O ZAMANLARDAN BU “SAMANLARA ÇOCUKLUK”

Annemin çocukluğu:

“Bizim çocukluğumuzda daha samimi bir ortam vardı kendimizi daha güvende hissederdik kardeşlik dostluk kavramları daha sıkıydı. Kimsenin kapısı kilitli olmazdı istediğimiz zaman çıkıp birbirimizin evine giderdik. Televizyon bile yoktu günümüzün tamamını dışarıda oyunlar oynayarak geçirirdik. Bizim zamanımızda çanak çömlek, met, kovalamaca, istop, saklambaç gibi oyunlar oynardık. Saklambaç mesela; oynarken öyle kaptırırdık ki kendimizi annelerimiz seslense bile eve gittiğimizde dayak yiyeceğimizi bile bile saklandığımız yerden çıkmazdık , sobelenmemek için … Bilyelerimiz vardı üter- ütülürdük çok eğlenirdik , oyuncaklarımızı kendimiz yapardık bez bebeklerimiz , dört tekerlekli tornetlerimiz , çatal ağaç dallarından yaptığımız kuş lastiklerimiz vardı. Biz sizlerden şanslıydık bizim çocukluğumuz çocuk gibi geçti …”

Benim çocukluğum:

Benim çocukluğum anneminki kadar harika geçmese de şimdiye kıyasla şanslıydım. Ben çocukken insanların güven duyguları zedelenmiş özgürlük biraz daha kısıtlanmıştı. Bizim evlerimizin kapısı değil annelerimizin gözü açık olurdu. “Aman araba mı çarpar? Ay biri kaçırır mı?” diyen gözlerle devamlı balkondan ya da camdan bizleri kontrol ederlerdi. Bu güvensizliklere rağmen yine de ben de bir sokak çocukluğu geçirdim. Tornetler, metler yoktu ama saklambaç, kovalamaca, yakan top, seksek gibi oyunlar oynardık. Bizde tornetlerin yerini bisikletler almıştı. Defalarca aynı yaranın üzerine düşüp kollarımızı dizlerimizi paramparça etmek uğruna vazgeçilmez eğlencemizdi o bisikletler. Bez bebeklerin yerini et bebekler, kuş lastiklerinin yerini oyuncak silahlar almıştı. Bilyeler benim çocukluğuma da anılarını bırakmıştı. Anneminki kadar şanslı olmasa da bende çocukluğumu yaşadım.

Şimdiki çocuklar:

Şimdiki çocuklara acıyorum. Benim zamanımda bahsettiğim güvensizliği mumla arar hale geldik. Çocuklar dışarı çıkıp oyun oynamayı bir yana bırakın, kapıyı açsalar annelerin yüreği hopluyor. Hoş gerçi dışarı çıkabiliyor olsalar bu sefer de çağımızın hastalığı teknoloji çocukları tutsak etmiş durumda. Kundaktaki bebekler bile o tabletten bir şey açılmadan uyuyamaz oldular, çocukların olmasa da anne babalarının telefonları, tabletleri ellerinden düşmez oldu. Hareketsiz büyüyen bir nesil yetişiyor. Gelecekteki çocukları düşünemiyorum bile zaman aktıkça hayat basitleşiyor…

İşte o zamandan bu zamana saman gibi tatsız oldu çocukluk…

Dilerim gelecek nesillerin keşkeleri değil iyi kileri olur …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.