İBADETLER VE HAYIRLAR KİMİN İÇİN YAPILMALIDIR?

Sıkıntılarımızın  bir  kısmı,  saf  bir  imana  ve  saf  bir  ibadet  anlayışına  uygun  öğretilmediğinden  kaynaklanıyor.  Yapacağı  ibadeti  kim  için,  ne için  yaptığını  bilmez  bir  öğreti  öğretilmiştir,  halada  öğretilmektedir.  Onun  için  okuduğu  Kuran’ı  Allah  rızası  için  değil de,  ölülerimize  okunur  hale  getirmiş  ve  hala  devam  etmekteyiz.  Bu  yaptığımız  acaba  Kuran’a  uygun mu  diye  sorgulama  yapamıyoruz  ve  yaptırmıyorlar. Yine ölmüşlerimiz için hacca gidiyoruz,  kurban  kesiyoruz,  ölülerimiz  için  hayır  hasenat,  cami,  okul,  hastane,  Kuran  kursu  ve  benzerlerini, ölmüşlerimiz için, hatimler okutuyor, perşembelerde  canlarına  değsin  diye  onlar  için  yemekler  verip,  Yasin  okunacak  kitapları  dağıtıyor,  mevlit okutuyoruz. Bunlar  İslam’a uygun mu diye düşünemiyoruz,  soramıyoruz  ve  sormamıza  müsaade  etmiyorlar  ve  kınıyorlar.  Mahalle  baskısı  deniyor ya,  işte  bu  kınama  Allah’ın  emrinin  önünde  yer  alıyor.  Allah,  yasaklamış,  Peygamberimiz  yapmamış  ve  yaptırmamış umurlarında bile değil. Soruyorsun,  kimse,  kimsenin  ibadetiyle  cennete  gidebilir mi  diye, hayır gidemez  diyorlar,  iyi  ve  güzel  tamam,  peki  bunları niye  yapıyorsunuz  denilince,  bunları  yapmayınca  etrafımız  ne  der, rezil oluruz, kınanırız gibi mazeretler  söyleniyor.    İbadetini,  Allah’tan,  başkası  için  yapamayacağını  bakın  Allah  nasıl  açıklıyor.   39/Zümer  64, “De ki:  Ey  cahiller,  bana  Allah’tan  başkasına  kulluk  etmemi mi  söylüyorsunuz?”  39/Zümer  65, “Resulüm,  şüphesiz  sana da,  senden  öncekilere de  şöyle  vahyolunmuştur ki,  Ant  olsun,  Allah’a  ortak  koşarsan,  işlerin/amellerin  mutlaka  boşa  gider  ve  hüsranda  kalanlardan  olursun.”  39/Zümer  66,  “Hayır,  yalnız  Allah’a  kulluk  et  ve  şükredenlerden  ol.”  39/Zümer  67, “Onlar/insanlar  Allah’ı  hakkıyla  tanıyıp  bilemediler…” Buradaki  yanlışlık  şudur ,  Allah  ibadeti  sadece  bana  yapacaksınız  diyor,  bizde,  hayır  ölmüşlerimize de  yapacağız  diyoruz,  bunu  demekle,  dine  ilave  yapmış  oluyoruz.  Delil  Fatiha  suresi  4.  Ayet “Yalnız  sana  kulluk  ederiz…”             39/Zümer  66, “Hayır  yalnız  sadece  Allah’a  kulluk  et  şükredenlerden  ol.”  Eğer  ana  ve  babana,  yakınlarına yardım yapacaksan, onlar için sadece  Allah’a  dua  edip,  yalvarıp,  onların  affedilmesini  isteyeceksin  yolu  bu.  Delil  14/İbrahim  41, “Ey  Rabbimiz  amellerin  hesap  olunacağı  gün/ahrette,  beni,  ana  babamı  ve  bütün  müminleri  bağışla.”  Bu  şekildeki  dua  yerine,  biz  ne  yapıyoruz  hayır  ya Rabbi,  biz  yardım  ve  hayır  yapacağız  diyoruz  ve  Allah’ın  sözünün  önünde  yanlış  geleneği  din  edinmiş  oluyoruz  ve  yanlışta  devam  ediyoruz. 49/Hucurat 1 “Ey iman edenler, Allah’ın ve Resulün önüne geçmeyin.”

