ALLAH’IN KURAN’DA VERDİĞİ HAKLAR
Haklar deyince, sadece insan hakları akla gelmemelidir, Allah’ın dünyada yarattığı tüm canlılar, yani ağaçtan taşa, havadan suya, hayvandan böceklere, çevre kirliliğinden her ne varsa hepsi haktır, düzendir, ölçüdür bunların dengesini bozmak hak ihlalidir ve hesabı sorulacaktır. Birleşmiş Milletler denilen kuruluşun 1948 de çıkarttığı “İnsan hakları evrensel beyannamesi” içeriği yetersiz ve diğer haklar yönünden hiç bir şey yoktur. Allah’ın açıkladığı haklar önemsenip öne çıkartılmazsa her şeyde olduğu gibi bu haklarda da eksiklik olur ve olacaktır. İnsanların çıkarttıkları haklar yine kedileri tarafından yetersiz bulunuyor veya devletine, güce göre değişiyor. Çürüyen ve kokuşan düşünceden hiç bir zaman doğru görüş çıkmaz ve insanlık huzuru bulamaz. İnsanlık ne kadar doğru düşünse yaratılan olduğu için tam ve tüm değildir, tam ve tümlük (güç ve gücü kullanma, yaratma, hakim olma gibi Allah’ın sıfatları anlamında) yalnız ve yalnız Allah’a aittir, bu akıldan çıkartılmamalıdır.
ALLAH HAKKI: Tüm insanları, canlıları ve dünyadaki bütün varlıkları yaratan Allah’ı tek olarak bilmek ve tek olarak Allah’a kulluk etmek O’nun hakkıdır. Bazı insanlar Allah’ın hakkını ihlal ederek, bazıları da Allah’a sahte tanrıları, ilahları ( Allah’ın yanında, alt ilah, yani şefaatçi, kurtarıcı, aracı, onlar sayesinde, onların hatırına, onların yüzü suyu hürmetine, Allah’a yaklaştırıcı, şeyh, efendi, veli, evliya diye adlandırılanlar gibi ) eş koşarak Allah’ın hakkı ihlal edilmektedir. 2/ Bakara 165. “ İnsanlardan bazıları Allah’ın yanında Allah’a denk ve alt tanrılar, ilahlar edinirler de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgileri ise onlarınkinden çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman anlayacaklar ve bütün kuvvetin, yetkinin yalnız Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu ölmeden önce anlayabilselerdi.” 2/Bakara 166. “ İşte o zaman görüp anlayacaklar ki, kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, kendilerine uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve o anda her iki taraf da azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.” 2/ Bakara 167. “ Kötülere uyanlar şöyle derler, ah keşke bir daha dünyaya geri dönmek mümkün olsaydı da, dünyada o uyduklarımız, burada ahrette bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık. Böylece Allah onlara, işlerini pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir.”
3/ Ali İmran 64. “ De ki: Ey ehli kitap sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz. Allah’tan başkasına kulluk edip tapmayalım; Allah’a hiç bir şeyi eş tutmayalım, Allah’ın yanında kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman şahit olun ki, biz Müslümanlarız deyiniz.” 2/ Bakara 79. “ Hiç bir insanın, Allah’ın kendisine Kitap, hikmet ve Peygamberlik vermesinden sonra kalkıp insanlara Allah’ın yanında bana da kul olun demesi mümkün değildir. Bilakis şöyle demesi gerekir. Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz.” 2/Bakara 80. “ Ve size: Melekleri ve Peygamberleri ilahlar edinin, diye de emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra hiç size kafirliği emreder mi? “
Allah’ın Kuran’ın da ki, ayetlerine uymayıp, Emevi, Abbasi ve diğer uydurmaları kendine din edinen ve onların yanlışlarıyla kendilerine aracı, şefaatçi, yaklaştırıcı, kurtarıcı, veli, evliya, şeyh edinenler, Allah’ın hakkına riayet ediyorlar mı?