ALLAH, YARATTIKLARININ RIZKINI VERENDİR. (2)
Dünyanın çeşitli yerlerinde açlıktan
ölen insan ve diğer canlılar, bu doymaz
Karun zihniyetlilerin hatasındandır.
Burada suç Allah’ın değil bu zulmü
işleyen doymak bilmeyen, gasp edenlerindir
Allah herkesin rızkını yaratıp
göndermiştir.
Allah, yaratıp gönderdiği rızkı dengeli,
paylaşım ve dağıtım işini insanlara
bırakmıştır. 10 / Yunus 31.” Resulüm
sor ve de ki: Size gökten ve yerden
kim rızık veriyor? …Her türlü işi kim
idare ediyor? Allah diyecekler, De ki:
öyle ise Allah’a asi olmaktan sakınmıyor
musunuz ? 16 / Nahl 53. “ Nimet
olarak size ulaşan ne varsa, Allah’tandır.
Sonra size bir zarar dokunduğu
zaman da yalnız O’na yalvarırsınız.”
Bütün canlıların rızkını veren ve besleyen
Allah’tır, ama oğlunu, kızını, torununu,
damadını düşünen insan, ne
yazıktır ki, diğer insanları ve canlıları
düşünmüyor haksızlık yapıyor. 51 /
Zariyat 58. “ Şüphesiz rızık veren, güç
ve kuvvet sahibi olan ancak Allah’tır.”
2 / Bakara 212. “ …Allah hesapsız rı-
zık verendir.” Allah’ın
indirdiği rızkı, çalan, gasp eden, hırsızlayan,
çalıştırdığı memurun, işçinin,
ustanın, çırağın her neyse hakkına tecavüz
edenler, peki bu nasıl bir Allah
inancıdır? Her dine mensup olan insan
illaki Allah’a inanıyor, ben genelde
İslam alemi için derken, tüm dünya
insanlığının düştüğü hatayı belirtmek
istiyorum. Bu nasıl bir ilahi saygı, bu
nasıl bir vicdan, bu nasıl bir insanlık,
Allah’a inanıyor ama Allah’ın yarattığı
rızkı ve nimetleri sahiplerine ulaştırmayıp,
onların rızkını çalıp, hırsızlayıp
gasp ediyor sonra da ben de Allah’a
inanıyorum diyor, bu işte bir yanlışlık
var, hem de insanlarda.
İSLAM DİNİ VE KÜFÜR DİNİ.
Küfür, kafir dinsiz değil, İslam ile
savaşanlar, yani Adem, Hut, Nuh,
Musa, İbrahim, İsmail, İsa ve Muhammed
( A.S) lar ve getirdikleri din olan
İslam ile savaşıp karşı gelenlerdir. Hiç
bir dini hassasiyeti duygusu olmayan
kimseler değil, aksine atalarından
kalma, gördükleri, duydukları dinin
mensupları ve koruyucuları olan, bu
dinleri için, Allah’ın gönderdiği dine
ve peygamberlerine karşı direnerek,
batıl ve uydurma bir dini, adı İslam
olan Allah’ın dini ile savaşıyorlardı.
Nasıl yani, şöyle. 109/ Kafirun 1, 2.) “
Resulüm, De ki: Ey Kafirler Ben sizin
tapmakta olduklarınıza tapmam. 3.)
Siz de Benim kulluk yaptığıma (Allah’a
) kulluk yapmıyorsunuz. 4.) Ben de sizin
taptıklarınıza asla tapacak değilim.
5.) Evet, siz de Benim kulluk yaptığım
tek Allah’a kulluk yapıyor değilsiniz.
6.) O zaman sizin dininiz size, Benim
dinim de banadır.” Sureden anlaşıldığı-
na göre, bunların bir dini var ve bu
dinleri için, Allah’ın gönderdiği yeni
din İslam’a karşı direniyor ve savaşı-
yorlar. Kafirlere, karşı İslam peygamberine
şöyle emir veriyor Allah. De
ki: Ben sizin tapmakta olduklarınıza
tapmam, söz konusu olan, ibadetsizliğe
karşı ibadet değil. Ya batıl ve
hurafe olan bir kulluğa karşı başka bir
tek olan Allah’a kulluk söz konusudur.
Çünkü peygambere karşı gelenler
inkarcı ve ibadet etmeyenler değil,
mabutları olmayanlar da değil, Aksine
İslam Peygamberinden daha fazla mabutları
olan kişi ve guruplardır. “Ben
sizin taptıklarınıza / kulluk ettiklerinize
tapmam / kulluk etmem, siz de benim
kulluk ettiğim Allah’a kulluk ediciler
değilsiniz.” Dedirirken Allah bu
maksadı tekrar ettirerek, bunu akıllara
kazımaktadır. Ve Allah bize şu emri
aktarıyor, bir kaide, bir ilke, ideal olarak
şunu ilan etmemizi istiyor. “Sizin
dininiz, size, Benim dinim de bana.”
Yani Allah, kafir/ küfür dinine yönelip
sarılanlara sizin kendi dininiz vardır,
Benimde tek Allah’a inandığım dinim
olan İslam dini var.
A