FATİHA SURESİ-7

Zaten ayette “vesileyi-yolu” yüce Allah açıklıyor. Cihat edin diyor. Diğer ayetlerde de Allah rızası için yapılan şirksiz ibadetler,  kaçınılan her yasak, oruç, zekât, kul hakkı yani kısaca Allah’ın yap dediğini yapmak, yapma dediğini yapmamak Allah’a yaklaşmanın yollarıdır. Fakat aracılar buradan kendilerine pay çıkartmaya kalkışıyorlar.

Şimdi bu ayetlere göre kimi kime yaklaştıracak?  İnsana Allah’tan daha yakın bir varlık var mı ki? Kalıbın Allah’a ibadet etmesi yetmez. Kalbin de tamamen şirksiz Allah’a teslim olması gerekir. Hz. Peygamber’ imiz şöyle buyurur; “İman temennilerle ve süslemeler-le değil, kalplerde yerleşmekle, iş hareket ve tatbikatın da onu doğrulamasıyla vücut bulur” Mevlana’da şöyle diyor; Yabancı eller seni hasta perişan etmiştir. Gerçek annenin kucağına dön,  sığın ki yaraların sarılsın.

Yüce Allah’ımızın emri olan Kur’an’dan ve sevgili Peygamber’imizin hayatından delilleri ortaya koyunca, rahatsız olanlar, rantları kesilecek olanlar, yazlık evi, yazlık arabası, yazlık hanımı, kışlık evi, kışlık arabası, kışlık hanımı olanlar; çalışmadan kazanç elde edenler,  iyi niyetli temiz ve saf Müslüman’ı kandırıp Allah’la arasına dikenler ve zehirler koyanlar hemen şöyle demeye başlıyorlar:  “Filan hoca, şu üstad ve efendi şöyle yapmış ve demiş. Onlardan bize kadar kitaplar gelmiş. Gelenek var vesaire”. Hoca Ahmet Yesevi’yi, Hacı Bektaş Veli’yi, Mevlana’yı,  Ahi Evran’ı daha pek çok kişiyi misal verirler. “Peki bunlar nedir?  Şeyh Edebali ne yapmıştır.” Kötü emellerine alet etmeye kalkarlar.

Şunu hemen söyleyelim. Bunlarda aracılık yok, bunlar iyi incelenirse görülür ki tarikat yok. Herkes kendi branşında, işinde, mesleğinde çalışmış, helal kazanmış, alın teri dökmüş, yaşadığı hayatıyla içinde bulunduğu topluma örnek olup onları yönlendirmiştir. İyi, temiz, birlik, beraberlik içinde dinini, vatanını, dilini, soyunu, milletini savunmuş,  başkalarının sırtından geçinmemişler. Ne yazıktır ki, bu örnek insanları yapmadıkları bazı şeyleri yaptı diye de, kendi kötü emellerinde kullanmışlar ve kullanmaya devam ediyorlar.

Bu insanlar Allah’ımızın emrine göre ve Hz. Peygamber’imizin sünnetine göre hayatlarını tanzim etmişler. Art niyetlilerin pis emelleri ayıklanırsa her şey gün ışığına çıkar. İnsanlara Allah’a giden yolda “Kur’an’a uyun, doğru yol ancak Allah’ın Kur’an’da açıkladığı yola uymakla olur.” denileceği yerde maalesef,  doğru ancak bizim dediklerimize uyarsanız,  bizim gruba, bizim tarikata girersiniz, bizim kitapları ve risaleleri okursanız doğru yolda olursunuz denilmekte. Eğer mevcut bilgilerimizi Kur’an’a göre değiştirme veya düzeltme yerine yanlışımızı devam ettirirsek hak ile batılı birbirine karıştırır, Allah korusun ahiretimizi yıkar kaybederiz.

Bakara 170: “Onlara, şirk koşanlara Allah’ın indirdiğine uyun,  denildiği zaman onlar. Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler de mi?”

Bakara 171:  “Hidayet çağrısına kulak vermeyen inançsızların,  kâfirlerin durumu,  sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağır, dilsiz ve körlerdir. Bu sebeple düşünemezler.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.