ALLAH YAŞADIĞIMIZ DÜNYANIN YEŞİL OLMASINI İSTİYOR.
Allah, cenneti bize anlatırken, yemyeşil
ifadesini kullanıyor. Zaten bahçe,
bostan anlamına geliyor cennetin
adı. Bitki örtüsünün sıklığı, yeşillikten
toprağın görünmediği yerdir. Allah
yaşamın temelini enerjiye, enerjinin
temelini de yeşil bir dünyaya dayandırmıştır.
Hiç bir şey oksijensiz ortamda
yanmaz, oksijensiz ortam da olmaz.
Oksijen yanmaya yardımcı olur,
kendisi yanan değildir, insanın aldığı
temiz havayı, Allah’ın kendilerine
verdiği emir doğrultusunda ormanlar
üretir ve temiz hava sağlarlar. Ormanlar
dünyamızın akciğeri konumundadır,
atmosferin bileşiminde dengeyi temin
ederler.
13/ Rad 3. “ Yeri döşeyen, yerde oturaklı
dağlar ve ırmaklar yaratan ve
orada bütün meyvelerden çifter, çifter
yaratan Allah’tır. Geceyi de gündüzün
üzerine Allah örtüyor. Şüphesiz bunlarda
düşünen bir toplum için ibret vardır.”
13/ Rad 4. “ Yeryüzünde birbirine
komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler,
bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış
hurma ağaçları vardır. bunların
hepsi bir su ile sulanır. Onun
için yemişlerinde onların bir kısmını
bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda
akıllarını kullanan bir toplum için
ibretler vardır.” Aynı topraktan ve
aynı suda beslenen bitkilerin her birinin
tadı birbirinden çok farklı olan
meyveler vermeleri, Allah’ın varlığının
açık delillerindendir. Ayette ki, vecennatün
bu bağlık ve bahçelik yer, yani
yeşillik demektir.
34/ Sebe 15. “ Ant olsun, Sebe kavmi
için oturduğu yerlerde büyük bir ibret
vardır. Biri sağda, biri solda iki bahçeleri
vardır.” ( ayette geçen cennetani)
34/ Sebe 16 . “ Ama onlar yüz çevirdiler,
(Allah’ın emrine uygun iş ve
amel yapmadılar) bu yüzden üzerlerine
Arim selini gönderdik. Onların
iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı
ve içinde birazda sedir ağacı bulunan
iki harabe bahçeye çevirdik.” ( Ayette
geçen, bicenneteyhim, cenneteyni)
Bu dünyadaki cennetlerini yeşilliklerini
yok edenlerin ahret cennetine
gitmeleri hayli zor görünüyor, çünkü
ağaçları menfaatler karşılığı kesenler
günahın büyüklerini işlemişler ve
tövbe edip kesilen ağaçların fazlasın
kefaret olarak dikmek durumundadırlar.
Yeşilin kesilip yok edildiği topraklarda
şiddetli bir fırtına ile erozyon
oluşmaktadır. Zihin, gönül ve nefisleri
erozyona uğramış insanlar, ağacın ve
yeşilin kıymetini bilemezler. Ruhu çıplak
olanlar toprağı da çıplak hale getirirler.
Ormanlar yeryüzünün elbisesidir,
insanın elbisesi olmazsa ne olacağını
düşünün, ormanda onun gibidir
DÜNYAMIZDAKİ
HAYVANLAR.
Allah yeryüzünü yaratırken bir dengeye,
ölçüye göre yaratmıştır. Yaratılan
insanın ihtiyaçlarına göre de canlı
çeşitleri ve besin kaynağı bitkiler yaratmış
ve düzeni, dengeyi koruyun
diye de kitap, model bir Peygamber
ve bunları anlayıp çözesiniz diye de
akıl nimetini insana vermiştir. Toplumsal
hayat açısından bir benzetme yapılmaktadır.
Var olmak kadar, toplu
halde yaşamanın da bir yönünü hatırlatmaktadır.
Toplu halde yaşamanın
getirdiği ve türünü devam ettirmek,
paylaşım ve iş bölümü bu nimetin bir
parçasıdır. Allah, dünyayı yaratırken
dengeli ve ölçülü yaratmış, bütün
canlılar dengeyi korumak için birbirlerine
yardımcı oluyorlar, ancak bilinçsiz
insanlar dengeyi bozuyorlar. Hep
benim olsun, daha fazla kazanayım
düşüncesiyle yapıyorlar, bunun helal
mı, haram mı olduğuna, dengeyi bozuyor
muyum, diğer canlıların hayatını
tehlikeye atıyor muyum diye düşünüp
dikkat etmeden sadece kendi menfaati
için düzen ve dengeyi bozuyorlar.