CUMHURİYETE “BİR” KALA
Müjdeler olsun! Kula kulluk bitti. Artık saygıdan iliklenecek düğmeler. Artık büyük adamlar; okuyarak olacak. Kadınlar da nüfus sayımında sayılacak. Babadan oğula değil, sandıktan koltuğa olacak. Milletin efendisi köylü olacak. Birkaç yıl sonra herkes okuryazar olacak… Öyle zannediyorum ki, 96 yıl önce bir köşe kaleme alsaydım aynı böyle başlardı satırlarım. Öncelikli olarak bu milletin bugünlere gelmesinde emeği olanlara, bayrağımızın göklerde dalgalanmasını sağlayan bütün Türk Hükümdarlarına, yüce komutanlarına, Kavimler Göçüne vesile olanlara, şanlı ordusuna, Çinlilere Aydan bile gözükecek büyüklükte duvar yaptıran o kutlu atalara, İstanbul’u fetheden Ulu Padişaha, Bursa’yı başkent yapana, Söğüt’ten çıkıp dünyaya hükmedene ve ülke tekrar çıkmaza girdiğinde Samsun’da doğup Afyon’da bir bozkurt olana sonsuz selam, sonsuz şükran… Sizler de kalkın oturduğunuz yerden, ellerinize alın bayrakları. Düşmanları sevindirmek vakti değil bu vakit! Bugün; Çanakkale’de boylu boyunca yatan Mehmetlerin, Sarıkamış’ta donan on binlerin, cepheye kına yakarak oğlunu gönderen Ayşe Teyze’nin, çocuğunu top mermilerinin arasında büyüten Kara Fatma’nın zafer günüdür! Ne diyordu Ulu Önder Mustafa Kemal 96 Yıl önce: “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!” Mustafa Kemal’in Genç Cumhuriyet’i 96 yaşında şimdi. Küçücük bir bebek gibi ellerinde doğurduğu bu kutlu ülkü; şimdi onun umut beklediği, onun emanet ettiği gençliğin ellerinde yükseliyor. Çalışarak bir karınca misali, onu görmeden ama söylediği gibi “fikirlerini anlayarak” ve unutmadan onu, bırakın unutmayı, her gün daha gür sesle hatırlayarak ve anarak dualarla: Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim!
Büyük Atatürk;
Sen ki kendini, gençliğini, aileni ve sevdalarını feda etmişken bu uğurda, bizler seni unutma gafletine düşmeyiz. Zor dönemlerden geçiyoruz. Seni, yine senin sözlerinle hatırlıyoruz. Bir kurtarıcı beklemiyor, kurtarıcı olmak için çabalıyoruz. Dimdik ayaktayız.
Sadece bir gün değil; bizlere verilen anayasal hakları kullandığımız her an hatırlayarak 29 Ekim’i. Sadece “Bir” kala değil, her gün gururla, minnetle ve saygıyla anmak gerek bizlere bu toprakları bırakanları. Edirne’den Ardahan’a, kanlarla çizilen bu sınırların her karesine sahip çıkarak ve vatan toprağını kirletmeden yürüyerek çalışmak gerek; Misak-ı Milliye’ye ulaşana kadar sınırlar, Kızılelma’ya ulaşana kadar çalışmak gerek. Ay yıldızlı bayrak altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinde, iliklerine kadar severek bu toprakları, kardeşçe ve milli ülkümüzle geçireceğimiz nice güzel bayramlara. 2023’ün sevdasında, 100. Yıl’a bir adım daha yaklaşmışken ve Cumhuriyet Bayramımıza “Bir” kala; Nice güzel bayramlara!