Anadolu’da ki Türk-İslam medeniyeti aslında bir vakıf medeniyeti
Ahiliğin araştırıldıkça temelinde bir vakıf medeniyetinin olduğunu belirten Ahilik Araştırma Merkezi eski Müdürü Kazım Ceylan, Anadolu da varlığını sürdüren Türk-İslam medeniyetinin aslında bir vakıf medeniyeti olduğunu söyledi.
Kırşehir’le birlikte dünyaya yayılan Ahiliğin evrensel kültür içerisinde 27 ayrı vakfın dikkat çektiğini belirten Ceylan, Ahiliğin Orta Asya’dan gelen kabilelerin yerleşik şehir hayatına adapte edilmesi ve yönlendirilmesinde büyük rol oynadığını kaydetti.
Ceylan, “Ahilik, akıl, bilim, ahlak ve çalışma esaslı bir sistem olarak karşımıza geliyor. Ahiler, medeniyeti inşa etmenin ancak insanı inşa etmeden geçtiğini görmüşlerdir. Ahi insan tipi dediğimiz Kur’an-ı Kerim’deki 30 ayetle birebir örtüşen insan tipini yetiştirmişlerdir”dedi.
Ahiliğin temelinde vakıf medeniyetinin olduğunu söyleyen Ceylan, “Ahiler 27 farklı vakıf kurmuşlar. Eğitimden hastane yaptırmaya, yoksul kızları evlendirmeden, kanadı kırılan kuşları tedavi ettirmeye, şifahaneler kurmaya kadar vakıflar kurmuşlar. Bunların içinde en ilginci Kül Vakfı geliyor bana. İnsanlar karda kışda kayıp kayıp düşmemesi ve kışın oluşabilecek olumsuz görüntülerin ortadan kaldırılması için yollara kül döktürüyorlar. Bunun vakıf kurup insanları görevlendirmişler. Bu çok muhteşem bir şey. 27 vakıftan birisi de bu. Aklınıza gelmeyecek farklı alanlarda vakıflar kurmuşlar. Ecdat, karda kışta düşenler için bile vakıf kurmuş” diye konuştu.
Kadınları da Ahilerin teşkilatlandırdığını anlatan Ceylan, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Kırşehir, Konya, Kayseri ve farklı bölgelerde kadınları dünya üzerinde ilk defa Ahiler tarafından teşkilatlandırıldı. Kadınları dünyada ilk defa Ahiler teşkilatlandırmıştır. Türk erkeğinin yanında kadınlarda güçlü bir şekilde yer almışlardır. Eğitim, kültür, sosyal hayat, iş hayatı hatta askeri alanda da Ahi kadınları etkili olmuştur. Sosyal alanda da kimsesiz kadınları genç kızları, alarak onları yetiştirip evlendiriyorlar onları hayata katıyorlardı. Bakıma muhtaç kadınlara ise Ahi bacılar bakıyorlardı. Diğer taraftan bu kadınlar, savaşta iyi kılıç kullanıp ok atabiliyorlardı. Örgücülük, nakışçılık gibi alanlarda kadınlar çalışmıştır. Kimsesiz kalan gen kadınları alarak onları hayata katıyordu Ahiler, sadece sosyal alanda değil Ahi kadınları savaşta da erkeklerinin yanında yer alıyordu. Ahilik, kardeşlik projesi olmasından dolayı kadına ’bacı’ demiştir. Bacı, kardeş demektir. Ayrım gözetmemişlerdir. Erkekler nasıl eline,beline diline sahipseler kadınlar da aşınma, işine eşine bağlı oluyorlardı. Aşına bağlı oluyorlardı yemek yapıp mesleğini koruyabiliyorlardı. İşini iyi yapıyor kaliteli üretimde bulunuyorlardı. Eşine bağlı olarak da iffet ve merhamet sembolü olarak da aile hayatını devam ettiriyorlardı. Kadınlar, Ahilerle sosyal, kültürel ve ekonomik hayatta etkili oluyorlardı.” -iha