KURAN, FITRAT VE İNSAN İLİŞKİSİ-2

Zikir’i  yanlış  anlayanlar  bu  ayetlerin  anlamını  bilmeden,  birilerinin  söylediği  başka  sözlerle  zikir  ettiklerini  zannediyorlar.  İşte   Allah’ın  açıkladığı  zikir  bu  dur  ve Kuran  anlayarak okununca  zikir  oluyormuş  ve  dünyadaki  Allah  tarafından  yaratılmış  varlıkları  düşünüp,  anlayıp,  çözmek  ve  onların  yaratılışından  Allah’a  ulaşmaktır  zikir.  Yoksa  belli  kelimeleri  defalarca  söylemek  zikir  olmuyormuş.  Birileri  buna  itiraz  edecektir  ama  nafile  ve  boşunadır,  çünkü  Allah  böyle  açıklıyor,  diğerlerinin  delili nedir?  Allah  bir  ayetini  başka  ayetleriyle  çeliştirmez,  demek ki,  anladıklarında  bir  eksiklik  var,  tekrar  anlamak  için  ayetlere  bakılmalıdır.

Bu  sebeple  Kuran’ı  okuyup  anlayan  her  insan,  kendindeki  zikir  ile,  anlama  çözme,  bilme,  bulmayı  Kurandaki  zikir  arasında  büyük  bir  uyum  olduğunu  görerek  Allah’a  ve  Kurana  karşı  tam  bir  güven  ve  tatmin  duygusu  içine  girer.  İnsan,  Allah’ın  tabiattaki  ve  Kuran’da k,  ayetlerini  okuyup  kavradığı  ölçüde  doğru  bilgilere  ulaşmanın  yolunu  bulmuş  olur.  Kuran’ın  hiç  bir  hükmü  fıtratla  çelişmez,  çünkü  fıtrat  İslam’dır.  Fıtratı  anlamak  için  Kuran’dan,  Kuran’ı  anlamak  içinde  fıtrattan  yararlanmak  gerekir.

İnsanın  dışındaki  yaratılan  varlıklar  fıtrata  aykırı  davranamazlar.  Allah insanı,  akıl,  irade  ve  bazı  şeyleri  yapabilecek  güçte  yarattığı  için,  insanın  fıtrata  ters  davranışları  olabilir.  Bu  davranışları,  insanın  kendisi  ile  diğer  insanlarla,  çevresi  ile  ve  Allah  ile  olan  ilişkilerini  bozar.  İnsanı  fıtrata  aykırı  davranışa  iten  menfaatleri,  beklentileri  veya  özentileridir.  İnsan,  bu  gibi  tutum  ve  davranışlardan  rahatsızlık  duyar.  Fakat  zamanla  alışır,  hatta  zevk  almaya  başlar,  içinde  gizlenen  rahatsızlık  bazen  ortaya  çıkar  ve  onu  huzursuz  eder.  Günahlar,  fıtrata  aykırı  davranışlardır,  sevap  ise  fıtrata  uygun  olan  ama  insana  zor  gelen  davranışlardır.  yaptığı  davranışın  doğru mu,  yoksa  yanlış mı  olduğunu  insan,  her  şeyden  önce  kendi  vücudunda  hisseder.

91/ Şems  8, 9, 10.  “ …Nefse  ve  ona  birtakım  kabiliyetler  verip  de  iyilik  ve  kötülüklerini  ilham  edene  yemin  ederim ki,  nefsini  kötülüklerden  arındıran  kurtuluşa  ermiş,  onu  kötülüklere  gömen de  ziyan  etmiştir.”  Fıtrata  aykırı  davranan,  önce  irkilir,  sonra ya  vazgeçer  ya da  devam  eder.  İrkilmesi,  Allah’ın  nefse  isyankarlığını  ilhamdır,  bu  bir  uyarıdır,  yanlış  yapıyorsun  uyarısıdır.  İsyandan  sonra da  bir  iç  sıkıntısı  duyar,  bu da  onu  tövbeye  teşviktir.  Allah’ın  insanı  üzerinde  yarattığı  fıtrat,  yaratılıştan  her  insanın  özüne  yerleştirilen  iyiye,  doğruya  ve  hakikate  olan  eğilimdir.  İnsan  bir  amaç  için  yaratılmıştır, bu  amaç  yeryüzünde  hayatın  tevhit  ve  adalet  ekseninde  inşasıdır.  Allah,  Kuran’da  insana  bu  misyonundan  dolayı  yeryüzünün  halifesi  unvan’ını  vermiştir.  Fıtrat,  insanın  yaratılış  amacını  gerçekleştirecek  donanıma  ve  altyapıya  sahip  olmasıdır.

32/ Secde  7. “ Allah  yarattığı  her  şeyi  güzel  yapmış  ve  kemalini  bulma  yeteneği  vermiştir.”    Hak  dinin  amacı  fıtratı  değiştirmek  değil,  geliştirmek  ve  potansiyelini  açığa  çıkartmaktır.  Fıtrat,  hanif  dinin  esasıdır.

42/ Şura  13.  “Dini  ayakta  tutun  ve  onda  ayrılığa  düşmeyin  diye  Nuh’a  tavsiye  ettiğini,  sana  vahiy ettiğimizi,  İbrahim’e,  Musa’ya  ve  İsa’ya  tavsiye  ettiğimizi  Allah  size de din  kıldı.  Fakat  kendilerini  çağırdığın  bu  din,  Allah’a  ortak  koşanlara  ağır  geldi.  Allah  dilediğini  kendisine  Peygamber  seçer  ve  kendisine  yöneleni de  doğru  yola  iletir.”   Hz. Peygamber’in  şöyle  dediği  rivayet  edilir,  “ Her  doğan  malum  fıtrat  üzere  doğar,  fakat  ebeveyni  onu  Yahudileştirir,  Hıristiyanlaştırır ya da  Mecusileştirir.” ( Buhari  ve  Müslim).  İnsanlar,  duyguları  ve  kısa  vadeli  menfaatleri  yerine  akıllarını  öne  alırlarsa  böyle  durumlara  düşmezler,  yani  Kuran’a  uyarlarsa  kendilerini  kurtarırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.