AHRETTE YARGILANMA
Ahretteki konulardan biriside yargılanmadır, Mahşerde amel defterinin verilip sorgulanmanın yapılmasının ardından, herkes kendi durumunu kendisi değerlendirip, adeta başka bir söze ihtiyaç kalmadan kendi sonunun ne olacağını, dünyadaki yapmış olduğu işler/ameller sonucunda anlamış olacaktır. Dikkat edilirse bu yargılanmada kabirde değil yine ahrette/mahşerde gerçekleşecektir. Kendisine delil olarak amel defteri verilecektir ve 17/İsra 14, “Kitabını oku, bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin/amelin yeter.” Ve yine 18/ Kehf 49, “ Kaydedici kitap/ameli ortaya konmuştur, suçluların onda yazılı olan belge ve amelden korkmuş olduklarını görürsün. Vay halimize derler, bu nasıl kitapmış, küçük ve büyük hiçbir şey bırakmadan yaptıklarımızın hepsini sayıp dökmüş, yazmış. Böylece yaptıklarını önlerinde bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye haksız yere zulüm etmez.”
25/Furkan 27, “ Kıyamette, o gün zalim olan o kimse pişmanlıktan ellerini ısırıp şöyle diyecek.
Keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım.” Yine 25/Furkan 28, “ Yazık bana, keşke falancayı/batıl yolcularını dost edinmeseydim.” Dünyada iken kendilerinin doğru yol üzerinde olduklarını zannedip kuruntuya kapılan ve avunanlar, doğrunun sadece Allah’ın kitabına uymakla olacağını anlayacaklar ama iş, işten geçmiş olacak ve Allah ile aldatan insan şeytanlarının kurbanı olacaklardır. Dünyada yapmış oldukları amelleri yani namazları, oruçları, hacları, zekatları, sadaka ve yardımları boşa gitmiş olacaktır. Namaz kılmış, oruç tutmuş, zekat ve sadaka vermiş olması doğru Müslüman olduğu anlamına gelmiyormuş. İbadetleri ve yapacağı amelleri Allah’ın belirlemesine göre değil de birilerinin söylemesine göre yapmış, güya onları din zannederek, sarılmış ama Allah belirlemediği için nefsini, önderini, şeyhini, tarikatını, mezhebini, alim ulemasının dediklerini din edindiği için bütün amelleri boşa gitmiş, kendini ve onları dindar sandıkları ile cehennemi boylamış olacaktır. 14/İbrahim 18, “ Rbbinin emrine uymayan inkarcıların durumu şudur. Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler, iyiden iyiye sapıtma işte budur.” 18/ Kehf 103, “De ki: size yaptıkları işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildireyim mi?” Kehf 104 “Bunlar iyi iş yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatındaki çabaları boşa gidenlerdir.”