Hür İrade(3)

Bizim bu hataya düşmemiz şirk olmaz diyerek kendi görüşlerini veya kendilerine empoze edilen, anlatılan bu inanç sistemini doğru kabul ederek Allah’ımızın emrinin Kur’an’ın ve İslam’ın önünde tutarak veya bu inancı kabullenerek Allah’ın hükmüyle eş değer de tutarak şirk koşulmuş oluyor.
“Resulullah hayber seferine çıktığında müşriklerin silahlarını asıp kutsadıkları Zatu envat denilen bir ağaca rastladı. Etrafındakiler Resullaha dediler ki: Onların Zatu envatı gibi bizim de bir Zatu envatımız olsun dediler. Hz. Peygamber’imiz Subhanellah bu söz tıpkı Hz. Musa’nın toplumunun şu sözüne benziyor. Onların tanrıçası gibi bize de bir tanrı ihdas et. Nefsimi elinde tutan Allah’a yemin olsun ki sizden öncekilerin yolunu aynen sürdüreceksiniz.” Tirmizi. Fiten 18/2180.
Şimdi bu ayetler ve hadisler boş mu, hikâye olsun diye mi emredilmiştir.
“Resulullah vefatına yakın buyurdu ki: Alah Yahu-
dilere ve Hıristiyanlara lanet etsin. Peygamber’ lerinin kabirlerini, mescid yaptılar. Hz. Aişe dedi ki: Eğer Allah Resul’ünün bu uyarısı olmasaydı kabrini görkemli yaptırırdım. Ne var ki ben Resulullah’ın mezarının mescid edinilmesinden korkuyorum.” Buharı. 62 (2/91) Cenaiz Müslim, Mesacid. 19.
“Nebi ile birikteydik. Bir ara peygamber gözünü göğe dikti ve dedi ki: Gün gelir ilim insanları terk eder. İnsanların onda hiç nasibi kalmaz. Zeyd bin lebid el ensari sordu: İlim bizi nasıl terk edebilir ki, Biz Kur’an’ı okuyoruz ve bundan sonrada okuyacağız. Resul cevap verdi: Anan seni kaybetsin ey Zeyd Bende seni Medinelilerin en akılılarından zannederdim. Yahudilerin ve Hıristiyanların elinde Tevrat ve İncil yok muydu?” Tirmizi İlim 5. İbni Mace Fiten 26. Ahmed b. Hanbel. 4/160. Darimi Mukaddime 26/246.
Şimdi Allah’ımız ayetlerde Peygamber’imizde hadislerinde şirk, ortak koşmak ve kabri mescid yaptılar sizde yaparsanız bu hataya dğşersiniz diyor. Fakat türbeleri, yatırları, şeyhleri tavaf edip onları kutsayanlar hayır diyorlar. Bizim yaptığımız şirk ve ortak koşmak değil diyorlar. Kime inanacağız. Biz Allah’ımıza ve Peygamber’imize inanırız, isteyenlerde istediğine inanır.
Dinler Arası Diyalog Saçmadır
(İsa (A.S.) Gelmiyecek)
Her zaman ihtiyaç duyulan, samimi olanı, Barış, insanlık, insan hakları, kardeşlik, birlikte yaşama gibi, kavramların takdim edilmesi gibi diyalog kavramını da takdim ediyorlar. İyi güzel fakat istismar edilmekten bir türlü kurtarılamıyor.
Önü arkası, içi dışı bir birine uymayan dinler arası diyalogdan bahsediyorlar. Hoşgörü deniyor. Demek ki hoş görülmeyecek şeyler var. Saygı deniyor demek ki, problem var ki saygımızı yitirmeyelim deniyor.
Diyalogun tarifine geleceğim fakat şunu belirtmeye ihtiyaç var
—Bütün Müslüman ve Hıristiyanlar İsa’nın etrafında bütünleşmelidir denmeseydi. Bir Hıristiyan tevhide döner ve fakat diğer hayatı yine aynı olursa ona Müslüman İsevi denir denmeseydi. 1. Dünya Savaşında Hıristiyan tarafından ölenler de şehittir, ahirette mükâfatları vardır denmeseydi. Küreselleşme ve çoğulculuk AB. ABD ile diyalog bütünleştirilmeseydi.
Diyalog dinleri özel olarak İslamiyet ve Hıristiyanlığı bir birine anlatma, katışıksız ve doğru öğretme formülü halinde kalabilseydi. İşte o zaman dinler arası değil de din temsilcileri arasında diyalog olurdu.
Asrımız her zamankinden fazla diyaloga ihtiyaç gösterebilir. Fakat hayalci olmayıp, idealistlikle gerçekçiliğin kesiştiği noktada buluşmalıyız. Müslüman ilahiyatçılar Hıristiyan ve Musevi ilahiyatını inceliyorlar Hıristiyan ve Musevi din adamları da İslam dinini ilahiyatını inceliyorlar fikir alışverişinde bulunuyorlar ve yayın yapıyorlar.
—Kimsenin din olarak gizli kapaklı bir şeyi yoktur, olmamalıdır. Her şey açık olmalıdır. Çünkü din bir sır cemiyeti değildir. Herkese açık olmayan, herkese hitap etmeyen bir din gerçek din değildir.
Dünden bugüne Türkiye’deki ilahiyat fakülte-lerine misyonerlerin uzandıkları bilinen bir gerçektir. Cizvit rahibi Prof. Thomos Michel, Jule Roche adlı papaz, Katolik kilisesi ruhani lideri Arinze bunlardan bazıları.
—Müslümanların misyonerlikten ve diyalogdan ürkmesi ve çekinmesi onun zaafını göstermemektedir. Bu işe geniş bir çerçeve açısından bakılmalıdır. Bir kısım cemaatçilerin zihin bağımlılığı gereği yani liderlerinin isteği ile diyaloga sarılmaları görülüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.