VATANDAŞIN SUÇU NE?
İntihar etmek isteyen bir kadın, 8. kattan atlayarak bir alt katta tutunması yürekleri ağıza getirdi.
- Tomarza ilçesinde bir genç, evin çatı katında tavana bağladığı iple kendini asarak intihar etti
- Kayseri’de bir vatandaş işsizlik nedeniyle kale surlarına çıkarak intihar etmek istedi.
- “O zaman yaşamak için ölmek gerek” yazıp, oturdukları apartmanın 7. katından atlayarak intihar etti.
- Sabah ezanından sonra kendini, evinin banyosunda iple asarak yaşamına son verdi.
- İntihar etmek için boş bir binanın 12. katındaki pencereye çıkan şahsı polis ikna etti
- Eşinin av tüfeği ile başına sıkarak intihar etti.
- 54 yaşındaki bir kişi kafasına ateş ederek intihar girişiminde bulundu.
- 15 yaşındaki lise öğrencisi, 6. kattan atlayarak yaşamına son verdi.
- 24 yaşındaki adam inşaattan atlayarak hayatına son verdi.
- 26 yaşındaki adam yanındaki tabancayla kafasına ateş etti.
- 55 yaşındaki adam kendini ağaca asarak intihar etti.
- İldem’de, bunalıma girdiği iddia edilen kadın, silahla intihar etti.
- Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen kadın inşaatın 10. katına çıkarak intihar etmek istedi.
Ve daha niceleri… Hepsi Kayseri’den. Her birinin sebepleri farklı sonuçları aynı. Daha dün bir kadın 8. kattan atlamak istedi. Neyse ki polis ekiplerinin hızlı müdahalesi sonucu kurtarıldı. Peki ya ‘o’ da diğerleri gibi ölseydi? Olay kaç gün hatırımızda kalacaktı?
2019’un 8 ayını geride bıraktık. İntihar ve girişimi vakaları o kadar fazlaydı ki hepsini yazıma ekleyemedim. Durum böylesine vahimken, bürokrasilerimiz bu konu da neden hiçbir çalışma gerçekleştirmiyor? Maddi sıkıntılar dolayısıyla kale surlarına çıkan vatandaşımız sesini neden bu yolla duyurabiliyor? Kayseri halkının rahatlığı için; kentleşme, yol, park bahçe vs. alanlarında birçok çalışma yapılıyor. Peki halkımızın sağlığı? Bire birde yetkililere ulaşamamak? Çözüm yolu canına kıymaya kadar gidebiliyorsa yetkililer koltuklarında nasıl rahat oturabiliyorlar? Belediyelerin vatandaşlara sunduğu çözüm merkezlerinde, Danışmanlık Hizmeti birimleri kurulmuş olmasına rağmen, etkinliğinin az olduğunu ne zaman farkedeceksiniz? Halkın büyük bir kısmının bundan haberi bile yok. Halka tam duyurabildiğinden emin mi acaba sayın yetkililer? Danışmanlık hizmetinin kalitesini ölçmek için herhangi bir denetleme yapılıyor mu? Danışmanlık veren hekim ve yetkili kişiler herkesle birebir ilgilenmesine rağmen daha sonrasında da takibini gerçekleştiriyor mu? Hasarlı bulduğu bireyleri ilgili sağlık birimlerine iletip daha profesyonel olan hastanelerimize yönlendiriyorlar mı? Sormamız gereken çok soru var.
Eğer amacınız benim yaşam kalitemi artırmaksa bunu önce, beni dinleyerek yapmalısınız. Benim yetkililerden beklediğim en büyük beklentim bu. Sağlığım yerinde değilken çevremin düzene girmesi mi gerçekten hedefiniz? Lütfen artık gözünüzü kapatmayın bu gerçeklere! Halkınızın neden son çare bunu yaptığını bir de kendinize sorun. Bu konuda başka veya daha iyi neler yapabileceklerinizi görelim…