DEDECİĞİM !…BEN GELDİM
‘’ ONBEŞLİLER
Kanatsız birer melektiler
Arkalarına bile bakmadan gittiler
Dönmeyi düşünmediler
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DEDİLER ‘’’
Değerli okurlarım,
18 Mart Çanakkale Zaferinin 104 cü yıldönümü nedeniyle bu günkü yazımızı dedelerimizin, amcalarımızın ‘’O’’ korkunç savaşa katılan komşularımızın çocukluk yıllarımızda anlatımlarıyla, kitaplardan okuduklarımızla belleğimizdeki kalanlardan ve özellikle 18.Mart 2007 yılında Çanakkale ye yaptığımız gezi sırasında yaşadıklarımızı azda olsa hatırlamak istiyorum…
1960 lı orta okula gittiğimiz yıllarda Mahallemizde Bekir Sıtkı isminde bir komşumuz vardı..İncesu da Yenicami Mahallesi Hasanoğlu çeşmesinin yakınındaki asmalı evde otururdu. Yalnızdı.. Yaşlıydı. Mahalleli hep ONA destek olurdu.Biz çocuklarda zaman zaman onun ekmeğini alır gelir anlattıklarını dinlerdik..Bekir Sıtkı Amca;
‘’Savaşın en ateşli en kızgın zamanlarında Mustafa Kemal’in yakınındaydım.. Cephede top mermileri tepemizden şimşek gibi geçiyordu.. Öncü askerler siperler de adım adım ilerlerken iki arkadaşımız hemen yakınımızda yaralanmıştı.. her ikisi de revire ulaşmadan şehit oldu.. Mustafa Kemal hücum emrini verdi.. ALLAH ALLAH sesleri yeri göğü inletiyordu.. O mücadele günlerce devam etti.. ‘’
O arada sağ kolunu açar dirseğinden bileğine kadar aldığı yara izini göstererek,
‘’ Çok şehidimiz oldu, Çok yaralımız vardı. Kimi evli, kimi nişanlılı.Kimisinin köyünde çocuğu,kimisinin de anne ve babası onları bekliyordu..Ama onlar ,hepimiz bu vatan için bağımsızlığımız için Mustafa Kemal’le birlikte can veremeye gitmiştik.. Benim gibi dönen çok azdı..’’ Der ve ağlardı. Hıçkırarak devam eder;
‘’ Yılmadık, bizden kat kat düşmanları yendik.. Onların Çanakkale den geçişlerine izin vermedik… Oluk oluk kan akmıştı.. Binlerce on binlerce belki yüz binlerce insan şehit olmuştu.. Düşman da çok zayiat vermişti…’’
Bekir Sıtkı Amca saatlerce anlatırdı.. Yine Sekiz sene YEMEN de Arabistan Çöllerinde daha sonrada üç dört yıl Çanakkale de kalan Mehmet Yıldız Amca (Aşıkkırığı) … İngilizlere nasıl esir düştüğünü,,,, esir kampında neler çektiğini, Arapların kalleşliğini anlatırdı. Esir kampında binlerce Mehmetçiğin zehirlenerek şehit edildiğini , kimisi tam ölmeden toprağa gömüldüğünü , bir kısım esirlerin bırakıldıktan sonra yollarda açlıktan susuzluktan ülkemize evlerine gelemediklerini… ağlayarak hıçkırarak sanki o günleri tekrar yaşıyormuş gibi heyecanlanarak anlatırdı… Oradan geldikten sonra Çanakkale savaşında bir süre benim dedemle aynı bölgede düşmana nasıl saldırdıklarını anlatırdı..
Çanakkale ye bir gurup esnafla gittiğimizde daha önceki gittiğimden farklı olarak çok iyi yetişmiş bir rehber tarafından tüm bölgeyi gezdik. oradaki manzara insanı öyle etkiliyor ki;
Birçok arkadaşım bende dahil zaman zaman sanki o günleri yaşıyormuş gibi göz yaşlarımıza hakim olamıyorduk. Rehberimiz bölgeyi gezdirirken anlatılanlarla görülenleri birleştirdiğimizde ürpermemek elde değildi..
O üç günlük gezimizde Çanakkale Esnaf Odalarının düzenlediği panalde ve geldikten sonra bazı proğramlarda yaptığım sunumlarda anlatımım tamamen değişmişti. Hep şunu düşündüm…Bir öğretmen bir okul müdürü olarak her 18 Mart ta Çanakkale zaferini anlattık ,ama Çanakkale yi o günlerde gezip o duyguyu yaşayınca anlatım daha farklı oluyor.. İşte o nedenle diyorum ki Çanakkale görmeden, gezilmeden, o duygu yaşanmadan tam anlatılamaz…Son yıllarda bazı belediyeler, bazı Kaymakamlıklar Valilikler gençleri, öğrencileri Gezi turları düzenleyerek Çanakkale ye götürüyorlar ama bana göre bu yeterli değildir.Bu yıl İncesu Kaymaklığı Kaymakam Emre CEBECİ, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte hazırladığı ‘’BABA-OĞUL ÇANAKKALE GEZİSİ ’’ adı verilen projeyle bir gurup Veliyi ve öğrenciyi Çanakkale ye gönderdi.. Güzel bir başlangıç Kaymakam Emre CEBECİ ye teşekkür ediyoruz.
Devletimizin bir karar alması lazım.Okullarımızın beşinci sınıfında ve Lise son sınıflarındaki tüm öğrencileri Çanakkale ye götürüp rehberler eşliğinde gezdirmeleri o duyguyu yaşatmaları gereklidir.. Çanakkale de son gezim sırasında Türkiye nin birçok yerinden guruplar gelmişti.. Kimi gençler giydikleri beyaz tişörtlerin döşüne ‘’ DEDECİĞİM BEN GELDİM’’ yine birkaç gencin ellerinde , ‘’SİZİ ŞEHİT ETMEDİLER BİZLERİN KALBİNE YERLEŞTİRDİLER’’ bir başkası ‘’ SİZLER RAHAT UYUYUN BIRAKTIĞINIZ EMANETLER EMİN ELLERDE.’’ Gibi sözler ister istemez insanı etkiliyordu.. Nerede nezaman olursa olsun bu vatanı korumak amacıyla şehit olanların hepsine ALLAH tan Rahmet diliyorum. Kalın Sağlıcakla. 15.03.2019 Mehmet SARI
SEÇİLMİŞ SÖZ
İnsan ne zaman nerede olursa olsun daima İNSANDIR.
Kendinden olmayanı, kendisi gibi düşünmeyeni dünyanın neresinde olursa olsun vahşice katleden yobazları
Şiddetle LANETLİYORUM.
Mehmet SARI