ALLAH’IN PEYGAMBER’E VE MÜMİNLERE SALATI

Salavat  getirmek,  ilmihal  kitaplarıyla,  bazı dini  anlatan kitaplarda  Allahümme  salli  ala  seyyidina  Muhammed’in  ve  ala  ali  seyyidina  Muhammed  gibi  bazı  sözler  okunmalıdır diye yazılmaktadır.  Salavat  getirmekle  ilgili  çokça  hadis  uydurulmuş  ve  hatta şefaat de  buna  bağlanmıştır.  Allah,  peygamberi  ve  kulları  için  kime, niçin, nasıl salavat getirecektir,  Allah’ın salavat getirmesinin  mantığı  nedir.  Bu  gün  peygamber aramızda  değil  ölmüştür,  peygamberin tebliğ  ettiği  ve  bize  emanet olarak  bıraktığı  Kuran’ı  destekleyip, hayatımızda   yaşamamız, doğru anlayıp  etrafımıza da  duyurmak  bizim için salattır salavattır  Salavat  getirmekle  yani  Allahümme  salli  ala  seyyidina  Muhammed’in  ve  ala  ali seyyidina  Muhammed  diyerek  adeta, Ey Allah’ım Muhammed’e Sen yardım  et,  gerekli  desteği  sen yap  deniliyor ki, ne büyük  çelişkidir. O zamanın mümin  ve  Müslümanları  peygamberin  güvenliğini  sağlayarak  peygamberine  salat  ve  salavat  ediyorlardı.  Peygambere salat  ve  salavatı  sahabe  bir  köşeye  çekilip,  şimdi  yapılan  gibi  gerek  ferdi, gerekse  koro halinde  Allahümme  salli  okumamışlardır.  Varlarıyla,  yoklarıyla,  kıt  imkanlarıyla  mali destek, canlarıyla  harekete  geçip,  Allah’ın  emrine  uygun,  Allah  için  peygamberimize  destek  olmuşlardır.

24/Nur  41,  “ Göklerde  ve  yerde  bulunanlarla  dizi,  dizi  kuşların/arıların/ bulutların,  Allah’ı tesbih (her  türlü  noksanlıktan  arındırdıklarını)  ettiklerini  görmez misin?  Hepsi  kendi  tesbihlerini (  arındırmalarını  desteğini  doğaya  yapacağı  katkıyı)  bilmektedirler. Allah,  onların  yapmakta  olduklarını  hakkıyla  bilendir.”  Ayette  geçen  salat  ve  tesbih,  Allah’ı  Allah’a  yakışmayan  şeylerden  ve  Allah’ın  sıfatlarını,  Allah  dışında  başkalarına  vermemektir.  İşte  ayette  geçen  kuşlar,  arılar,  bulutlar,  Allah’ı  noksan  sıfatlardan  uzak  tutup,  kendilerine  ne  emredilmiş ise  o  görevi  yaparak  destek  olmuşlardır. Yoksa  Ebu Hureyre’ye  nispet  edilen  rivayette  zikredildiği  üzere,  namazlardan  sonra  33 er defa  Sübhanellah,  Elhamdülillah,  Allahüekber  denilmesi  bu  işi  kurtarmıyor.  Bir  defa  olsun  Allahuekber  deyin  ama  Allah’ı  tüm  noksan  sıfatlardan  arındırın ki,  o  zaman  amaç  yerini  bulsun.  Allah  de,  Allah’la  araya  aracı, şefaatçi koy, Allah  san ki duasını  kabul etmeyecek, duymayacak  zannedip,  yatırlara,  türbelere,  veli  ve  evliyalara,  şeyhlere  bağlanıp  onların  hatırına,  yüzü suyu  hürmetine  Allah’ım  duamı  ve  şu  işimi  kabul  et diyenleri  nereye  koyacağız. Elbette  Allah bilir, ama Allah bunları  yasaklamıştır, yasakla-dığı  ve  affetmem  dediği  işi  kim  ne  yapacaktır,  nasıl  hatır  atacaktır.  Bunun  anlamı  nedir,  Allah ile  insanları  karıştırmamalıyız,  Allah  vadinde  durandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.