HAKİKATEN HANGİ İŞİMİZ DOĞRU?
Neden boynun eğri?.. diye…!
-Nerem doğru ki ….!’’ Demiş …
Sahiden neremiz doğru ki.:
Eğitim sistemimiz mi doğru?,
Ekonomi yapımız mı doğru,?
Tarım politikamız mı doğru?
Dış politikamız mı doğru?
Belediyecilik hizmetlerimiz mi doğru?
On beş yılda onbeş defa değişen ihale yasamız mı doğru?
Tüm insanlarımızın yaşamını ilgilendiren ekonomi anlayışımız mı doğru?
Cumhuriyetin kuruluşundan bu günlere kadar geçmişimizin arın teriyle yapılan, yaptırılan, devlet malı olan fabrikalarımızın özelleştirme adıyla satılması mı doğru?
Milletin paralarını yine milletimize paylaştıran adil dağılım dediğimiz paylaşım mı doğru?
Devlet kurumlarına atamalarda, görevlendirmelerde yapılan işlemler mi doğru?
Siyasi yarışlarda rakiplerin kullandığı imkanların paylaşımı mı doğru?
Adalet mekanizmasında verilen bazı kararlar hariç hangi kararlar doğru.?
Bir daha geri dönmemek üzere, millet paralarının belirli zümrelere peşkeş çekilmesi mi doğru?
Hakikaten değerli okurlar devenin dediği gibi hangi işimiz,
doğru.? .
Binlerce gencimiz, öğretmenimiz atama beklerken eğitimde ücretli, sözleşmeli personel çalıştırılması mı doğru ? bu listeyi uzatıp sayfayı doldurabilir ama;
Zamanın birinde Kral evinden çıkar , çok soğuk bir günde kapıdaki nöbetçiyi görür ve sorar.
-Nöbetçi üşüyor musun diye… Nöbetçi..
-Hayır Kralım… der. Ama kral sözüne devam ederek..
-Sana üşümemen için iyi kışlık giysi göndereyim der. Gider ve unutur elbise göndermeyi… Bir müddet sonra bakarlar ki nöbetçi donup ölmüş.. Ancak duvarda bir yazı görürler.
-Kralımın vaadini duymasaydım, belki donmayacaktım.
Her şeyimizin bozuk, kötü olduğunu bilen siyasiler şu günlerde yine sanki eski sözlerini tutmuşlar gibi BOL BOL kral misali vaatlerde bulunmaya başladılar… Özelikle iktidar kanadı on yedi senedir yapmadığını, yapamadığını İstanbul seçimleri nedeniyle görmeye başladı ki İstanbullulara bol vaatlerde bulunuyorlar.. Bana göre hata üstüne hata yapıyorlar.. Bu hatalar, yanlışlıklar zinciri İnşallah 23 Haziran akşamı biter özellikle siyasiler bizleri yönetenler, kafalarını ellerinin arasına alarak yada şapkalarını çıkarıp önlerine koyarak ülkenin halini düşünmeye başlarlar.
Yıllar yılları kovaladı ,zaman zaman ülkemizde çok güzel işlerde yapıldı.Elbette bundan sonra da yine kalkınmamıza, üretimde büyümeye, tarımda ilerlemeye adalette adilliğe kavuşacağız. Bizim milletimiz demokrasiyi, adaleti, insanca yaşamayı öğrenmiş bir millettir. Bazen arkadaşlar arasında bir ailenin bireyleri arasında olan ufak tefek tartışmalar nasıl ki sonuçta tatlıya bağlanırda herkes yoluna devam ederse ülkemizdeki bu kırılan çizgiler, eğrilen işler yine doğru yolunu bularak istikametine devam edecektir… Önemli olan bütünlüğümüzü sağlayan temel ilkelerimizi koruyabilmektir. Bundan önceleri olduğu gibi bugün de birbirimize güvenmek, çapulculara kanmamak meydanı onlara bırakmamaktır…
Bu ülke de 27 Mayıs 1960 ihtilalini, 12 Eylül 1980 darbesini, çeşitli muhtıraları, !5 Temmuz hainliğini yaşamış biri olarak hiçbir zaman karamsar birisi olmadım. Hep demokrasi kazanacak diye ümit ettim ve ülkemizde de öyle oldu. Hep demokrasi kazandı. Toplumumuz kazandı…
Atatürk’ün ve şehitlerimizin bizlere emanet ettiği bu güzel ülkede, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilkelerine sahip oldukça ve olmaya devam ettikçe yine bu millet kazanacak, yine eğrilen çizgiler, bükülen yollar doğrultulacaktır…
Köyün birinde iki çoban arasında ufak bir ağız kavgası başlar. Çobanın biri fakir, zavallı ve kimsesizdir.Diğeri ise güçlü, kalabalık bir aileye mensuptur. Zavallı olan bir hamleyle diğerine bir deynek vurur.Hemen komşular araya girer ayırırlar. Aradan günler geçer güçlü olan ama deyneği yiyen çobanın taraf etrafı bir gece gariban çobanı iyice ve ölesiye döverler.. günlerce ölümle pençeleşen adam sadece ALLAH’a yalvarır. İyi olmasını ister, işine dönmeyi çocuklarına ekmek parası kazanabilmeyi ister. İki yıl sonra işine döner, kendisini dövenleri tesbit eder Toplumun huzurunda el açar ALLAH’a tekrar dua ederek, kişileride halka şikayet eder… Halk yapılan dövme olayının çok yanlış olduğunu bilerek o kalabalık aileden uzaklaşmaya çalışır.. Sonuçta psikolojik baskıya dayanamayan zengin ve kalabalık olan aile o bölgeyi terk etmek zorunda kalır…
Bu günlerde millet olarak tek bir şeye ihtiyacımız vardır… Azgınlara,arsızlara ve haksızlara karşı ;
EL BİRLİĞİYLE SABIR, SABIR VE SABIRA…
06.06.2019 Mehmet SARI
SEÇİLMİŞ SÖZLER
İslamcılar Atatürk’ün ne ile mücadele ettiğini doğru bilmek istemiyorlar.
Atatürk cehaletle mücadele etmiştir. İSLAM İLE DEĞİL. Tam tersine islamı yüceltmiştir. İlk Türkçe tefsiri yaptıran ATATÜRK tür. Bu iş büyük bir devrimdir.
Prof.Dr. Bayraktar BAYRAKLI
ATATÜRK DİYOR Kİ;
Din gibi temiz bir duygu politika gibi kirli oyunlara alet edilemez..
Din ait olduğu yerde temiz, temiz vicdan sahiplerinde yaşanmalıdır.
#mehmetsarı