PEYGAMBER’LER DE YANILIRLAR(5)
Kendilerinden değil de Allah’ın sünnetine uygun hareket etmektedirler. Bitkilerin ve ağaçların, secde etmesi, mecazi anlamdadır. Buradaki secde etmek, itaat etmek, Allah’ın emrine teslim olmak Allah’a bağlılığını açıklamaktır. İtaat etmek, yani doğa cisimleri için, kendileri için, Allah tarafından belirlenen yasaya uyup tabi olmak demektir. Güneşin, ayın, yıldızların, secdesi kendileri için, belirtilen yörüngede dönmesi ve ağaçların zamanında yaprak açıp, çiçeklenerek meyve vermesi, ölüp, seneye, tekrar canlanıp kendisine emredilen kanun (sünnetullah) gereği sapmadan görevlerini yapmalarıdır.
Sizlere şu üç anlayış türünü özet olarak aktarmaya çalışayım.
Hadisçilerin Peygamber anlayışı. Hep konuşan bir Peygamber’dir. Görevi sanki sürekli konuşmak olan hemen her meselede bir şey söyleyen, hakkında konuşmadığı konu kalmayan bir peygamber anlayışı. Bu anlayışla nakledilen hadisler, adeta ayakları yere basmayan, ağırlığı olmayan, sanki uçucu bir madde gibi havada duran nerede söylenmiş, ne zaman söylenmiş, neden, niçin, nasıl ve hatta kime söylenmiş, gibi sorulara cevap veremeyen nice sözler, hadislerdir. Bunu sorgulamak ve Kur’an süzgecinden geçirmek, Kur’an’a ölçü yapmak zorundayız. Ne olursa olsun, yeter ki, Hz. Peygamber’e dayandırılsın. İyi de Kur’an’la zıt, ayrı olursa da mı? Kabul edecekler? O zaman, kim kaybeder; Böyle insanlar kaybeder.
Hz. Peygamber’e isnat edilen hadis sayısının yüzlerden, binlerden, milyonlara çıkarılışının nedeni hep konuşan Peygamber anlayışının sonucudur. Bağlamsız bir söz (hadis), zamansız ve mekânsız bir sözdür. Zamansız ve mekânsız bir sözün meramını ve maksadını çarpıtmak, zamanlı ve mekânlı bir sözün meramını çarpıtmaktan çok daha kolaydır. Hadisçiler hicri 2. yy da 100.000 Buharinin Sahihini derlediği 3. yy da ise neredeyse 600.000 hadis arasından seçerek tekrarlarla birlikte 7.397 hadisi beyan eder. (Zehebi, Siyeru A’lam 12/402)
İmamı Malik, 1720 hadisi Muvatta’ını 1.000.000 hadis arasından derlediğini söyler. Bakınız (Zehebi Siyeru A’lam 11/ 187)
Ebu Davut: Peygamber’e isnad edilen sünenini 4800 hadis 500.000 hadis arasından seçtiğini söyler. (Zehebi Siyeru A’lam 13/209)
Yahya Bin Main kendi elleriyle 1.000.000 hadisi yazdığını söyler. (Zehebi Siyeru A’lam 11/85 )
Fıkıhçıların Peygamber Anlayışı:
Hz. Peygamber’in her tavır ve davranışına, bağlamına, illetine, maksadına bakmaksızın, bundan ne çıkarabilirim? Hangi hükmü elde edebilirim? diye bakarlar. Fıkıhçılar kendilerini, hükmünü aradığı probleme en elverişli ve uygun olduğuna inandığı malzemeyi çıkarmakla kendilerini görevli hissetmektedirler. Bir misal verelim.
“Cabir’den. Bir sefere çıkmıştık, aramızda bulunan bir zatın başına bir taş değdi ve kafası yarıldı. O zat sonra cünüp oldu. Bunun üzerine arkadaşlarına sordu. Siz, benim durumumda olan birinin teyemmüm etmesine ruhsat verebilir misiniz? Arkadaşları, şöyle cevap verdiler. Hayır, sana bu konuda ruhsat veremeyiz dediler. Çünkü suya ulaşabiliyorsun, dediler. Bu sözün üzerine, adam su ile gusül abdesti aldı ve yarasından dolayı hastalanıp öldü. Biz Peygamber’e döndüğümüz de bu olayı anlattık, bunun üzerine peygamber şöyle dedi. “Yıkılıp ölesiceler, onu öldürdüler. Haydi bilmiyorlardı diyelim, o zaman niye sormadılar?” (Ebu Davud Tahare 1/197 – 1/93 = İbni Mace Tahare 1/ 92 = 1/189 = İbni Hanbel 1/330)
Başka bir kaynakta şöyle bir ilave vardır.
“Keşke bedenini yıkayıp yara aldığı başını yıkamadan bıraksaydı” (Hakim Müstedrek 1/287)
Kadı Ebu Abdullah b. El Murabıt şöyle fetva vermiş (bildirmiştir)
Kim Peygamber (as) savaşta yenilmişti derse tevbeye davet edilir. Tevbe ederse ne ala, yoksa öldürülür. Çünkü bu bir eksiklik bulmaktır. Peygamber’e böyle bir eksiklik bulmak caiz değildir der. Peygamber’i yüceltmek için söyler. (Şifa 2/217)Başka bir olay için, aynı hüküm verilir. Resulullah’ın cübbesi kirliydi, ya da Peygamber siyah deriliydi, diyen için de öldürülür der. (Şifa 2/219) Yine, çok acı bir sonla biten, bir olayda Endülüste yaşanmıştır. Endülüslü Fakih İbn. Hatimet –Tuleytuli bir tartışma sırasında Hz. Peygamber’den yetim ve haydarın kayın pederi dediği için, (Haydar Hz. Ali nin ünvanıdır) hasımları tarafından gammazlanmış, şikâyet edilmiş, bu sözler, Peygamber’i küçük düşürdüğü gerekçesiyle ölümüne fetva verilmiş ve öldürülmüştür.