde atamaları, eş durumları da dikkate alınarak nakilleri yapılmış okul açılmadan en az on beş gün önce görevine başlamış bulunmalıdır.

– Ders proğramları, ders kitaplarıyla sık sık  uğraşılmamalı, hangi seviyedeki okullarda olursa olsun hiçbir öğretmen ders kitabının dışında   başka bir kitapla uğraşmamalıdır.

–Okullarımızdaki fiziki durumlar     eğitim de ilimle, bilimle donatılmış ve çağdaş öğrenci yetiştirebilen  imkanlara kavuşturulmalı, deney odaları, etkinlik salonları gibi temel ihtiyaçlar  mutlaka bulundurulmalıdır.

Bu günlük bu kadar.. Kalın sağlıcakla.  02.02. 2019  Mehmet SARI

…  SEÇİLMİŞ SÖZLER

Prof.Dr.Aziz  SANCAR  diyor ki

Türkiye de ki gençlere benim tavsiyem;

Günlük dedi kodularla, politikalarla uğraşmayın.

Bütün enerjinizi işinize verin,bilim öğrenmeye  çalışın,

Asla kavgalara girişmeyin,memlekete hizmet bilim ile olur…

 

XXX

Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki

Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun,

Kazandığı zaferler ne kadar yüce olursa olsun,

Bir ulus bilim ordusuna  sahip değilse savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu hüsrandır.

Bu nedenle bir an önce büyük mükemmel bir bilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.