“BASIN” ÖNE EĞİLMESİN!
Aldırma basın aldırma…
Osmanlı’nın özellikle son zamanlarında çıkan gazeteler, sansür memurlarının kontrol ve denetiminden geçtikten sonra yayınlanıyordu. 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra bu uygulamaya son verilmesi günümüzde “sansürün kaldırılması” olarak adlandırılmaktadır. Bunun için de 24 Temmuz tarihi, ülkemizde “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlanmaktadır.
Sansürün kaldırılması ile birlikte Gazeteciler ve Basın Bayramı’nın bugün 111.yılını kutluyoruz. Şeffaflık ve tarafsızlık gazeteciliğin ilkeleridir. Günümüzde maalesef iletişim özgürlüğü, basın özgürlüğü gibi kavramları şu an sadece yaşadığımızı sanıyoruz. Hükümet korkusu, işten kovulurum telaşı, gazetecilerin haberini ya da köşesini yazarken dillerini törpülüyor, doğruyu net ifade edemedikleri için yazılarını yumuşatma ihtiyacı duyduğu günlerdeyiz(!)…
Medya patronlarının hükümet yakınlığı, sektörde kalamama korkusu, maddi getirilerinin azalacağı düşüncesi ne yazık ki gazetecilerin ilkeleri dışına çıkmasının ne büyük nedenidir! İşte bunların hepsi gazetecilikte ‘Besleme basın’ kavramının tam karşılığı!
Sektör içinde daha çok yeniyim… Benim hayal ettiğim, olmasını istediğim gazetecilik anlayışı bu değildi. Doğru habere ulaşmak için gecesini gündüzüne katan basın mensuplarının verilen talimatla değil de hür iradesiyle kalemini kullanması gerekiyor.
Neyse ki sadece olumsuzluktan beslenmiyoruz…
Duyduklarının doğruluğunu araştıran, öğrendiklerini korkusuzca ifade eden, düşüncelerini salt bir şekilde aktaran meslektaşlarımızın olması bir hayli mutlu ediyor…
Gerek yazılı, gerek görsel, gerekse işitsel olarak halkın düşüncelerine ses olan gazetecilerimizin “Gazeteciler ve Basın Bayramı” kutlu olsun!