DİNİN KAYNAĞI NEDİR ?-11
İnsanlar kendi kafasından bir din ve din anlayışı ortaya koyuyor. Sonra da o vehimlerini din olarak Kur’an’da arıyor. Bulamayınca bak bu Kur’an’da yok diyor. Allah’da size lazım olan herşey Kur’an’da var diyor. Mesela:
“…Kitapta hiçbirşeyi eksik bırakmadık.” (6/Enam 38)
Allah dinde eksik yok derken, niçin eksik varmış gibi davranıp bunlar da dinin tamamlayıcısı diyoruz. Yani hadis, mezhep, icma, tarikat, cemaat bunlar da dinde hüküm ve söz sahibi deniliyor. Yoksa Allah bunları haşa unuttu mu?
“…Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama.” (2/Bakara 255)
“Senin rabbin unutkan değildir.” (19/Meryem 64)
Allah’ın açıklamadığı konular unutkanlığından dalgınlığından, uyumasından değil (bu vasıflar Allah’a yakıştırılamaz) o ne ise bize din olarak emredilmeyen konudur. Allah o konuda insanı özgür bırakmıştır. Allah’ın serbest bıraktığı şeyleri kendilerine din yapan ve insanları da zorlayanlar şunu unutmasınlar ki dine ilave yapmışlardır, sanki bu ayetler ve Kur’an insanlara yetmiyor ve az geliyor. Hâlbuki dine ne ilave yapılır, ne de eksiltme, çıkartma yapılır. Allahtan gelen ne ise ona inanılır ve uygulanır. Yani Kur’an’da yok, eksikmiş gibi Kur’an dışı pek çok kitap ve söylemlere itibar edilmemeli, değer verilmemelidir. Eğer dinimizi öğreneceksek açalım Kur’an’ı öğrenelim. Kur’an bize yeter. Anlattığımız konulardan rahatsız olan Mehmet Akif bu tabloyu şöyle şiirleştirmiştir:
“Hani vaiz diye geçinen maskara şeyler var ya
Der ki bir tanesi peş tahtayı yumruklayarak:
Dinle, dünya neyin üzerinde duruyor hey avanak!
Yerin altında öküz var onun altında balık
Onun altında da bir zorlu deniz var kayalık,
Öteden kürt atılır doğrumu dersin be hoca?
Ne demek doğru mu dersin? Gidi cahil amca!
Sözlerim basma değil yazma kitaptan tekmil
Kim inanmazsa kızıl kâfir olur böylece bil.
Safahat
Merhum Akif şöyle tercüman olur hislerimize:
Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun.
Yaktın da din-i mübini yeni bir din kurdun.
Merhum Akif, Kur’an’ı işaret ederek şöyle der.
Doğrudan doğruya Kur’an’dan alarak ilhamı
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı.
Merhum Akif aynı düşündüğümüz gibi, Müslümanları ayağa kaldıracak gücün, ilk dönemde ki gibi Kur’an olduğunu haykırır. Kur’an dışındaki her şeyin din koyma açısından uygun olamayacağını ısrarla söyler.
Eğer İslamdan maksat Kur’ansa,
Ortada İslam diye bir şey olmadığını
Söylemek durumundayız.
Çünkü Kur’an bugün göklere çekilmiş ve yeryüzün-deki İslam’ın onunla ilgisi kalmamıştır, der.
Bu ve benzeri konuları merhum Akif’de mü’min Müslüman herkes Kur’an’a bakarak, anlayarak çözer. Yeter ki kitaplardaki İslam anlayışını değil de, Allah’ın Kur’an’daki İslam anlayışını kubullenelim. İşte o zaman önümüz aydınlanacak sis perdeleri kalkacak ışığa ve aydınlığa kavuşacağız. Bazılarından kalan israiliyet, hurafe ve Yahudi hikâyelerini Kur’an adına ve Peygamber adına sadece söylenmiş olduğu için kabullenmeyelim. Kur’an’a döndüğümüzde Allah izni ile gücümüzü artırıp, yolumuzu aydınlatacaktır. Buna imanımız tam olmalıdır.