NAMAZ-3
“Ey İman edenler. Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise boy abdesti alın. Hasta yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelirse yahut kadınlara dokunmuşsanız cinsi birleşme yaptıysanız ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüze ve dirseklere kadar ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat sizi tertemiz kılmak ve size ihsan ettiği nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.” Maide 6.
Namazın kazası yok. Zaten namazda “vakit” diye bir zaman süreci vardır. Bir vaktin zamanı süresi diğer vaktin girmesiyle çıkar. Vaktin dışında birkaç gün veya yatsıdan sonra olsun kılınmayan namazların kaza edilmesi o vaktin namazı yerine geçmez. Kılınan her namazdan sevap alınır o başka. Ama geçen vaktin yerine geçmez. Geçirdiğimiz namazlar için ilk yapılacak hareket, iş, tavır Yüce Allah’tan tövbe dilemektir. Pişman olan insanı Yüce Allah affedeceğini buyuruyor. Allah’ımız vaad ediyorsa, affedeceğim diyorsa Allah’a güvenmemiz lazım. İlk önce bunu yapalım.
Sahabelerden, sonradan İslam’a girenlerin kılmadıkları namazları kaza etmedikleri, ancak tövbe ettikleri ayan beyan açıktır.
Yıllardır şöyle de bir yaygara var: Namazın kılınışı Kur’an’da yok. Kur’an’da çok şey yok. Bizler de inandık. Ama Kur’an’a dönüp Türkçe meailini okuyunca gerçekler anlaşıldı. Ayetler anlaşılınca gerçekler de gözümüzün önüne serildi. Kur’an namazın kılınışını şöyle ifade ediyor:
Furkan Suresi 64. ayetinde Kıyam, Müzzemmil 6 da Kıraat, Hac Suresi 26’da Hac suresi 77’de rükû ve secdeden bahsediyor. “Kıyam” Arapça ayakta durmak. Türkçemize de geçmiş “kıyama kalktılar” denir. “Kıraat” okumak demek. Müzzemil Suresi 20. ayette Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Kur’an’dan bir ayet, sure okumak. “Rükû” belini biraz eğmek. “secde” alnını yere koymak. Bunları toparladığımızda namazın kılınışı ortaya çıkıyor. Çünkü Yüce Allah Enam Suresi 38. ayette “Biz O kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” buyuruyor.
Yüce Allah’ımız Nisa Suresinde 102. savaştaki namazdan bahsediyor. 101. ayette “Sefere çıktığınız zaman da namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur.” buyuruyor. Bunların sonucu namazın şekli çıkıyor. Elbette uygulaması Hz. Peygamber’imizindir. Hz. Peygamber’imizin tavrını esas alacağız. Hz. Peygamber’imizde Kur’an dışında bir şey yapmamıştır. Hz. Peygamber’imiz “Ben sizin aranızda sadece ve sadece Allah’ın kitabıyla hükmederim.” Ebu Reyye Muhammedi Sünnet. 151. Mucelletül Menar. 17/752. Şafi el Umm. 7/308