HÜR İRADE 4

Liderlerinin dediğine uyup, sorgulamadan,
doğru mu Kur’an’a uygun mu demeden Hz.
İsa’nın etrafında bütünleşmemiz gereğinden
ve böyle bir ideal ve diyalogdan bahseder
olunmuşsa sürecin hangi istikamette gittiğine
karar vermek çok güçleşmiştir.
Din ve diyalogu ilgilendiren bu kavram yanlışlık
üzerine oturtuluyor. Eğer bir mesele
yanlışlarla başlarsa ondan netice ve hayırlı
iş çıkmaz ve bilimsel alanda da problemler
oluşur.
Ancak sorun şudur. Bu metot her alanda
olduğu gibi dini inançlar ve dinler arasında
olabilir mi. Bize göre bu tür bir diyalog anlayışından
başta Türk dünyasının Türkiye’nin
ve diğer Müslüman milletlerin dayanışma
ve birlikteliğinin engellenmesi ortaya çıkar.
Diyalog şu demektir. Her hangi bir konuda
anlaşılmak, orta yolu bulmak, ortak bir noktada,
bir adım geri veya ileri atmaktır.
Diyalog insanlar arasında olur. Dinler arasında
diyalog olmaz. Din mensupları arasında
diyalog olabilir ve bu diyalogda müesseseye
zarar vermeyecek şekilde olabilir. Dinler bir
anlamda ilkeler ve kurallardır. İlkeler ve kurallar
arasında diyalog olmaz.
Başka bir deyişle din bir sosyal müessesedir
ve sosyal müesseseler arasında diyalog değil
etkileşim olur. Siyasetler arası diyalog demiyoruz,
siyasetçiler veya siyasiler arası diyalog
diyoruz. Veya hukuklar arası diyalog demiyoruz,
hukukçular arası diyalog diyoruz.
O zaman farklı din mensupları arası diyalog
denilebilir. Demek ki diyalog müesseseler
arasında değil, o müessesenin bir kısım mensupları
arasında olur.
Yanlış kavramdan biriside çoğul olarak
kullanılan dinler tabiridir. İslam’a ve Müslüman’a
göre dinler değil DİN vardır ve o
da İSLAM’dır. İslam’a ve Müslüman’a göre
öbür dinler ya bozulmuş veya sapıtmıştır.
İslam’a göre din bakımından iki doğru bir
arada olmaz. Yani Hak ve doğru birden fazla
olmaz. Aynı doğruya giden yollar farklı olabilir.
Yanlış yolla doğruya varılmaz.
Tevbe 33. “Allah müşrikler hoşlanmasalar
da kendi dini İslam’ı bütün dinlere üstün
kılmak için Resulünü hidayet ve Hak Din ile
gönderendir.”
Maide 3. “Bugün size dininizi ikmal ettim
üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için
din olarak İSLAMI seçtim.”
Dinler arası diyalogcuların kullandığı üç
büyük din, dinler bahçesi, dinler arası diyalogda
ima edilip söylenen, birbirine eşit,
birden fazla din anlayışı İslam’a uygun değil
ve İslam’da yer almaz. İnsan düşünmeden
edemiyor, soruyor kendi kendine Maide 3.
ayet Tevbe 33. ayet açık ve net İslam’dan ve
tek din den bahsederken neden dinler arsı
diyalogcular, milleti kandırıyorlar. Allah’a
Peygamber’e ve Kur’an’a niçin zıt düşüyorlar
ayeti yalanlıyorlar.
İbrahimi Dinler YalanıDinler tarihi açısından
İslam, Hıristiyan ve Musevi ilahiyatları
açısından da bakılsa İbrahimi dinler tabiri
yanlıştır. Esasen üç farklı kola ayrılan bir
din kendisi olmaktan çıkıp bir enkaz olmuş
olur. İbrahimi dinler kavramını ilk kez kullanan
Louis Massignun’dur. Bu adamın amacı
Müslümanları ve dinler arasındaki ilişkileri
Hz. Muhammed’den koparma gibi görünüyor.
İşleyen sürece baktığımız zaman bunu
fark ediyoruz. Hz. İbrahim bir peygamber’di
ve tevhit sürecinde önemli bir dönüm noktasını
temsil ediyordu. Yine şunu sormak
lazım Hz. İbrahim’in kaç dini vardı ki dinler
deniyor. Eğer Hz. İbrahim’in inanç sistemine
benzeyenler kastediliyorsa, Hıristiyanlıkta
ve Musevilikte veya onlara göre İsevilikte
Hz. İbrahim’den kalan tevhitten kalan ne
vardır. Tek Allah inancı mı, Hac mı, Kâbe mi,
Kurban mı? Kutsal metinlerde sadece İbrahim
adının geçmesi neyi gösterebilir. (Prof.
Dr. Yümni Sezen)Ali İmran 65. “Ey ehli kitap,
İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz. Hâlbuki
Tevrat ve İncil kesinlikle ondan sonra indirildi.
Siz hiç düşünmez misiniz?”Ali İmran
67. “İbrahim ne Yahudi nede Hıristiyan idi.
Fakat o Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslüman
idi. Müşriklerden de değildi.”Bakara
140. “Yoksa siz İbrahim, İsmail, İshak, Yakup
ve esbat’ın Yahudi yahut Hıristiyan olduklarını
mı söylüyorsunuz. Deki siz mi daha iyi
bilirsiniz yoksa Allah mı, Allah tarafından
kendisine bildirilmiş bir şahitliği gizleyenden
daha zalim kim olabilir. Allah yaptıklarınızdan
gafil değildir.”Yüce Allah’ımız emrini
böyle açıklar. Hz. Peygamber’imiz böyle
tebliğ eder, Kur’an ayan beyan açıklar, gelin
görün ki Din tahripçileri olan diyalogcular
Kur’an’ın, Allah’ın ve Hz. Peygamber’in zıddına
hala çırpınırlar, aldıkları emirleri uygulamaya
gece gündüz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.