“SINAVDI” YAŞANDI VE BİTTİ
Birkaç gün önce YKS sonuçları açıklandı. Öğrencilerin bir kısmı sevindi, bir kısmının içi burkuldu. Ailesine yapacak açıklama bulamayan ya da çevre baskısından korkan üniversite adaylarından kendine zarar vermek gibi girişimlerde bulunanlar bile olmuştur… Her ne kadar geleceklerini şekillendiren bir sınav bile olsa nihayetinde adı üstünde sadece bir sınav… Kaderimizi; işaretlediğimiz birkaç çoktan seçmeli şıklara bağlamamamız gerektiği kanısındayım. Ebeveynlerin bu süreçte çocuklarına psikolojik baskı yapmak yerine sırtını yaslayabilecekleri en güvenilir yer olduğunu hissettirmeleri gerekli. Beklenen yerler gelmeyebilir, ağlayabilir, çok üzülebilirsiniz de… Fakat hayatınız sadece bu sınavla başlamadı bununla da bitmeyecek yani ne ilk ne son olacak… Çünkü asıl sınav üniversiteye yerleştikten sonra edineceğiniz çevrede başlayacak. Eğitiminiz boyunca hayatınıza aldığınız arkadaşlar size bir şeyler katarken sizden birçok şeyi de götürebilir. Yaşanılan tecrübe size ”Her şey sadece birkaç şıktan ibaret değilmiş aslında“ dedirtecek. Artık derslerden başını kaldırıp sosyal yaşama başlandığında iyi ve kötü insanı ayırt edecek kabiliyeti kendinizde daha çok göreceksiniz. Tabi ki ”İnsan sarrafı olmak için üniversite okumak şart“ demiyorum. Fakat türlü insanları bir arada görebileceğiniz en mükemmel yer üniversite olacak. Şeyh Edebali’nin dediği gibi “insana denk gelesin”… Önemli olan insanı bulabilmek olacak. Özellikle şehir dışında eğitimine devam edecek adaylar ilk etapta heves, korku ve heyecanı bir arada yaşayıp duygu karmaşası içinde olacaklar. Tatlı telaşlar… Sudan çıkmış balığa dönülen ilk senede kimlerle arkadaşlık edindiğinize, size okuduğunuz bölümde ve sosyal yaşamınızda neler katıyor? Sizi sizden mi alıyor yoksa sizi siz gibi kalmanıza müsaade mi ediyor? Bunu yaşayarak göreceksiniz. Tekrar alıntılıyorum “insana denk gelesiniz”
Önümüzdeki sürece geldiğimizde ilk olarak tercih edeceğiniz bölümler cebinizden ziyade sizi ruhen doyuracak mı(?) öncelikle ona bakılmalı. Birçoğumuz çalışma hayatında maddi doyum istiyor, refah içinde yaşamak istiyoruz, fakat atladığımız bir şey var… Ruhun doymadığı, yüzünün gülmediği, yaptığın işin mutlu etmediği bir meslektense sabah işe hevesle koşar adım gitmeyi yeğlerim. Önceliğiniz tamamen böyle olmalı. Belki de hayatınızın en güzel zamanlarını nefret ederek icra ettiğiniz meslekte ve çalıştığınız iş yerinde geçireceksiniz. Kendi açımdan baktığımda bir işten nasıl nefret edilir, işe giderken sabah ayaklar nasıl geri geri gidilirmiş gördüm… Sevdiğim işi yaparken ki enerji ve mutluluğu da birebir yaşadığım şu anımı da görüyorum… Yazımın başında belirttiğim gibi neticede bir sınavdı geldi ve geçti, siz önünüzdeki maçları iyi değerlendirin. Umarım hepiniz mutlu olacağınız şehirlerde, üniversitelerde ve bölümlerde olursunuz. Yaşamınız boyunca hepinize bol şanslar ve başarılar diliyorum, yolunuz her daim açık olsun…
Maşallah