ALLAH HER ŞEYİN YARATICISIDIR.(4)
Bir olay daha nakledelim. Ma’bed el Cüheni isimli bir yiğit, Haccac ile aralarında şöyle bir olay geçer. Haccac, zulüm ederek derki , ey Ma’bed, Allah’ın sana yaptığı bu taksimata ne diyorsun? Ma’bet, beni Allah’ın taksimatıyla baş başa bırak. Eğer Onun kısmetinden bana düşen pay buysa ben buna razıyım. Haccac, der ki, peki senin bu şekilde zincirlenmiş olman Allah’ın takdiri kazası ve kaderi değil mi? Ma’bet şöyle der, Beni senden başkasının zincirlediğini görmedim. Haydi zincirlerimi çöz, eğer Allah’ın takdiri, kaza ve kaderi buna mani olursa ona da razıyım. Ma’bed bunun ardından çok ağır işkenceler içinde katledilir. Bizim toplumumuzda da tedbir alınmadan bir çok yapılan yanlışlar, Allah’ın takdirine havale ediliyor. Bir olay daha nakledelim. Ma’bed el Cüheni isimli bir yiğit, Haccac ile aralarında şöyle bir olay geçer. Haccac, zulüm ederek derki , ey Ma’bed, Allah’ın sana yaptığı bu taksimata ne diyorsun? Ma’bet, beni Allah’ın taksimatıyla baş başa bırak. Eğer Onun kısmetinden bana düşen pay buysa ben buna razıyım. Haccac, der ki, peki senin bu şekilde zincirlenmiş olman Allah’ın takdiri kazası ve kaderi değil mi? Ma’bet şöyle der, Beni senden başkasının zincirlediğini görmedim. Haydi zincirlerimi çöz, eğer Allah’ın takdiri, kaza ve kaderi buna mani olursa ona da razıyım. Ma’bed bunun ardından çok ağır işkenceler içinde katledilir. Bizim toplumumuzda da tedbir alınmadan bir çok yapılan yanlışlar, Allah’ın takdirine havale ediliyor. Ey Ademoğlu Kişi sevdiği ile beraberdir hadisi sizi aldatmasın! Şüphe yok ki, sen iyilerin amellerini yapmadıkça, asla onlarla beraber olamazsın. Yahudi ve Hıristiyanlar da Peygamberlerini, hem de tanrılaştıracak derecede seviyorlardı, ama peygamberleri ile beraber olamadılar, Allah bu yaptıklarını şirk saydı. Allah, hakikati gizlememeleri konusunda bütün insanları uyarmıştır. 33/ Ahzab 7. “Hani biz peygamberlerden söz almıştık, Senden, Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan ve Meryem oğlu İsa’dan da. Evet biz onlardan pek sağlam bir söz aldık.” 33/ Ahzab 8. “ Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kafirler için de acıklı bir azap vardır.” bu ayetlerde hem peygamberlerden, dolayısıyla hem de tüm insanlardan söz alınmıştır, çünkü peygamberler Allah’ın emirlerini tüm insanlığa tebliğ ile sorumludurlar. Yeri gelmişken şu olayı da nakledelim. İbn Hubeyre denen kişi, Kufe valiliği sırasında, Ebu Hanife’yi, kadılık teklifini reddettiği için üç gün hapsetmiş ve kırbaçlatmıştır. Ebu Hanife bu valiyi kastederek, vallahi o benden Vasıt mescidinin kapılarını saymamı istese, onu bile saymam diye meydan okumuştur. Cahız, HAYEVAN’ında şöyle bir olayı nakleder. Emevi ailesi için kılıç sallayanlardan biri olan Raki b. Ebi’l Esved, bir gün, Ey Ebu Said bit kanı bulaşmış bir elbiseyle namaz kılmak hakkındaki fetvan nedir? der, İlim halkasındaki kalabalığın içinde şu tarihi cevabı haykırır. Müslümanların kanların köpek kanı döker gibi akıtıp da, ardından gelip bit kanının hükmünü sorması garip değil mi? Hasan, Zalim Haccac’a beddua eden bir adam gördü ve şöyle dedi. Onu yönetici yapan sizler değil misiniz? Haccac bir gün ölür ve azledilirse, ondan beter maymun ve domuz zihniyetli birilerinin başa geçmesinden endişe ederim. Allah Resulü’nün “Amelleriniz neyse idarecileriniz de odur, siz neye laikseniz öyle idare olursunuz” dediği rivayet olunur. ( İbn Cevzi.) 8/ Enfal 53. “İşte yasa budur, Allah bir topluma verdiği nimeti, o toplum kendilerinde olanla değiştirmedikçe Allah asla değiştirmez.” Yani güzel ahlak, Allah’tandır, o güzel ahlakın değiştirilmesi, Allah’ın emrini değiştirip karşı gelen kulların sorumluluğundadır. Güzel ahlak, Allah’tan onu savsaklayıp değiştirmekse kullardandır. Çünkü, Allah hoşlanmadığından razı olmaz, razı olduğundan da rahatsız olmaz. Haksızlık ve zulüm Allah’ın takdiri, kazası ve kaderi değildir, kulun bilinçli tercihidir.