ADLİYE VE HUKUK SİSTEMİ
Adliyeler ve hukuk sistemi, orada görev yapan bütün personel, bağımsız, her türlü müdahaleden, baskıdan, rahatsızlık verici bütün girişimlerden uzak olarak serbest olmalı ve tayin, terfi, yer değiştirme ve benzeri bütün ihtiyaçlarında yöneten hükümete karşı sorumlu olmamalıdır. Hem halk, hem de idareciler adli merciler karşısında eşit durumdadır yargılanırken de eşit olarak yargılanmalıdır. 5/ Maide 48. “ Artık Allah’ın indirdiği ile onların arasında hüküm ver ve onların keyiflerine tabi olma uyma…” 38/ Sad 26. “ …Sakın keyfe tabi olmayasın ki, bu seni Allah yolundan saptırır…” 4/ Nisa 58. “ …İnsanlar arasında hüküm vereceğiniz zaman Adaletle hüküm vermelisiniz…”
1)CAN EMNİYETİ. 17/ İsra 33. “ Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymayın…” 2) MÜLKİYETİN KORUNMASI. 2/ Bakara 188. “ Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları idarecilere veya mahkeme hakimlerine vermeyin..” 3) ZÜLME KARŞI SESİNİ YÜKSELTME HAKKI. 2/Bakara 124. “ …Allah: Ahdim zalimlere ermez onlar için söz vermem buyurdu.” 2/ Bakara 258. “ …Allah zalimleri kimseleri hidayete erdirmez.” Rivayetlere göre Peygamberimizin şöyle buyurduğu naklediliyor. “ y eba Zer, sen zayıf bir kimsesin, bu da devlet işi bir emanettir. Kıyamet günü rüsvaylığa sebep olabilecek işlerdendir. Bu işi elinde bulunduran kimse hakkını vermelidir, hakkıyla elinde bulundurup çalışmalıdır, mesuliyetini tam olarak eda etmelidir.” ( Kenzül Ummal c.6. 68.)
Yine Peygamberimiz şöyle buyurmuş diye rivayet ediliyor. “ Sizden herhangi biriniz bir kötülük görürse, onu eli ile düzeltsin, eli ile düzeltemezse o zaman dili ile düzeltsin, yoksa kalbi ile buğuz etsin, bu da imanın en zayıf tarafıdır.” ( Müslim bab. 20.= Tirmizi bab 12= Ebu Davut bab 17.) yine “ Pek uzak değil, sizin için öyle önderler ortaya çıkar ki, sizin rızıklarınızı ellerine geçirirler, ne söylerseniz yalan olur, ne yaparsanız kötü iş olur, siz onların kötülüklerinize iyidir demeyince ve onların yalanlarını doğru diye söylemeyince sizden memnun olmazlar. O zaman sizde onları yola getirmek için kendilerinin karşısında hakkı söyleyeceksiniz, eğer onlar ölçüyü kaçırırlarsa ve bir kimse de bu yolda ölmüş olursa, elbette ki bu kişi şehit olarak ölmüştür.” ( Kenzül Ummal C. 6. 297.)