Allah,  Kuran’da  dua  edin  bende  ana,  babanızı  ve  bütün  müminleri  affedeyim  diyor  biz  hala,  Allah’ın  dışındaki  birilerinin  sözlerine  inanıp  Allah’ın  sözüne  inanıp  güvenmiyoruz.  Hayır,  Allah’ım, haşa,  sen  bilmiyorsun,  biz  mevlit  okutacağız  diyerek,  Allah’la  ayaklaşıyoruz  ve  din  öğretmeye  kalkıyoruz. Delil  49/Hucurat 16, “De ki: Siz dininizi Allah’a mı  öğretiyorsunuz…”  Yapacağımız  bütün  ibadetler,  mesela  Kuran  okumak,  hayır  hasenat  yapmak ( cami, okul, Kuran kursu, çeşme  gibi) hac yapmak,  kurban  kesmek,  yemek  yedirmek  ve  benzerleri,  sadece  Allah  için  yapılır,  Allah’ın  rızası  umulur  ve  beklenir.  Kuran  okumak  ibadettir  ve  sadece  Allah  rızasını  kazanmak  için  kendimiz  adına  yaparız,  yani  bütün  yaptıklarımız  Allah  rızası  için  ve  sadece  kendimiz  içindir. 27/Neml  92, “Bana  Müslümanlardan  olmam  ve  Kuran  okumam  emredildi…”  29/Ankebut  45, “Resulüm,  sana  vahiy edilen  kitabı/Kuran’ı  oku  ve  nazmı  kıl.  Muhakkak ki,  namaz,  hayasızlıktan  ve  kötülükten  alı koyar.  Allah’ın  zikri/Kuran  elbette  ibadetlerin  en  büyüğüdür,  Allah  yaptıklarınızı  bilir.”  73/Müzzemmil  4,  “Kuran’ı  tane,  tane  oku.”   Allah  bu  benzeri  ayetler de  Kuran  okumanın  ve  namaz  kılmanın  ibadet  olduğunu  açıklıyor  ve  ibadette  sadece,  Allah  rızası  için  ve  sadece  yapanın  ibadetidir  ve  getirisi/sevabı  varsa  yapanadır.  Şimdi  burada da,  Allah  bu  ibadetler  sadece  Benim  rızamı  kazanmak  için  yapılmalıdır  ve  yapana  aittir,  başkası  adına  yapılmaz  diyor.  Biz de,  haşa,  hayır  Allah’ım,  biz  bunları  kendimiz  için  yapıyoruz  tamam,  ancak  alacağımız  sevaptan,  ana,  baba  ve  kim  adına  yapıyorsa,  onun  içinde  yapıyoruz   diyoruz.  Şimdi  dini  gönderen  Allah,  sevabı  verecekte  Allah,  biz  Allah’ın  işine  karışıyor,  haşa  sen  sevabı  sadece  bize veriyorsun/alabiliyorsa  bu  böyle  olmaz  biz  ana,  baba  ve  istediklerimize  dağıtıyoruz  anlamından  başka  nedir,  Allah  aşkına.   Bir  daha  ayetleri  okuyup  düşünelim  ve  ne  anlama  geldiğine  bakalım.  76/İnsan  9, “Biz  sizi  Allah  rızası  için  doyuruyoruz,  sizden  ne  bir  karşılık ne de  bir  teşekkür  bekliyoruz.”   Bizler  herhangi  bir  ibadet  yapacağımız  zaman  niyet  ettim  Allah  rızası  için  şu  ibadeti  yapmaya  diye  niyet  etmiyor muyuz?   Peki  geri dönüp niçin  tersini  yapıyoruz.  30/Rum  38,  “O  halde  sen,  akrabaya,  yoksula  yolda  kalmışa  hakkını  ver.  Allah’ın  rızasını  isteyenler  için  bu en iyisidir. İşte  onlar  kurtuluşa  erenlerdir.”  Ayetler ibadetlerin sadece Allah rızası için ve sadece  kendisi/yapan  için  olacağını  açıklıyor,  bizler Allah’ın  emriyle  yetinmeyip,  bizlerden  başkaları  içinde  yapılır  diye  hüküm  koyuyoruz  ve  bu bir şirktir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.