KURAN, FITRAT VE İNSAN İLİŞKİSİ-2
İnsanın dışındaki yaratılan varlıklar fıtrata aykırı davranamazlar. Allah insanı, akıl, irade ve bazı şeyleri yapabilecek güçte yarattığı için, insanın fıtrata ters davranışları olabilir. Bu davranışları, insanın kendisi ile diğer insanlarla, çevresi ile ve Allah ile olan ilişkilerini bozar. İnsanı fıtrata aykırı davranışa iten menfaatleri, beklentileri veya özentileridir. İnsan, bu gibi tutum ve davranışlardan rahatsızlık duyar. Fakat zamanla alışır, hatta zevk almaya başlar, içinde gizlenen rahatsızlık bazen ortaya çıkar ve onu huzursuz eder. Günahlar, fıtrata aykırı davranışlardır, sevap ise fıtrata uygun olan ama insana zor gelen davranışlardır. yaptığı davranışın doğru mu, yoksa yanlış mı olduğunu insan, her şeyden önce kendi vücudunda hisseder.
91/ Şems 8, 9, 10. “ …Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.” Fıtrata aykırı davranan, önce irkilir, sonra ya vazgeçer ya da devam eder. İrkilmesi, Allah’ın nefse isyankarlığını ilhamdır, bu bir uyarıdır, yanlış yapıyorsun uyarısıdır. İsyandan sonra da bir iç sıkıntısı duyar, bu da onu tövbeye teşviktir. Allah’ın insanı üzerinde yarattığı fıtrat, yaratılıştan her insanın özüne yerleştirilen iyiye, doğruya ve hakikate olan eğilimdir. İnsan bir amaç için yaratılmıştır, bu amaç yeryüzünde hayatın tevhit ve adalet ekseninde inşasıdır. Allah, Kuran’da insana bu misyonundan dolayı yeryüzünün halifesi unvan’ını vermiştir. Fıtrat, insanın yaratılış amacını gerçekleştirecek donanıma ve altyapıya sahip olmasıdır.
32/ Secde 7. “ Allah yarattığı her şeyi güzel yapmış ve kemalini bulma yeteneği vermiştir.” Hak dinin amacı fıtratı değiştirmek değil, geliştirmek ve potansiyelini açığa çıkartmaktır. Fıtrat, hanif dinin esasıdır.
42/ Şura 13. “Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye Nuh’a tavsiye ettiğini, sana vahiy ettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu din, Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine Peygamber seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.” Hz. Peygamber’in şöyle dediği rivayet edilir, “ Her doğan malum fıtrat üzere doğar, fakat ebeveyni onu Yahudileştirir, Hıristiyanlaştırır ya da Mecusileştirir.” ( Buhari ve Müslim). İnsanlar, duyguları ve kısa vadeli menfaatleri yerine akıllarını öne alırlarsa böyle durumlara düşmezler, yani Kuran’a uyarlarsa kendilerini kurtarırlar.
Bütün Nebiler insanlara Allah’tan başkasına ibadet etmemelerini söylemişlerdir. 11/ Hud 2. “ De ki: Bu Kitap Allah’tan başkasına ibadet etmemeniz için indirildi. Şüphesiz ki ben, Allah tarafından size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” 11/ Hud 26. “ Allah’tan başkasına tapmayın, Ben, size gelecek elem verici bir günün azabından korkuyorum.” Yine 12/ Yusuf 40 = 17/ İsra 23= 36/ Yasin 60, 61= 41/ Fussilet 14= 46/ Ahkaf 21. Gibi. Uyulması gereken fıtrattır, fıtrat, varlıkların temel yapısını ve bu yapıyı oluşturan yaratılış, değişim, gelişim ilke ve kanunlarını ifade eder. İnsanların, hayvanların, bitkilerin, yeri, göğün yani her şeyin yapısı ve işleyişi buna göredir. İnsanın içinde ve çevresinde görüp durduğu ayetler fıtrat ayetleridir, Kuran ise fıtratın kelama söze yazıya dönüşmüş halidir.
İmtihan hür irade ve ortamda yapılır, insan, karar alırken de uygularken de hür iradesiyle almalı ki bir değeri olsun. Fıtrata aykırı davranan, önce irkilir, sonra ya vazgeçer, ya da devam eder. 16/ Nahl 106. “ Kim inandıktan sonra Allah’ı görmezlikten gelir, kafir olursa kalbi iman ile huzur bulmuşken baskı altında bırakılmış başka; ama kim içini küfre açarsa üstüne Allah’ın gazabı çöker, onların payına düşen büyük bir azaptır.” 4/ Nisa 115. “ Doğru yol kendisi için apaçık belli olduktan sonra kim o Elçiden ayrı düşer ve müminlerin yolundan başka bir yola girerse onu gittiği yolda bırakır ve Cehenneme sokarız, ne kötü hale gelmedir o.” Fıtrata uyanlar, benliklerini koruyan, doğru olduğu için dine uyanlardır.
Fıtrata uymayanlar: 30/ Rum 43. “ Allah katından, dönüşü olmayan bir gün kıyamet günü gelmeden önce yönünü o gerçek dine çevir. O gün insanlar bölük, bölük ayrılacaklardır.” 44. “ Kim kafir olursa kafirliği kendi aleyhinedir, kim de iyi iş yaparsa kendileri için hazırlık yapmış olurlar.” İnsanların çoğunun müşrik olması, çoğunun fıtrata uymaması demektir. Müşrik , ortak koşana denir, otaklık en az iki şey arasında olur. Bunlardan biri daima Allah’tır, ikincisi değişir, bazen değer verilen bir varlık, bazen de bir ruhani olur. Allah’a ortak sayılan bu varlıklara, Allah’a ait özellikler yakıştırılır, Allah ile bitecek işin, ancak onların araya girmesi ile olacağına ve onların yüzü suyu hürmetine Allah’a yaklaşacaklarına ve dualarının kabul olunacağına inanılır. Bunları tarikatların bütün kitaplarında bulabilirsiniz, mesela Muhammed b. Abdullah Hani Adap 1976 baskı sayfa 172. Böylece kişi, Allah’tan önce bu aracılara kul olurlar.